Rosatom'dan yapılan açıklamaya göre, yüzer güç ünitesi, uzak bölgelere, büyük yatırımlı madencilik projelerine ve enerji tüketen endüstriyel tesislere enerji tedariki zorluklarına karşı yeni ve etkili bir çözüm sunuyor.

Bu yıl 26'ncısı düzenlenen St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'nda Rosatom ve TSS Group yetkilileri bir araya geldi. Taraflar denizaşırı pazarlar için RITM-200M reaktörlü yüzer güç ünitelerinin kullanılacağı enerji filosunun geliştirilmesine yönelik temel koşulları içeren anlaşma imzaladı.

Şirketler, denizaşırı pazarlar için 100 megavattan az olmayan kapasiteye ve 60 yıla kadar belirlenmiş hizmet ömrüne sahip yüzer güç ünitelerinin inşasına başlanmasını ve daha sonra yüzer güç ünitelerinden elde edilen elektriğin bulundukları ülkelerde satılmasını sağlayacak eşitlik temelinde ortak bir girişim başlatmayı taahhüt etti.

Orta Doğu, Güneydoğu Asya ve Afrika ülkelerini hedef pazarlar olarak gören tarafların, yasal ve mali bağlayıcılığı olan belgeleri daha sonra imzalanması bekleniyor. Enerji filosunun ise 2029 ile 2036 yılları arasında devreye alınması öngörülüyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Rosatom Makine İmalatı ve Endüstriyel Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Andrey Nikipelov, dünyanın ilk yüzer nükleer güç santrali Akademik Lomonosov'un 2019 yılında devreye alınmasının ardından konuya ilginin giderek arttığını kaydetti.

Nikipelov, şirket olarak pazara, güç kapasitesi ve amacı bakımından farklılık gösteren, arktik ve tropikal versiyonlarda tasarlanmış bir yüzer güç ünitesi ailesi sunduklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Çevre dostu olan ve çalışma istikrarına sahip bu üniteler, ana elektrik şebekelerinden enerji bağımsızlığını ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalardan etkilenmemeyi sağlayabiliyor. Yüzer güç ünitelerinin kullanımı şirketlere ve ülkelere önümüzdeki yıllar için öngörülen bir elektrik fiyatı elde etme fırsatı veriyor. Dolayısıyla yüzer güç üniteleri hem Rusya'da hem de yurtdışında büyük bir ticari potansiyele sahip. Proje, Rus yüksek teknolojilerinin yeni pazarlara girmesine katkıda bulunacak ve en önemlisi de insanlar için daha iyi yaşam koşulları yaratması yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinde ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunacak."