PARA POLİTİKASINDA İNCE AYAR DÖNEMİ
Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert, para politikasında ince ayar yapılması gereken döneme geçiş yaptıklarını belirterek, "Ticari krediler tarafında biraz daha rahatlama sağlanırken, bireysel tüketici kredilerinde sıkılaştırmaya gidilebilir. Bazı segmentlerde ya da sektörel bazlı bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Mert, "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında AA'ya yaptığı açıklamada, ekonomi yönetiminin 1,5 yıllık süreçte uyguladığı ekonomi politikalarının atılması gereken adımlar olduğunu söyledi.
Gidilen yolun zorlu ve uzun olduğunu ancak çıktıların görülmeye başladığına değinen Mert, enflasyonun düşmesi için ekonominin soğuması gerektiğini anlattı.
"Sektör açısından bakarsak bankacılığın zorlandığı bir dönem oldu." diyen Genel Müdür, politika faizinin hızlı artışıyla bankaların elindeki stok kredilerin zarar oluşturduğunu belirtti.
Sektörünün kredi verme süreçlerinde karşılaştığı iki temel soruna değinen Mert, "Birincisi faiz oranlarının yüksekliği, hem ticari hem bireysel kredilerde maliyetleri artırıyor. İkincisi ise büyüme sınırları; aylık yüzde 2 büyüme sınırı, bankaların büyüme stratejilerini zorlaştırıyor. Yüzde 2 sınırı nedeniyle doğal olarak daha seçici davranıyoruz ve bu sınırı aşmanın ciddi maliyeti var." dedi.
Mert, krediye ulaşımdaki zorlukların NPL oranına yansıdığını ve yüzde 2'ler seviyesinin tarihi seviyelere göre yönetilebilir olduğunu bildirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimini değerlendiren Ömer Mert, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada önemli olan, alınan kararların başladığınız tarihten itibaren sürdürülebilir ve düzenli şekilde uygulanması. Aksi takdirde bu durum, piyasalarda negatif etkiler oluşturabilir. Örneğin, bugün aralıkta indirim yaptınız, sonraki 3 ay boyunca aynı tutumu sergilemezseniz, bu farklı tartışmaları beraberinde getirebilir. Merkez Bankası'nın duruşu, kararların takibi ve iletişim süreci oldukça başarılı. Hem Merkez Bankası'nın hem de Bakanlığın bankacılık sektörüyle iletişimi son derece iyi. Sektörün sorunları birebir biliniyor ve çözülmesi kolay olmasa da gerektiğinde küçük ama etkili dokunuşlarla destek sağlanıyor."
Fibabanka Genel Müdürü Mert, politika faizinin kademeli olarak düşmesini beklediklerini ifade etti.
Yılın ilk 6 ayında para politikasında radikal değişiklik öngörmediğini belirten Mert, "Faiz indirimi, bankalara bir miktar rahatlama sağlayacak. Kredi büyüme sınırlamasının bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Yapısal değişimlere baktığımızda tüketimde zaten yavaşlama var ama istenilen seviyede değil. Üretimde ise daha belirgin ve sert yavaşlama görüyoruz. Alınan önlemlerle hem üretimin hem de tüketimin aynı anda yönetilmesi söz konusu. Tüketimin istenilen hızda azalmaması yönetimi zorlaştırıyor. 2025'te ince ayar yapılması gereken döneme geçiyoruz. Ticari krediler tarafında biraz daha rahatlama sağlanırken, bireysel tüketici kredilerinde sıkılaştırmaya gidilebilir. Bazı segmentlerde ya da sektörel bazlı bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Mert, enflasyonun 2025'in ilk 6 ayında, hatta ağustosa kadar belirgin şekilde düşüş göstereceğini öngördüklerini dile getirdi.
