SON DAKİKA
Kültür - Sanat - Magazin Cumartesi 07 Eylül 2024 02:30

ÖDÜL ALAN İLK TÜRK SANATÇI ALAZ İKİZ

Çocuklar ve gençlerin başarısı beni çok heyecanlandırıyor. Memleket onlarla yol alıyor biraz da, onlara emanet çünkü. Yürekleri Alaz gibi güzel heyecanlarla çarpsın her bir gencin. Güzel haberlerle çıkalım siz okurların karşısına. İşte Türkiye'yi gururlandıran bir genç piyanist: Alaz ikiz. Bu hafta sonunda kıyılarınıza onun çalışma azmini bırakıyorum.

Ödül alan ilk Türk sanatçı Alaz İkiz

Deniz Özen BAŞARAN

Müzikle ne zaman buluştun? Babanın (Fuat İkiz TRT Radyo sanatçısı)sanatçı olması senin müzisyenliğinde itici güç oldu mu?

Müzik ben doğduğumdan beri evimizde hep vardı. Babam ve annemin müziğe duydukları sevgi beni de etkiledi. Piyano dersleri almaya başladığım zamanı, ilk olarak neler öğrendiğimi pek hatırlayamasam da bana hissettirdiği eğlence ve mutluluğu hatırlayabiliyorum. Devam etmek istememin sebebi bu eğlence ve mutluluk hissiydi sanırım. Evimize piyanomun geldiği gün koşarak gitmiştim eve, hala aynı enstrüman benimle. Ailemin desteği ve bana sağladığı imkanlar sayesinde müziğe olan ilgim gittikçe arttı ve hayatımın merkezi haline geldi. 

akin-i

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Öğrencisi Alaz İkiz’in günlük rutininde neler var? Müzik mutlaka var mıdır?

Erken saatte güne başlamayı çok seviyorum. Etraf sessizken, kimse uyanmamışken çalışmaya başlamak harika hissettiriyor. Doğru beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya dikkat ediyorum, bence sahnede en iyi performansınızı gösterebilmek için fiziksel olarak en iyi formunuzda olmanız gerekiyor. Günün 7-8 saati çalışmayla geçiyor. Özellikle konserlerime veya yarışmalara hazırlandığım dönemlerde çalışmak ve dinlenmekten başka bir şey yapmak için pek vakit kalmıyor. Biraz uzaklaşmak istediğimde arkadaşlarımla vakit geçirmeyi ve futbol maçlarını takip etmeyi seviyorum. Şimdiye kadar müziğin olmadığı bir gün yaşadım mı bilmiyorum. Tatildeyken bile bir şeyler dinlemek, okumak istiyorum.

Müzisyenlik hele de bir enstrüman çalışmak çok disiplin isteyen düzenli yaşam gerektiren bir alan. Bu sen de hep var mıydı? Yoksa başlarda sıkıcı geldiği oldu mu?

Her gün aynı istekle çalışmak mümkün değil. Hayatlarında başarıya ulaşmış her insan için disiplinli olmak; bunalmış, yorgun, belki bıkmış hissederken bile çalışmak en önemli nokta. Ben de böyle yapmaya çalışıyorum. Bu bazen zor olabiliyor, canınızı sıkabiliyor. Ama bir eseri çalarken kalbimden, aklımdan geçenleri tam anlamıyla ifade edebildiğimde hissettiklerim öyle güzel ki… çok yorulduğum anlarda bile devam etmeme yardımcı oluyor. 

Ne tür müzikler dinliyorsun? Beslendiğin alanlar neler?

Tabii ki klasik müzik en çok dinlediğim tür. Farklı müzisyenlerden farklı yorumlar dinlemeye ve yaptıklarının nedenlerini düşünmeye bayılıyorum. Her türden sevdiğim müzikler var, bazen rock veya akustik pop dinlemek de hoşuma gidiyor. Farklı sanat dallarından, özellikle edebiyat ve resimden ilham almayı seviyorum. Bazen tabloları veya romanlardan karakterleri çalıştığım eserlerle eşleştiriyorum. Böylece eserin ifade gücünün arttığını hissediyorum.  Her an daha iyi olmayı düşündüğünüzde Dünya adeta kütüphaneniz haline geliyor. Etrafınızdaki her şeyden beslenebilir oluyorsunuz. 

Birçok uluslararası ödül aldın. Seni en mutlu kılan hangisiydi? Tamamım hissettiren ödül hangisi oldu? 

