Asya borsaları, ABD'deki Haziran ayı enflasyonunun son 13 yılın en yüksek artışını kaydetmesiyle gerilerken piyasalarda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) koronavirüs salgını canlandırma desteğini beklenenden erken sonlandırabileceği görüşü güç kazandı.

Dolar, ABD'de enflasyonun yükselmesi sonrası Fed'in para politikasında beklenenden daha hızlı sıkılaştırmaya gidebileceği yönündeki beklentilerle euro karşısında üç ayın, yen karşısında bir haftanın zirvesine çıktı.

Geçen haftadan beri 8.59-8.73 dar bandında işlem gören dolar/TL bu haftaya da yatay bir seyirle başladı. Kur saat 0836 itibarıyla 8.6200/8.6325 seviyesindeydi. Euro/TL 10.1591/10.1747, sepet bazında TL 9.3896/9.4036 seviyesindeydi. Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri dün 388/392 baz puan seviyesinden kapandı.

TCMB faiz kararı sonrası ise Piyasaların gözü Fed Başkanı Jerome Powell'in bugün ve yarın ABD Kongresi'nde yapacağı yarıyıl konuşmasında olacak. Bu konuşmada Fed'in artan enflasyonu durdurmak için daha agresif adımlar atıp atmayacağı hakkında ipuçlarına bakılacak.

Hazine ise bugün kurumsal yatırımcılara iki yıl vadeli dolar cinsi tahvil ve kira sertifikası ihracı gerçekleştirecek.

TCMB KARARINDA PİYASA ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM MESAJLARINA ODAKLANDI

Türkiye'de enflasyondaki yükselişin ardından TCMB'den faiz indirimi beklentilerinin ötelenmesi TL'ye bir miktar destek olurken, neredeyse tüm gelişmekte olan ülke para birimleri geçen hafta yükselen dolar karşısında değer yitirdi.

Reuters anketine katılan 18 kurumun tamamı bugün politika faizinin sabit tutulmasını bekliyor.

Yurtiçinde enflasyonun Haziran ayında kaydettiği sürpriz artışın ardından TCMB'nin ilk faiz indirimini ne zaman yapacağı tahminleri neredeyse tamamen yılın son çeyreğine ötelenirken, Reuters anketine katılan dört kurum artık bu yıl faiz indirimi beklemediğini belirtti.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yatırımcılarla kısa süre önce yaptığı toplantıda enflasyonda bu ve önümüzdeki ay oynaklıklar olabileceğini ve Merkez Bankası'nın enflasyonda üçüncü çeyrek sonu ile dördüncü çeyrek başında belirgin düşüş olacağı beklentisini koruduğunu söylemişti.

TCMB'nin açıklamalarına rağmen yatırımcılar siyasetin düşük faiz istekliliğini de göz önüne alarak kısa vadede faizlerde indirim olacağı endişesini hala taşıyorlar.

TCMB'nin bu hafta faizleri sabit tutması beklenirken piyasalar daha çok PPK metnindeki değişiklikler ile yapılacak sözlü yönlendirmelere odaklanacak.

Reuters anketinde ilk faiz indiriminin ne zaman yapılacağı tahminlerinde yılın son çeyreği ağırlığını daha da artırırken, öngörülen faiz indirimlerinin eskisine kıyasla daha küçük olacağı da tahmin edildi.

Daha önce faiz indirimi öngören dört kurum ise artık bu yıl faizlerde bir değişiklik beklemediğini belirtti. Haziran ayında yapılan bir önceki ankette bu yıl indirim beklemeyen katılımcı bulunmuyordu.

Bir bankanın döviz masası işlemcisi, "TCMB'nin bugün bir adım atması gerekirse bu faiz artışı yönünde olmalı. Bu da verilen mesajlara göre değerlendirilen bir konu değil. Bu nedenle bugün faizlerin sabit bırakılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak siyasilerin düşük faiz istekliliği nedeniyle bankanın bir an önce faiz indirimi yapmak istediği yönündeki endişeler de piyasadan silinmiş değil" dedi ve ekledi:

"TCMB'nin politika faizini %19 seviyesinden bu ay olmasa da önümüzdeki aydan ya da Eylülden itibaren sınırlı da olsa indirim yapılması endişesi var. Bu beklenti enflasyondaki düşüşten değil siyasilerin düşük faiz isteklediğinden kaynaklanıyor. Bugünkü PPK'da önümüzdeki aylar için indirim yapılıp yapılmayacağına dair mesajları takip edeceğiz."

Kavcıoğlu'nun Mart ayında göreve beklenmedik ataması kendisinin bir an önce faiz indirimi yapmak için göreve geldiği beklentisi oluşturdu. Bugüne kadar faizleri %19'da sabit tutan Kavcıoğlu verdiği mesajlarda politika faizini enflasyona göre belirleyeceği ve erken bir indirim yapılacağı beklentisinin ortadan kalkması gerektiği söylemişti. Ancak bu ifadeler endişeleri ortadan kaldırmaya tam olarak yetmedi.

JPMorgan'ın son raporunda "Haziran (enflasyon) verisinden sonra ilk faiz indirimi beklentimizi Eylül ayından Ekim ayına öteliyoruz. Artık bu sene üç kere 100 baz puanlık faiz indirimi yerine aynı sayıda 50 baz puanlık faiz indirimi bekliyoruz" denilmişti.

Bankacılar makro gerçekleşmelerin ancak sınırlı indirimlere olanak tanıyabileceğini, bunun da enflasyonla mücadelede yeni zorluklar getireceğini belirtiyorlar. Süreçte endişe edilen en önemli unsur ise erken faiz indirimlerinin TL'de yeni değer kayıplarını beraberinde getirerek yeni faiz artışı ihtiyacını tetiklemesi ihtimali. Siyasilerin faiz artışlarına olumsuz bakış açısı nedeniyle bu ihtimal yatırımcılar arasında endişe yaratıyor.