SON DAKİKA
Turizm Pazar 30 Temmuz 2023 11:41

MÜZİĞİN BEŞİĞİ LİVERPOOL

Bu haftaki yazımda sizi dünyanın serin ve gözlerden uzak bir köşesine götürmek isterim.

Müziğin beşiği Liverpool

Bu hafta, birlikte gideceğimiz kent İngiltere’nin kuzeybatısında Mersey Nehri kıyısında bulunan ve Irlanda Denizi’ne bakan Liverpool şehri.

Kent 1207 yılında kurulmuş İngiltere’nin eski ve önemli bir liman kenti ve günümüzde burada yaklaşık yarım milyon insan yaşıyor.

Liverpool ismini eski bir İngiliz kelimesi olan ‘lifer’dan alır . “ Lifer ” çamurlu su ,  “ pool ” ise havza anlamına gelir. Dolayısı ile Liverpool çamurlu suların havzası anlamını taşır. Liverpool kentin simgesi olan bir de birnevi mitolojik bir figür olan ve bir karabatağa benzeyen ‘liver bird ‘ vardır . Bu mitolojik figürün bir dişisi ve erkeği vardır ve heykelleri limanda bulunur . Rivayete göre biri denizcileri korur , diğeri denizcilerin karadaki ailelerini korur .

liverpol-1

Liverpool ‘u iş seyahatlerim nedeniyle çok ziyaret etme ve tanıma fırsatım oldu . Her zaman uçakla Manchester’ a uçup oradan araç ile Liverpool'a geçerdim . Avrupa’nın nerdeyse her yerini gördüm ama İngiltere her anlamda anakara Avrupa’dan çok farklı ve özgündü.

Liverpool’da Albert Dock yani tarihi limandaki otelimde kalırdım .Çok severim bu bölgeyi zira buradaki restoranlar , müzeler ve limanın ambiyansı çok güzel .

Sabah ve akşam güneşi burada bana hep farklı gelmiştir .

Sabah otelde güne başladığımda İngiliz kahvaltısı servis ederler . Sıcak iyi kızarmış kare tost ekmeğiniz gelir , tereyağı , bal ve reçel , yerel pastırmaları ‘bacon’ ve kuru fasulye ve tabii ki yanına İngiliz çayı. Ben her daim bu sabah kahvaltısından büyük keyif almışımdır. Genelde ürünler Birleşik Krallığı’na ait olan ülkelerden gelir. Bal mesela Avustralya’dan gelir.

Unutmadan söyleyeyim ,otelinizde, en üst seviyede İngilizceniz olsa bile, tek kelime dahi anlayamazsanız. Bu duruma sakın şaşırmayın çünkü yerel halkın konuştuğu lehçe o kadar değişiktir ki , hiç İngilizceye benzemez ama merak etmeyin 1-2 gün sonra kulağınız alışır ve her şeyi tekrar anlamaya başlarsınız .

Albert Dock 1840'larda inşa edilmiş bir liman bölgesi ve büyük depo ve gümrük binalarından oluşuyor. Zamanında dünyanın dört bir yanından gelen pamuk , tütün , fildişi, çay, şeker ve ipek gibi ürünler burada depolanır ve ticareti yapılırdı . Liverpool o dönem kölelik ticaretinin de bir parçası oldu.

Daha sonra bu binalar endüstriyel tasarımlar ile modern otellere, galerilere, restoranlara ve barlara dönüştürüldü ve kentin hem hafızası hem de keyifli bir köşesi haline geldi.

liverpol-4

Liverpool Limanı aynı zamanda İngiliz kraliyet ailesine ait Titanik, Queen Mary, Queen Elizabeth gibi bir çok okyanus aşırı yolculuk yapan büyük gemilerin bulunduğu limandır.

1917 senesinde dünyaca meşhur Titanik gemisi de bu limandan Amerika kıtasına ilk ve son yolculuğuna çıkmıştı ve bu geminin anısına sahilde büyük bir anıt bulunur .

