PİYASALAR SAKİNLEŞTİ DÖVİZDE DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Para ve maliye politikalarında sıcak parayı değil, yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı öne çekip makas değişikliğine giden Türkiye'de döviz üzerinden estirilen sert rüzgârlar yerini sakinliğe bıraktı. Dövizdeki yükseliş "Döviz Korumalı TL Vadeli Mevduat" enstrümanı ile önce durduruldu sonra aşağı baskılandı.

Sedat YILMAZ
Türkiye son dönemde kur üzerinden yaşanan yüksek dalgalanmayı aldığı tedbirlerle atlatarak normalleşmenin önünü açtı. Piyasalarda Türk Lirası mevduatlarına yönelik güvenin yeniden tesis edilmesiyle döviz fiyatları gerçek değerlerine inerken dövizin enflasyon yapma gücü de nispeten kırılmış oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de, “Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın oluştuğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Şimdi normale döndük. Ekonomi önünü görebilecek seviyeye geldi. Gelecek yıl daha iyi olacak” dedi.
Para ve maliye politikalarında sıcak parayı değil, yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı öne çekip makas değişikliğine giden Türkiye’de döviz üzerinden estirilen sert rüzgârlar yerini sakinliğe bıraktı. Yeni politikaların geçiş döneminde dövizdeki sert yükseliş “Döviz Korumalı TL Vadeli Mevduat” enstrümanı ile önce durduruldu sonra aşağı baskılandı.
“Döviz Korumalı TL Vadeli Mevduat” enstrüman ile ilgili detaylar ortaya çıktıkça döviz fiyatları gerçek seviyelerine indi. İlk etapta dolar/TL kuru 11 liraya kadar geriledi. Ardından 14 lirayı zorlayan kur, yeni piyasa enstrümanında netliklerin oluşmasıyla 12 lira seviyelerinde dengelendi. Euro da 14 lira seviyesinden işlem görürken döviz fiyatlarında gerileme devam ediyor.
Dolar/TL pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 lira seviyesini aşarak rekor kırdıktan sonra TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düşmüştü. Dolar/TL, çarşamba günü 12,08 lira seviyesine kadar geriledikten sonra yeniden yükselişe geçerek 12,73’e kadar tırmandı. Dolar kuru Salı gününü 12,50 lira civarında kapatmıştı.
Yeni enstrümanın muhtevası
Döviz fiyatlarını tepetaklak eden yeni enstrüman, bankalardaki döviz mevduatını TL mevduata çevirenlere belli bir vadede stopaj alınmadan kur artışından doğan farkın TL olarak hesaplara yatırılmasını içeriyor. Diğer yandan Merkez Bankası (TCMB) ihracatçı ve ithalatçı firmaların kur risklerini yönetebilmeleri için ihale yoluyla ve BIST VİOP’ta TL uzlaşmalı vadeli döviz satışı yapabilecek. Bu firmalar döviz taleplerini bankalar aracılığıyla Döviz Piyasaları Müdürlüğü’ne iletecek. 1 ve 3 ay vadeli TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine ilişkin takvim ayrıca paylaşılacak.
TCMB de döviz tevdiat hesapları ve döviz cinsinden katılım fonları hesabına sahip olanların TL vadeli hesaplara dönmeleri halinde destek verileceğini bildirdi. Hesap sahiplerinin söz konusu imkandan faydalanması için talep başvurusu yapması gerekiyor. TCMB açıklamasında, hesapların 3, 6 ve 12 ay vadeli olarak açılabileceği, vade sonu kuru üzerinden hesaplanacak tutarın, anapara ve faiz/kâr payı tutarından büyük olması durumunda; aradaki farkın TCMB tarafından karşılanacağı belirtildi.
Aynı açıklamaya göre; Türk lirası vadeli hesaplara işleyecek faiz/kâr payı ile hesap açılışı ve vade sonundaki kur değişim oranı kıyaslanarak yüksek olan oran üzerinden mevduat ve katılım fonu sahibine ödeme yapılacak. Hesap açılışındaki kur ile vade sonu kurunun ne olduğuna bakılmaksızın anapara ve faiz/kâr payı tutarı müşteriye banka tarafından ödenecek. Vade sonu kuru üzerinden hesaplanacak tutar, anapara ve faiz/kâr payı tutarından büyükse; aradaki fark TCMB tarafından karşılanacak. Vadeden önce hesaptan para çekilmesi durumunda destekten faydalanılamayacak.
Ayrıca bankanın mevduat hesabına uygulayacağı faiz oranı, Merkez Bankası’nca belirlenen bir haftalık repo ihale oranının altında olmayacak. Bu başvuru kapsamında açılan Türk Lirası mevduat veya katılma hesapları bir defaya mahsus olmak üzere belirtilen destekten yararlanabilecek.
Uzlaşmalı vadeli döviz satımı
Merkez Bankası (TCMB) ayrıca ihracatçı ve ithalatçı firmalara kur riskini yönetebilmeleri amacıyla ihale yoluyla ve Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda TL uzlaşmalı vadeli döviz satışı gerçekleştirilebileceğini bildirdi.