Enflasyonda ilk 9 aylık dönemi öngörmenin mümkün olduğunu belirten Mert, "Sonrasında ise işlerin biraz daha zorlaşacağını düşünüyoruz. Türkiye'deki ve uluslararası gelişmelerin bu süreçte yardımcı olma ihtimali de var. Ancak mevcut koşullarla enflasyonun yüzde 30'un altına inmesinin zor olacağını tahmin ediyoruz." dedi.
- "Sektörde oyun ve oyuncuların değişeceği bir dönemi göreceğiz"
Mert, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) devreye aldığı dijital bankacılık, açık bankacılık, servis bankacılığı ve uzaktan müşteri edinimi hizmetlerinin hem sektör hem de Türkiye açısından çok kıymetli olduğunu kaydetti.
Bankacılığın her yerde görünür olması ya da herkesin bir banka olması gerekmediğini vurgulayan Mert, müşterilerin ihtiyaç duyduğu yerlere gitmenin önemine işaret etti.
Genel Müdür Mert, sözlerine şöyle devam etti:
"Mutlaka şubelerin olması gerekmiyor. Müşterinin ayağına gitmelisiniz. Görünürlüğünüz çok fazla olmasa da hizmetinizi sunmalı, finansman sağlamalısınız. Servis modeli bankacılığı da tam olarak bunu sağlıyor. Bu yaklaşımla ilk olarak 'Getir Finans' işbirliğini geliştirdik. Getir müşterileri, uygulama üzerinden 'Getir Finans' bölümüne erişiyor ve burada karşılarına bankacılık dünyası çıkıyor. Bu dünyadaki tüm hizmet sağlayıcısı Fibabanka. Mevzuatta da bu süreç net şekilde tanımlanmış durumda: Teknolojik ön yüz sağlayıcısı Getir, finansal hizmet sağlayıcısı Fibabanka. Bu oyun değiştirici bir adım. Servis bankacılığı modelinin amacı, penetrasyonun düşük olduğu ülkemizde bu hizmeti yaygınlaştırmak, rekabeti artırmak ve müşteri lehine uygulamalar geliştirmek."
Dijital bankaların sektöre girişine değinen Mert, yeni kurulacak banka duyurularına işaret ederek, sektörün bu tarafa kaydığını ifade etti.
Mert, kamu bankalarının mevcut yapıyı koruyup dijital banka kısmında yeni yapı kurduklarını belirterek, "Kamu bankalarının dijital banka sürecine dahil olması, perakende şirketlerinin banka kurması, sektörün dönüştüğünün bir göstergesi. Bir de bu yeni kurulan yapıların şirket değerlemeleri daha iyi normal bankalara göre. Türkiye'ye dijital banka tarafına yakın zamanda yabancı büyük oyuncular gireceğini düşünüyorum. Sektörde oyun ve oyuncuların değişeceği bir dönemi göreceğiz." dedi.
- "Hedeflerimizin yaklaşık yüzde 90'ını tutturduk"
Yıl sonu hedeflerinin biraz altında kaldıklarını söyleyen Ömer Mert, sektörün de aynı durumda olduğunu ancak Fibabanka'nın küçük ve dinamik olmasının avantajlarını yaşadıklarını anlattı.
Mert, bankanın öz kaynak karlılığının yüzde 40 bandında olduğunu ve sektörün üzerinde yılı tamamlayacaklarını bildirerek, şunları kaydetti:
"Kar artışında sektörün üzerinde bitiriyoruz. Hedeflerimizin yaklaşık yüzde 90'ını tutturduk ama bizim hedefler agresifti çünkü ölçek nedeniyle radikal büyümeniz gerekiyor. Aslında, son düzenlemeler doğrultusunda kendi hedeflerinden çok bankacılık sektöründe aldığı konuma bakmak lazım. Herkesin kötü gittiği bir yerde senin iyi gitme şansın olmuyor. Bu sene servis modeli bankacılık iznini almış olmamız, yatırım yaptığımız ve önem verdiğimiz bir alandı. Bu, karlılıktan daha çok motivasyon sağladı ve bankamızın gittiği yolu hissettirmesi açısından doğru karardı. Bu sayede önümüze çok güzel fırsatlar geldi. Getir ile yaptığımız ilk model bize büyük avantaj sağladı çünkü herkes yapan biri varsa onunla yapmayı tercih ediyor. Bu durum bankamızın 2025 ve sonrası için sektörde kendine özel konum elde etmesini sağladı."