Liverpool Limanı 20inci yüzyılda İngilizlerin ve İrlandalıların göçmen olarak Kuzey Amerika kıtasına özellikle New York için yola çıktığı limandı.

Bu liman bölgesi bu nedenle biraz da hüzünlüdür çünkü hiç kimse durduk yerde vatanını terk etmek istemez elbette.

Genelde ekonomik koşullar insanları böylesine uzaklara götürür ve yeni hayatlar kurdurur. .

İnsanlar bu macera dolu yolculuklarında aile boyu mücadeleler, zor yeni başlangıçlar ve vatan hasreti yaşarlardı.

Asırlar önce Amerika’ya göç eden bu insanların anısına Albert Dock’ta bir heykel bulunuyor . Heykel genç bir göçmen ailesinin yeni dünyaya yola çıkmasını anlatıyor. Limandaki yürüyüşlerimde o heykel beni her zaman çok etkilemiştir. Çünkü sadece Liverpool da yaşanan bu tarihi olayları değil aynı zamanda insan hayatı üzerine çok şey anlatır ve evrenseldir .

19uncu ve 20incı yüzyılda ise Liverpool paralel olarak gerek Avrupa’dan, özellikle Norveç, İrlanda ve Galler bölgesinden ve gerek Birleşik Krallığın her köşesinden göç alan da bir kentti.

Liverpool’da günümüzde de büyük bir siyahi , Hintli ve Çinli topluluğu yaşamaktadır . Çok farklı dinlerden de insanlar bu kente göç etmiştir . Örneğin Liverpool ‘da Alman Kilisesi , Rum Ortodoks Kilisesi , Katolik kiliseleri ve sinagoglar bulunur . Bu nedenle Liverpool genel anlamda çok kozmopolit , çok geniş kültürlü bir kenttir.

liverpol-2

Liverpool kenti bir çok icat  da yapıldığı yerdir . Örneğin ilk şehirlerarası ray sistemi, ilk elektrikli tren ve ilk tren tüneli burada inşa edilmiştir. İlk helikopter servisi burada hizmete açılmıştır. İlk transatlantik buhar gemileri burada çalışmaya başlamıştır.

Medikal alanda ise, mesela ilk kanser araştırma merkezi Liverpool’da kurulmuş faliyete geçmiştir. İlk tropikal tıbbi merkez ve modern anestezi bilimi de yine burada hayat bulmuştur.

Günümüzde ise, Liverpool Londra’dan sonra en çok müze, galeri ve parkın bulunduğu bir İngiliz kenti olarak öne çıkıyor. World Museum , Museum of Liverpool , Maritime Museum , Port Sunlight Museum,  Slavery Museum , Tate Museum , Walker , Lady Lever , the Bluecoat ve Atkinson Liverpool kentin önde gelen ve görmeye değer müzeleri ve galerileri .

Liverpool spor alanında da önemlidir zira kent dünyaca meşhur FC Liverpool takımına ev sahipliği yapıyor.

Kentin tarihi merkezi küçüktür ve gezmesi çok keyiflidir . 

Şehrin tarihi kalbi Bank Street , Castle Street , Dale Street , Juggler Street , Moor Street ve Whiteacre Street adındaki 7 sokaktan oluşuyor.

Bu sokakların arasında yürürken her köşe başında tipik İngiliz pubları göreceksiniz . Publar iş çıkışı herkesin mutlaka uğrayıp yaz kış birasını içtiği mekanlar . Mutlaka duvarlardaki Televizyonda futbol maçları oynuyordur. Burada uygun fiyata ufak tefek bir şeyler yiyip içebilir, ama en önemlisi tanıdığınız veya tanımadığınız insanlarla keyifli sohbetler edebilirsiniz. Yeni dostluklar da kurabilirsiniz . Ortam çok samimidir . Liverpool halkı genel olarak sohbet kâr , esprili ve çok şakacıdır.

