PATRONLAR HALKA ARZDAN KORKUYOR
Danışman Metin Yüksel, patronların şirketlerini halka arz ettiklerinde firmalarının sırlarının açığa çıkmasından korktuğunu, ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Yüksel, hisse satışının sermaye koyma imkanını artırdığını belirterek bu işlemin şirketler için büyük yarar sağladığını bildirdi
Hakan DİKMEN
Metin Yüksel, firma sahiplerinin şirketin kendilerine ait olmadığını kabul etmediğini, halka açıldıklarında firmalarının sırlarının ortaya çıkmasından korktuğunu söyledi. Yüksel, “Hisse satış imkanı, şirket hisselerinin likidite kazanması, istemeyen ortağın ortaklıktan ayrılması (exit) için imkan olması (köprüden önce son çıkış için fırsat verir) ve memnuniyet halinde sermaye koyma imkanı da halka açılmanın artı faydalarıdır” dedi. Yüksel, “Şirketler gerçekten şirket değerini artırmak istiyorlar ise yatırımcı ilişkileri birimi, işletme müdürü kadar takdir görmeli, gerçekten Avrupa, ABD standartlarında çalışmalı başka bir deyişle fonsiyonel olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sayın Yüksel, Halka arz ne denek? Şirketler bu konuda nasıl bir çalışma yapmalı?
Halka arz aslında şirketlerin bir dönüşüm projesidir, Halka açılacak firmalar maalesef halka arzın 5 şartından biri olan son dakika finansal kurtuluş reçetesini görmektedir.
Oysa halka açılma dönüşüme hazır olma süreci ve bu süreçte halka acık olan firmanın dönüşümü yönetecek normları oluşturmasıdır.
Halka açılan Şirketlerin sahiplerinin psikolojisi nasıl oluyor. Ellerindeki şirketi kaptırmış gibi mi hissediyorlar?
Aslında firma sahipleri şirketin kendilerine ait olmadığını kabul etmemekte, dolayısı ile halka açıldıklarında firmalarının sırlarının ortaya çıkmasından korkmaktadır. 2002-2008 yılları arasında kurumsal yönetim danışmanlığı sürecimiz boyunca bu temel anlayışı yıkmaya çalıştık, O süreçte iş ortağımız Deminor (sonra ISS) ile birlikte kurumsal rating çalışmaları yaparken halka açılacak firmaların öncelikle yönetim kurulunun yapılandırılmasından başlayarak şirketteki vekalet sistemini tartışmaya açtığımızda en çok sorduğumuz soru banka ile ortak arasında sırlara vakıf olma arasında ne fark olduğu idi.
Soru aslında çok basit. Şirketin aktifleri sermaye sahiplerinin değil bankanın, tedarikçinin, çalışanın yani paydaşların ise o takdirde halkı ortak etmenin ne riski var? Yola kiminle, nasıl devam edeceğiniz, faiz mi kar payı mı ödeyeceğiniz kararı önemli; dönüşüm buradan başlarsa ortaklık kültürünün önemli bir finansman altyapısı sağlayacağı açıktır. Ortaklıktan memnun olmayan hissesini satar ve yoluna devam eder, oysa banka ile olan ilişkide kazanın veya kazanmayın, gitme iradesi size ait değildir, ve kazanmasanız da faiz deöemeye devam ederseniz, yemeği yeseniz de yemeseniz de hesabı ödemeden masadan kalkamazsınız.
Halka arz şirketin finansal ihtiyacını planlama imkanı olan bir piyasada yer almayı sağlar, kimse de kimse ile Katolik nikahı ile evlenmez (banka ile iş ortaklığı biraz öyle, hatta ağır banka lehine şartları olan bir evlilik sözleşmesi ile yapılmış bir evlilik diyebiliriz) . Hisse satış imkanı, Şirket hisselerinin likidite kazanması, istemeyen ortağın ortaklıktan ayrılması (exit) için imkan olması (köprüden önce son çıkış için fırsat verir) ve memnuniyet halinde sermaye koyma imkanı da halka açılmanın artı faydalarıdır..
Bütün bunlar için ne tür yükümlülükler bekliyor, bankayı düşünün neler yok ki teminat, şahsi imza, yetmedi hanımdan izin ama sermaye piyasalarında işlem görmek için şeffaflık, hesap verilebilirlik, sorumluluk ve adilik ilkelerine sahip bir şirket yönetimi, yani evrensel standartlara uygun bir yönetim anlayışı.
Halka açılan şirketin ortakları şirketin mali ve organizasyonel bilgileri ile karar alıp verecekler menfi kanaatin oluşmasına neden olan bilgiler sonucunda hisselerini satarak ayrılabileceklerdir. Bu nedenle yukarda yer alan bilgiler ışığında şirkete ait bilgilerin zamanında ve anlaşılabilir şekilde sessiz ortak yada yatırımcı ortakla paylaşılması gerekmekte ve burada YATIRIMCI İLİŞKİLER BİRiMİ önem kazanmakta.
Ancak bu tür birimler fonsiyonel olarak işlemedikçe, şirketlerde içselleştirilmedikçe yasal bir zorunluluğun yerine getirilmesi olarak görülüp etkin olmayan içi boşaltılmış kerhen kurulmuş işlevsiz birimlere dönüyor ve böylece yatırımcı ortak ile şirket arsındaki köprü çalışmıyor, bilginin yerini duyum hatta insider bilgi ile beslenen kirli bilgi alıyor ve sonunda , fiyat değer ilişkisi de doğru çalışmıyor. Şirketler gerçekten şirket değerini artırmak istiyorlar ise YATIRIMCI İLİŞKİLERİ BİRİMİ işletme müdürü kadar takdir görmeli, gerçekten Avrupa, ABD standartlarında çalışmalı başka bir deyişle fonsiyonel olmalıdır.
HALKA AÇILMAYA HAZIR OLAN ŞİRKETLERİ BORSA HEMEN KABUL EDER Mİ !!!!!!
Halka açılan bir şirketin hisselerinin işlem göreceği BORSA, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan halka açılma izni (kayda alınma) alan firma hisse senetlerinin işlem gördüğü piyasadır, bunun içinde ön koşul 60 milyon TL ciro ve 100 milyon TL aktif büyüklüğüdür,
Özetle, Borsa İstanbul’un kotasyon şartları işlem görecek pazara göre farklılık göstermekte olup kotasyon tablosu aşağıdadır.
| Yıldız Pazar | Ana Pazar | Alt Pazar |
Halka arz edilen payların piyasa değeri | Asgari 300.000.000 TL | Asgari 75.000.000 TL | Asgari 40.000.000 TL |
Bağımsız denetimden geçmiş yıllık finansal tablolarında dönem kârı olması | Son 2 yıl | Son 2 yıl | Son 2 yıl |
Halka arz edilen payların nominal değerinin sermayeye asgari oranı | 15% | 20% | 25% |
Bağımsız denetimden geçmiş en son finansal tablolardaki Özsermaye / Sermaye Oranı | 1'den büyük | 1'den büyük | 1,25'den büyük |