Hiçbir ödül, başarı “tamamım” dedirtemez. Ben ödüllerden ziyade yarışmalarda çok fazla şey öğrendiğim, eksiklerimi keşfettiğim için mutlu oluyorum. Dönüp kayıtlarımı dinliyorum ve daha iyi yapabileceğim şeylere odaklanıyorum. Böylelikle sonuç ne olursa olsun bu tecrübeleri yaşadıkça daha iyi bir müzisyen oluyorsunuz. Slovenya’da ve Almanya’da kazandığım ödüllerin anlamı daha farklı oldu çünkü her şeyden önce ülkenizi yurtdışında temsil etmenin sorumluluğu ve gururunu yaşıyorsunuz. Bu yüzden yurtdışında katıldığım yarışmalara ayrı bir motivasyonla ve ülkemi en iyi şekilde temsil etme arzusuyla hazırlanıyorum. 

6-Kendi kariyerin dışında Türkiye Müzik Tarihine de ismini yazdırdın; Almanya’da düzenlenen 19. Ettlingen Piyano Yarışmasında “Teşvik Ödülü”ne layık görülen ilk Türk olarak. Avrupa’nın en prestijli yarışmalarından birisiydi. Alman basınında da yer aldı. Biraz bu yarışma sürecini bizimle paylaşır mısın?

Bu yarışmaya katılmamın sebebi daha önce ödül alan piyanistlerin sonrasında harika kariyerlere sahip olmaları. Yarışmanın seviyesinin çok yüksek olduğunu biliyordum. Boris Giltburg, Yuja Wang gibi isimlerin çaldığı sahneye çıkmak heyecanlandırıyor, o baskıyı hissediyorsunuz. Seyirciyle harika bir bağ kurduğumu düşünüyorum. İnanılmaz ilgili, sevecen insanlardı ve yarışma bittikten sonra bile şehirde karşılaştığımızda durup tebrik eden, selam veren pek çok insan oldu. Jüri üyelerinden benim için çok kıymetli tavsiyeler aldım. Türk olduğunuz için şaşıranlar oluyor elbette ama ben başarılı olmak için gereken şeylerin bizim karakterimizde olduğuna inanıyorum. Benim için muhteşem bir tecrübe oldu ve elbette ödül aldığım için çok mutluyum. Daha fazlasını yapmak, daha çok çalışmak istiyorum. 

Hedef olarak kendini nerede görmeyi hayal ediyorsun?

Müziğe adanmış bir hayat hayal ediyorum. 

Alaz İkiz 2003 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Piyano eğitimine Prof. Dr. Cihat Aşkın’ın kuruculuğunu yaptığı Küçükçekmece Belediyesi Müzik Akademisi’nde başladı. Aynı kuruluş bünyesinde Prof. Cana Gürmen’in ustalık sınıflarına katıldı ve ”Müzikle Büyüyenler” projesi kapsamında çeşitli konserler verdi.

2014 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Yarı Zamanlı Programı’na kabul edilerek Dr. Öğretim Üyesi Ayşe İris Şentürker’in öğrencisi olma hakkı kazandı. 2018 yılında ise Tam Zamanlı Öğrenci olarak MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’na kabul edildi. Pek çok solo ve oda müziği konseri veren Alaz İkiz aynı zamanda Beşiktaş Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bünyesindeki “Güçlü Aile Güçlü Gelecek” projesinde de yer aldı.

MSGSÜ Devlet Konservatuvarı bünyesinde gerçekleşen Prof. Alfredo Perl, Pavel Kaminski ve Gülsin Onay’ın ustalık sınıflarına katıldı. Prof. Joanna Maria Lawrynowicz, Prof. Markus Becker, Dr. Öğr. Üyesi Emre Elivar, Dr. Öğr. Üyesi Özgür Ünaldı, Prof. Dr. Beril Çalgan ve Şef İbrahim Yazıcı ile çalışmalarda bulundu. 2019 yılında Viyana’da gerçekleşen “41. Allegro Vivo Summer Academy”e kabul edilerek Prof. Peter Nagy ile çalışma fırsatı buldu.

2020 yılında katıldığı “International Music Competition Belgrade” yarışmasında birincilik; “Online Piano Competititon For The Youth In Europe” yarışmasında birincilik ve dinleyici ödülü, “Citta di Barletta” yarışmasında birincilik, 2. “Uluslararası Adana Rhapsody Piyano Yarışması”nda birincilik ödülüne layık görüldü. 2021 yılında katıldığı “Wiener Klassiker International Piano Competition” yarışmasında ise ikincilik ödülünü kazandı. 2022 yılında yeniden katıldığı “Online Piano Competititon For The Youth In Europe” yarışmasında birincilik ödülü kazandı. 2023 yılında MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası’nın solistlik sınavı sonucunda Şef Can Okan yönetiminde solist olarak sahne almaya hak kazandı.

Alaz İkiz eğitimine MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda Dr. Öğr. Üyesi İris Şentürker’in sınıfında  devam etmektedir.