Eski Amerikan Ulusal Otomotiv Bayileri Derneği (NADA) Dönem Başkanı Wesley Lutz, "Dizel ve benzinli araçlardan elektrikli araçlara geçiş yaptığımızı, büyük bir fırsat içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Elektrikli araçların pazarda yerini tamamen alması ve ticaretinin yayılması fazla zaman almaz.” dedi.

Lutz, Türkiye ve ABD’de otomotiv sektöründeki gelişmelere ve dijital dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Otomotiv sektöründe dijitalleşmeye yönelik her iki ülkede ciddi adımlar atıldığını dile getiren Lutz, müşteri tecrübelerini artırmaya çalıştıklarını ve sektördeki dijitalleşmenin kendilerine bu konuda önemli düzeyde yardımcı olduğunu belirtti.

Lutz, sektördeki dijitalleşmenin saydamlık ve rekabetçilik açısından önemli olduğuna dikkati çekerek, “Müşteriler neye sahip olmak istediğini daha iyi biliyor. Sektördeki dijitalleşme, müşterilerin neye sahip olmak istediğini anlayabilme ve karar verebilme açısından bize yardımcı oluyor. Kendileri için en iyi olan ürüne odaklanıyorlar. ABD’de de müşteriler, satın alımdan önce ortalama 9 saat internet üzerinde zaman harcıyorlar ve ona göre hangi ürünü alacaklarına karar veriyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Dijital dönüşümde iyi işler yapılıyor”

Sektördeki değişim konusunda Türkiye ve ABD’de oldukça iyi işler yapıldığını aktaran Lutz, "Buradaki perakendeciler, müşteri ile ilgili bilgilere ulaşma konusunda sıkıntı çekiyor. Dijitalleşmeyle bu sorunun üstesinden gelme ve satış konusunda daha iyi bir süreç için yardımcı oluyordur. ABD’de de bir kişinin araba satın alma süreci 3,5 saat sürüyor. Müşteri gelir, sözleşme imzalanır, aracını seçer. ABD’de de müşteriler bu sürecin daha da aza indirilmesini, 45 dakika da bitmesini istiyor. Müşteriler zamana öncekinden daha fazla değer veriyor. Dünya hızla değişirken biz perakendeciler olarak, müşterilerin beklentilerini, isteklerini dikkate almalıyız." yorumunda bulundu.

“Müzakere ve müşteri analizi yaparak fiyat uygulanmalı”

Wesley Lutz, Türkiye’de perakendecilerin müzakere ve müşteri analizi yaparak bir fiyat uygulaması gerektiğine işaret ederek, ABD’de de kendilerinin bu konuda müşterilerde müzakerelerde bulunduğunu ve görüş alışverişi yaptıklarını dile getirdi.

Dizel ve benzinli araçlardan elektrikli araçlara geçiş süreci yaşandığını ve bu süreçte büyük bir fırsat bulunduğunu aktaran Lutz, “Bazı kişiler bu durumun zarar vereceğini düşünebilir. Benim için bir fırsat getiren bir şey. Dünyada yüz milyonlarca araç bu araçlar ile yer değiştirilmeyi bekleyecek. Elektrikli araçların dizel ve benzinli araçlardan daha iyi olduğunu anlayan müşteriler bu konuda elektrikli araçlara daha fazla rağbet gösterecek. Burada sürüş tecrübesine yönelik farklı bir potansiyel var. Elektrikli araçların pazarda yerini tamamen alması ve elektrikli araçların ticaretinin tamamen yayılması fazla zaman almaz.”

ABD ve Türkiye'deki süreçlerin benzer yönler taşıdığına vurgu yapan Lutz, ABD'de müşterilerin daha uzun sürede finanse edildiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:

"ABD’de 72 aylık finanslama çok yaygın. Türkiye’de peşin ödemeler çok daha fazla. ABD’de de peşinat almıyoruz. Uzun dönemli araç kiralamalar çok daha yaygın ve popüler hale gelmeye başladı. Çünkü, aylık ödeme, satın almaktan daha düşük. Bundan dolayı, araba etiket fiyatı yükselmeye devam edecek. Müşterilerin aylık bütçeleri var ve bundan dolayı uzun vadeli kiralamalar daha yaygın diyebiliriz."
Ekonomisi iyi seyreden ve gelişmiş ülkelerin genelde daha iyi ticaret birliklerine sahip olduğunun altını çizen Lutz, “Üreticiler ile hükümetler iyi bir pazarlık süreci geçirdiklerinde iyi bir ticaret birlikleri mümkün olabiliyor. Öyle görüyorum ki, Türkiye’de perakendecilere yönelik yoğun bir ilgi ve alaka var. Buradaki perakendeciler ticaret birliklerini desteklemelidirler.” dedi.