Kentin eski sokaklarını gezerken de Liverpool kentini dünyaya tanıtan ikonik rock grubu Beatles ‘ın da izlerine rastlarsınız . Dünyaca belki de tüm zamanların en tanınmış ve en başarılı rock gruplarından biri olan Beatles grubun dört üyesinin , Paul Mc Cartney , John Lennon , George Harrison ve Ringo Star'ın doğup büyüdüğü kenttir burası . Buradaki ‘The Cavern ‘  barda ilk sahne almışlardır ve “Merseybeat” diye bilinen sound larını 60 lı yıllarda dünyaya tanıtmışlardır . Ritim anlamına gelen ‘beat ‘ sözcüğünden yola çıkarak ise gruplarına ‘the Beatles ‘ ismini vermişlerdir .

Liverpool’u gezerken kentin her köşesinde bu güzel yürekli müzisyenlerin tarihi yolculuklarına şahit olacaksınız .

Limanda herkesin fotoğrafını çektiği bir Beatles heykeli göreceksiniz , parklardan birinde ‘Yellow Submarine ‘ sarkışının sarı denizaltısı sizi karşılayacaktır , eski kent merkezinde Beatles Müzesi’ni gezebilirsiniz ve eğer ilginizi çekerse özellikle Paul McCartney ve John Lennon’un çocukluklarını geçirdikleri mütevazı iki katlı kiremit evlerini de ziyaret edebilirsiniz . Mathew Street boyunca The Beatles topluluğuna atıfta bulunan pek çok duvar yazısı , mekan , fotoğraf ve anıt göreceksiniz.

Kentin bu sokaklarını gezerken bu mekanları 60 lı yıllarda hayal ederim . Burası kim bilir ne muhteşem bir müzik vahasıydı Düşünsenize kentin küçücük barlarına gidiyorsunuz ve gencecik ve o dönem için çılgın The Beatles topluluğun özgün parçalarını canlı olarak dinliyorsunuz . Bundan daha büyük bir keyif olabilir mi ? Olağanüstü olmalı .

Liverpool sadece bu rock grubunun değil, bir çok ünlü gazetecinin, roman yazarının, şairin, sanatçının , aktörün ve sporcunun yetiştirdiği kent olmuştur.

Muhtemelen bu kültürel yoğunluk ve çeşitlilik ve kentin hareketli bir deniz ticareti limanı olması müzik, keşif ve spor alanlarında olsun buradaki insanlara önemli bir maya ve ilham kaynağı olmuştur .

Kentin çok farklı ve çok katmanlı dokusu muhakkak bu olağanüstü yetenekli insanların yetişmesine çok büyük katkı sağlamıştır . 

Liverpool kenti özel tarihi ve yapısı nedeniyle 2012 ile 2021 senesi arasında UNESCO Dünya Mirası listesinde yerini almıştır ancak kentin kendi kültürel mirasına yeterince sahip çıkmamasından dolayı bu unvanı 2021 de UNESCO tarafından geri alınmıştır.

Albert Dock ve Liverpool’un eski sokaklarını gezerken The Beatles grubunun ‘ Let it be ‘ , ‘Hey Jude ‘ , ‘İmagine ‘ gibi onca harika parçaları kulaklarımda çınlıyor . Ne harika şarkılar bestelemişler, dünyada çığır açmışlar ve hem müziklerini, hem ruhlarını dünyaya sevdirmişler. Bu küçücük kentten birer genç olarak çıkıp tarzlarıyla, özgünlükleriyle tarih yazmışlar ve unutulmaz birer dev olmuşlar.

Yolunuz ola ki İngiltere’nin bu köşesine düşerse, bu liman kentine uğramanızı ve bu güzel müzik grubun eserlerini hatırlamanızı ve o dönemin güzel ruhunu yad etmenizi öneririm.


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR