Nebati iki gün süren ziyarette 18 varlık yönetim şirketi, 19 uluslararası kalkınma ve yatırım bankası ile 10'dan fazla fona mensup 100'e yakın üst düzey yönetici ile görüştü.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada yatırımcıların ilgisi "yoğun" olarak nitelenerek Nebati'nin Türkiye'nin ekonomik görünümü ve yeni ekonomik model hakkında bilgi verdiği ifade edildi. Açıklamaya göre Nebati, toplantıda "döviz kurlarında sağlanan istikrar ile birlikte ülkemizdeki enflasyonun geçici" olduğunu toplantılarda dile getirdi.

Reuters'a bilgi veren bir başka katılımcı, "Toplantının ana mesajı şuydu: Kuru istikrarlı tutacağız ve bu istikrar enflasyonun ani şekilde düşmesini ve önümüzdeki yılın başlarında tek haneye gerilemesini sağlayacak" dedi.

Nebati'nin verdiği bilgilere göre ayrıca yastık altı altınların sisteme kazandırılması amacıyla bu haftasonu yeni bir açıklama da yapılacak. Yatırımcıların verdiği bilgiye göre Nebati planın 250-350 milyar dolar olarak tahmin ettiği yastık altı altının sisteme kazandırılması ve TL'ye çevrilmesini teşvik edeceğini ifade etti.

Türkiye yeni ekonomi modeli olarak adlandırdığı politika seti kapsamında yükselen enflasyona politika faizinde artış ile yanıt vermezken, enflasyondaki düşüşü cari fazla yaratarak sağlamayı amaçlıyor.

Yabancı yatırımcılar alışılagelmişin dışındaki bu politikaları neden göstererek son yıllarda Türkiye tahvil, hisse ve TL swap piyasalarındaki yatırımlarını belirgin azalttı.

Öte yandan piyasalarda Hazine'nin ay bitmeden uluslararası piyasalarda gerçekleştirmesi beklenen sukuk ihracını da izliyor. Refinitiv verilerine göre Hazine'nin 21 Şubat'ta itfa edeceği 2 milyar dolar tutarında eurobondu ve 25 Şubat'ta itfa edeceği 1.1 milyar dolar tutarında yurtiçi tahvili bulunuyor.

Bankacılar TCMB analitik bilanço verilerinden yaptıkları hesaplamalara göre bankanın net ve brüt rezervlerinin yaklaşık 5-6 milyar dolar arttığını hesaplıyorlar. Bankacılar rezervdeki artışın bir kısmının Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile swap anlaşmasından kaynaklanmış olabileceğini, ihracatçıların döviz gelirlerinin %25'inin TCMB'ye satışı gibi yeni adımların da bu artışta etkili olabileceğini belirtiyorlar.

TCMB'nin 28 Ocak'ta brüt döviz rezevrleri 110.2 milyar dolar iken bankacıların yaptığı hesaplamaya göre 4 Şubat itibarıyla 114-115 milyar dolara yükseldi. Benzer şekilde 28 Ocak'ta 10.5 milyar dolar olan net rezervlerin 16-17 milyar dolara yükseldiği tahmin ediliyor.

Bankacıların bilanço alt kalemlerinden hesaplamalarına göre BAE anlaşmasının yaklaşık olarak yarısının hesaplara geçen hafta Cuma günü girdiği görülüyor.

Türkiye BAE ile yaklaşık 4.7 milyar dolar swap anlaşmasını 19 Ocak'ta gerçekleştirmişti. TCMB'nin bugüne kadar en hızlı tamamladığı swap anlaşması BAE olmuştu.

Yabancı merkez bankalarıyla yapılan swap anlaşmaları döviz piyasasına Aralık'ta yapılan ve 20 milyar doları bulan müdahalelerle belirgin gerileyen rezerv göstergelerinin birçoğunu destekleyecek. Ancak TCMB'nin rezervlerine piyasalar swap verilerinden arındırılmış olarak bakıyor ve bu tutar ise eksi 55 milyar dolar ile belirgin negatif seyrini sürdürüyor.

Öte yandan TCMB dün bankalara gönderdiği talimat ile yabancı para cinsi reeskont kredisi kullanacak firmalara döviz mevduatlarının bir kısmını TL hesabına çevirme zorunluluğu da getirdi.

TCMB Ocak ayı itibarıyla döviz rezervlerinde hem düşüş, hem artış yönlü etki eden daha aktif bir politika izlemeye başladı. Analistler yeni düzeni kamu kontrolünün daha çok olduğu bir kur politikası olarak tanımlıyor.

Yatırımcılar Londra'daki toplantıda Nebati'ye TCMB'nin kuru istikrarlı seyirde tutabilmek için ne kadar rezerv satışına da ihtiyaç duyulacağı da soruldu. Yatırımcıların verdiği bilgiye göre Nebati bu konuda net bir bilgi vermekten kaçındı.

Hükümet kurdaki istikrardan memnun olduğunu belirtirken henüz ne ekonomi yönetimi ne de TCMB enflasyondaki yükselişe karşı bir politika seti açıklanmış değil.

TÜİK verilerine göre TÜFE Ocak'ta beklentilerin üzerinde artış kaydederek yıllık bazda %36.08'dan 48.69'a, yani yaklaşık 20 yılın yeni zirvesine tırmandı. Üretici fiyatları ise %93.53 ile Mart 1995'ten bu yana en keskin artışı kaydetti.

Dolar/TL'nin 18'i aştıktan sonra neredeyse 10'a kadar gerilediği Aralık ayındaki kadar keskin hareketler artık büyük ölçüde TCMB ve kamu aktörleri tarafından yönlendirilen döviz piyasasında görülmüyor. Yine de TL'nin tarihi negatif reel getirisi nedeniyle bireysel ve kurumsal tasarruf sahiplerinin döviz talebi yakından izleniyor.

Bu sabah fiyatlamalara bakıldığında ay başından bu yana dar banta işlem gören dolar/TL saat 0833'te 13.5525/13.5800 seviyesindeydi.

Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri dün kapanışta 537/543 baz puandan kapandı. CDS'ler 20 Aralık'ta 613 bp ile Mayıs 2020'den bu yana en yüksek seviyeyi gördükten sonra gerilemişti.

TCMB'nin tahvil alımlarının da desteğiyle gösterge 10 yıllık tahvilin bileşik faizi 11 Ocak'ta gördüğü tarihi zirve olan %25.1 seviyesinden kademeli %23'ün altına kadar geriledi. Bugün ortalama bileşik faiz spot kapanışta %22.79 seviyesinde.

Hafta boyunca ödemeler dengesi, sanayi üretimi ve TCMB piyasa katılımcı anketi veri gündemi takip edilecek. Dışarıda ise ABD enflasyon verileri yakından izleniyor. Piyasada Cuma günü piyasa kapanışı ardından ise Türkiye'yi "BB-" negatif görünümle derecelendiren Fitch'in not değerlendirmesi izlenecek.