Bankanın bir diğer avantajının servis modeli bankacılık altyapısının ve diğer tüm teknolojik gereksinimlerin banka içinde yapılması olduğundan bahseden Mert, teknoloji biriminde çalışanların bankada çalışanların yüzde 25'inden fazla olduğunu, sektörde ise bu oranın yüzde 13-15 bandında yer aldığını belirtti.
- "Yıl sonunda ekonomiye sunacağımız katkı, 75 milyar lira seviyesine gelebilir"
Fibabanka'nın orta-küçük KOBİ'ler ve bireysel müşteriler olmak üzere 2 odağının olduğunu aktaran Mert, krediler aracılığıyla ekonomiye sunulan katkının yıl sonunda 75 milyar lira seviyesine gelebileceğini dile getirdi.
Ömer Mert, özellikle KOBİ'nin altında bulunan mikro segmentte çok iş yaptıklarına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin, 'FİGO Para' adlı bir yatırımımız var ve KOBİ'lere finansman hizmeti sunuyor. Diğer taraftan bugün Trendyol ve Hepsi Burada ile çalışıyoruz. Burada sadece bireysel müşterilere kredi vermiyoruz. Oradaki satıcılara da kredi veren nadir bankalardan bir tanesiyiz. Bu da şunu gösteriyor: Bireyselden başlayarak mikro segmentte paraya ulaşımı zor olan kitleye de kaynak sağlıyoruz ve bunu tamamen dijital yapıyoruz. Fibabanka olarak yeni dünyanın bankası olmak istiyoruz. Burada bir teknoloji sağlayıcı olarak servis modeli bankacılığının çok daha yaygınlaşmasını sağlayacağız. Biz sadece bir yerle çalışmak istemiyoruz. Çok fazla kuruma, bu uzmanlığımızı sunmak istiyoruz."
"Finberg" girişim sermayesi şirketiyle finteklere destek olduklarına değinen Mert, 40'tan fazla yatırımları olduğunu, sadece finteklere değil, retailteklere de yatırım yaptıklarını aktardı.
Mert, Easycep'e yaptıkları yatırımdan bahsederek, hem şirketin müşterilerine hem şirkete kredi desteği verdiklerinin hem de girişim sermayesi tarafında yatırım yaptıklarının altını çizdi.
Startup ekosisteminin direkt yatırımcısı olduklarını, hemen hemen tüm girişimlere dokunduklarını ifade eden Mert, yurt dışındaki büyük fonlara yatırım yaptıklarını, bunu yapma nedenlerinin yurt dışından Fibabanka aracılığıyla Türkiye'ye para çekmek olduğunu vurguladı.
Ömer Mert, dışarıda servis bankacılığı faaliyetlerini artırmayı, bankayı daha dijital yapıya dönüştürmeyi ve mobil uygulamaları daha fazla ön plana çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı.
İçeride ise yapay zeka kullanımına ve operasyonların dijitalleşmesine ağırlık vereceklerini belirten Mert, "Yapay zekanın şu anda daha çok iç kullanım için uygun olduğunu, müşteri tarafına ise daha kademeli şekilde entegre edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak iç operasyonlarda büyük potansiyel mevcut ve bu alanda yapay zeka kullanılacak. 2025'in büyük kısmını bu çalışmalara ayıracağız. Sonraki yıl, bu teknolojiler olgunlaştıkça müşteriye daha fazla nasıl yansıtacağımızı konuşacağımız bir dönem olacak." şeklinde konuştu.