1 ve 3 ay vadeli olarak gerçekleştirilecek TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine ilişkin takvimin kamuoyu ile paylaşılacağı, firmaların söz konusu ihalelere bankalar aracılığıyla katılım sağlayabileceği kaydedilen açıklamada, “Ayrıca, ihracatçı ve ithalatçı firmalar VİOP’ta gerçekleştirilecek vadeli döviz alım taleplerini bankalar aracılığıyla Döviz Piyasaları Müdürlüğü’ne iletebilecekler” denildi.
Bu arada TCMB 1 Aralık’ta yapılan ilk döviz müdahalesinde 844 milyon dolar sattığını bildirdi. TCMB aynı gün Vadeli İşlemler Opsiyon Piyasası’nda (VİOP) 340 milyon dolarlık işlem yapmış toplam müdahalenin büyüklüğü 1 milyar doları aşmıştı.
TCMB aynı hafta 3 Aralık’ta döviz piyasasına 300 milyon dolarlık ikinci müdahalesini yapmıştı. Banka, üçüncü müdahalede 500 milyon dolar, dördüncü müdahalede 2,5 milyar dolar ve beşinci müdahalede ise 2 milyar dolar olmak üzere VİOP da dahil toplam müdahale tutarı 6,3 milyar dolar olmuştu.
Yüksek faizler düşürülecek
Dövizdeki dalgalanmanın sona erdirilmesinden sonra sıra faizlere geldi. Önce yüzde 14 oranındaki politika faizi ile yüzde 22,93 seviyesindeki piyasa faizi arasındaki oranının kapatılması için hamleler yapılacak.
İç piyasanın faizde normalleşmesini müteakip Kasım ayı rakamlarına göre yüzde 21,31’lik TÜFE enflasyonu – politika faizi arasında negatif durumdaki yaklaşık 7,5 puanlık reel faizin enflasyonun gerilemesiyle birlikte pozitife çevrilmesi planlanıyor.
Türkiye’nin 2 yıllık tahvil faizi yüzde 23,93 seviyesinde hareket ederken 5 yıllık tahvilin faizi yüzde 24,19’dan işlem görüyor. Ekonomi ve tahvil piyasası için önemli bir gösterge olan 10 yıllık tahvil faizi de yüzde 23,58’de bulunuyor.
Dövizin dalgalandığı birkaç haftadır 600 puanın üzerinde bulunan Türkiye’nin risk primi (CDS) piyasaların yatışmasıyla 577 seviyesine indi. Diğer yandan TL’nin 1 aylık ima edilen oynaklığı salı günü 62,62’ye ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüştü.
Gösterge en son 13 Ağustos 2018 tarihinde yine dövizdeki dalgalanma sebebiyle 61,47 seviyesine kadar tırmanmıştı. Söz konusu tarihte ABD ile süren yaptırım krizine paralel dolar 7,23 görmüş, TCMB müdahalesiyle dolar 6,88’e gerilemişti. Euro da aynı tarihte 7,84 liradan işlem görmüştü.
Normalleşme başladı
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ekonomide yeni model, dövizdeki yükseliş, müdahaleler ve piyasalara yönelik alınan tedbirlerle ilgili TRT’de gündeme yönelik soruları cevaplandırdı. Nebati, “Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın oluştuğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Kur iyi bir yerlerde dengeye gelecektir. Türkiye tarihi fırsatı değerlendirecek. Makroekonomik istikrarı sağlayarak, üretimi, ihracatı artıracağız ve cari açığı çözeceğiz. Yüksek büyüme, düşük cari açık: Modelimizin temeli budur” dedi.
Geliştirilen modele ilişkin bilgi veren Nebati, modelin temelinin cari açığın sıfırlandığı, hatta pozitif hale dönüştüğü fakat büyümenin de gerçekleştirileceği bir imkanlar silsilesini gerçekleştirebilmek olduğunu kaydetti. Bakan Nebati şöyle konuştu:
“Türkiye şu anda altyapısını bitirdi. Bu model için tam zamanı. Türkiye alternatif tedarik merkezi, küresel üretim ve tedarik merkezi olması gereken ülkelerin başında geliyor, doğrudan yatırım çeken ülkelerin başında geliyor. Dolayısıyla Türkiye bu tarihi fırsatı değerlendirecek.”
Nebati, bu değişimin normalleşme olduğunu belirterek, “Son birkaç aydır kur ataklarıyla ilgili yaşanan gelişmeler ve buna ilişkin yapılan yorumlar aslında normal olmayan bir şeyin tartışmasıydı. Şimdi normale döndük. Artık gerçek kişilerimiz, kurumlarımız, kamu yönetimimiz, siyasetimiz ve sizlerle her şeyin normal çerçevesi içerisinde devam ettiği bir sürece giriyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin 2020’de doğrudan yatırımlarının birikimli olarak şu anda 12,7 milyar dolara ulaştığını belirten Nebati, “Sıcak para biz sevmiyoruz, istemiyoruz. Çünkü sıcak paranın ne zaman geleceği belli fakat ne zaman gideceği belli değil. Bu giderken de ne tür tahribatlar yapacağını da birçok defalar gördük, yaşadık” dedi.
Türkiye modeli yerli
Uzun süredir Türkiye modeli, Çin modeli, Güney Kore modeli diye tartışmaların yapıldığına değinen Nebati, modelin neden Türk modeli olduğunu ve diğer ülkelerden nasıl ayrıştığını hatırlattı.
“Türkiye Ekonomi Modeli” hakkında bilgi veren Nebati, “Hem yeni bir model öne sürüyoruz hem de öne sürülen modelle dün Cumhurbaşkanımız adeta bir manifesto yayınladı. O andan itibaren de Türkiye'de birçok şey değişti” dedi.
Reel sektörün, ekonomik aktivitede bulunan aktörlerin önünü görebileceği çok önemli bir sürece girildiğini belirten Nebati, “Türkiye 2020'de krizde fırsatları en iyi şekilde kullanan bir ülke oldu. Özellikle önümüzdeki yıl, bunun da semerelerini çok açık bir şekilde göreceğimiz bir yıl olacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması gerektiğini belirten Bakan Nebati, “İşte bunun yolu yeni ekonomik model. Yeni modelimiz Türkiye’nin şartlarına uygun hale gelirse özgün ve özgür olacak. Dolayısıyla bu kırılganlıklardan bir tanesi olan orta gelir tuzağından çıkmak, reel efektif değer kurunu kabul edilebilir bir seviyeye getirmek amacıyla da bu çalışmalar yapıldı” bilgisini verdi.
Bakan Nebati son 1 yılda sadece büyümenin ve ihracatın değil makroekonomik göstergelerde de bir sıçrama olduğunun görüleceğini belirterek, “2 liraya mal edilen şeyi 1 liraya yurt dışında almak emeğinizi, gücünüzü, katma değerinizi dışarıya sevk etmek demektir. Şimdiki anlayışımız o optimal noktayı yakalamakla dışarıya vereceğimiz gücümüzü aslında dışarıdan alacağımız imkanlarla değerlendirmek demektir ki bu kırılganlıklar üzerine gelebilelim” diye konuştu. Nebati, bunun için de kırılganlık olan enflasyonun kabul edilebilir yani tek haneli seviyelere getirilmesi ve ülke içerisindeki dinamiklerin daha öngörülebilir hale getirilmesini hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Bu arada Ticaret Bakanı Mehmet Muş, döviz kurundaki düşüşe bağlı gıda fiyatlarında bir gevşeme beklediklerini söyledi.
Belirsizlikler ortadan kalktı
Konuyu değerlendiren bazı ekonomistler de, söz konusu enstrümanla ilgili Hazine ödemesine dış borçlanma, TCMB ödemelerinde ise rezervler konusunun önemli olduğunu, TCMB rezerv yeterliliğinin düşük olması sebebiyle toplam para arzının artırılmasının TL’yi değersizleştirip enflasyon yapacağını söylediler. Aynı ekonomistler, hem kur destekli TL mevduat açılışı, hem de DTH-TL dönüşümüne döviz kuru farkı desteği uygulamalarının başarısı için enflasyondaki artış, negatif TL getirilerinin durumu, TCMB politika faizi ve DTH mudilerinin TL’ye rağbet derecesinin önemli olacağını kaydettiler.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “TL hesaplarına döviz kuru kadar nema uygulanması, faiz oranını pratikte döviz kuruna endeksleyeceği için yüksek kur artışlarında faiz artışı etkisi yapar ve bu daraltıcı politikadır. Hazine’nin finansal yüklenimine kaynak olması bakımından para arzının artırılması ise parasal genişleme olur. Dolayısıyla, sağlıklı bir işleyiş için döviz talebinin azalması, hard currency tarzı hesaplardan TL hesaplarına değişimin olması ve bu minvalde de döviz kurunun aşırı yükselmemesi önemli görünüyor. Liranın stabilizasyonu enflasyon oranlarına yardımcı olabilir” dedi.
Yapılan son açıklamalar ve alınan tedbirlerin kur dalgalanmasının oluşturduğu belirsizliklerin giderilmesi anlamında olumlu değerlendirdiklerini dile getiren Erkan, “Son spot kur kullanımı, piyasa hareketlerinden ve faiz oranlarındaki değişime bağlı belirsizlikten dolayı fiyat belirlemede ciddi zorluklar çıkartıyordu. Ticari hayatın devamlılığı açısından ileriye dönük vadede kur belirleyebilmek ve sabitleyebilmek önemli. Kurlardan kaynaklı risklerin yönetilmesi açısından bu gerekli. Forward kur uygulamasından sadece orta ve büyük ölçekli firmaların değil, daha küçük ölçekli firmaların da faydalanabilmesi de önemli. Aynı zamanda ihale takvimi ile elde edilecek vadeli kurların kullanımında vade, ödeme ve tahsilat dönemi uyumu da dikkate alınmalıdır. Bu noktada, kamuoyu ile paylaşılacak ihale takvimi çerçevesinde firmaların forward kur kullanımı eğilimlerini görme şansımız olur” yorumunu yaptı.