"MESLEKİ EĞİTİM, GELECEĞİN GÜVENCESİ"
Türkiye'de baskılanan kur rejimi ve iç piyasadaki yüksek faizler ihracatçı şirketlerin rekabet gücünü olumsuz etkilerken, pazar kaybına da neden oluyor. Sanayicilerin para kazanamadığı için yatırım yapamadığını ve borçlarının giderek arttığına işaret eden İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ve Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, "Dövizle ihracatı bastırıyoruz, rekabetçi gücümüzü kaybediyoruz. İç piyasada da yüksek faizle borçlanmayı engelliyoruz. Bu politikada hem içerde hem de dışarıda pazar daraldığı zaman ister istemez işletmelerin kapasitesi yüzde 70'lere düşüyor. İşin sonu da işçi çıkartmalara gidecek." dedi. Tecdelioğlu, hırdavat sektöründe çevreye duyarlılığın giderek arttığını belirterek, geri dönüşüm oranlarının uluslararası pazarlarda daha fazla sorgulanmaya başlandığını ve tüm sektörün bu konuya çok daha fazla dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Fatsa Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne kazandırılan PVC atölyesinin açılış töreninde konuştu. HISİAD üyelerinin katkılarıyla okula kazandırılan PVC atölyesinin, gençlerin mesleki eğitimine önemli katkı sağlayacağını belirten Tecdelioğlu, eğitim alanındaki bu sosyal sorumluluk projelerinin, sektörün kalkınmasına ve gelecekte nitelikli iş gücü yetişmesine büyük katkı sunacağını vurguladı.
‘Usta yetiştirmenin temeli küçük sanayilerdir’
Sanayide yetişmiş eleman sorununun giderek arttığını belirten Tecdelioğlu, ‘’Katma değerli ürün diyoruz ama katma değerli ürünü üretecek mühendisimiz, meslek yüksekokulu elemanlarımız yok. Makinelerinde çalışacak, otomasyonu kuracak meslek lisesi mezunu çocuklarımız yok. Usta yetiştirmenin temeli küçük sanayilerdir. Küçük sanayiler olmadan ana sanayiyi besleyemeyiz. Bizim küçük sanayiler kurup buralarda ustalarımızı yetiştirip ana sanayilerimize kuluçka olarak göndermemiz lazım. Burada da TOKİ benzeri bir devlet politikası gerekiyor." dedi.
‘Ceza yememek için zararına ihracat yapıyoruz’
Türkiye'de enflasyona paralel gitmeyen döviz kurlarının sektöre büyük zarar verdiğinin altını çizen Tecdelioğlu, şöyle devam etti:
"Enflasyona paralel olmayan mevcut kurla fiyat tutturamıyoruz. Yılbaşından bu zamana kurdaki artış yüzde 25, ama enflasyon yüzde 47. Ben yılbaşında da aynı dövizle malı satıyordum, bugün de aynı dövizle satıyorum. Kâr kalmadı, artık zarar ediyoruz. Yani ihracatçı tamamen kredilerini ödeyebilmek için, aldığı ham maddeyi döviz bazında ödeyebilmek için, kredilerle ilgili vermiş olduğu taahhütleri kapatabilmek için ihracat yapıyor. Örneğin alüminyum ve bakırda yüzde 15 fazla üretmişiz ama toplamda aynı paraya satmışız. Çünkü bankadan kredi almışım ve karşılığında ihracat taahhüdü vermişim. O taahhüdü yerine getirmek için o siparişi almak zorunda kalıyorum çünkü öbür türlü bankadan ceza yiyeceğiz. Dövizle ihracatı bastırıyoruz, rekabetçi gücümüzü kaybediyoruz. İç piyasada da yüksek faizle borçlanmayı engelliyoruz. Bu politikada hem içerde hem de dışarıda pazar daraldığı zaman ister istemez işletmeler kapasite olarak yüzde 70'lere düşüyor. İşin sonu da işçi çıkartmalara gidecek."
‘Mısır’da yanlış yapıp kendi sanayimizi kaybetmeyelim’
Sektörün Rusya pazarını ciddi bir şekilde kaybettiğini ve Türki Cumhuriyetleri'nde de Çin'in rekabet baskısı altında olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nde pazar payımız halen yüzde 1,7 seviyesinde. Sattığımız malın 70 katı daha satabileceğimiz bir pazar var orada. Avrupa Birliği'nde iyi lojistik merkezler kurup sektörel bazda alt tabanıyla bir strateji oluşturabilirsek bu bölgeden hala çok daha fazla faydalanabiliriz. Arap coğrafyasında iş yapmak kolay değil. Çünkü orada bir kültür var ve bu kültüre sabırlı yaklaşmanız gerekiyor. Oranın ananesini, örfünü, kültürünü bilen arkadaşlarla iş yapmak çok daha kolay oluyor."
Geçtiğimiz günlerde TİM heyeti olarak Mısır'a yaptıkları ziyaret hakkında da bilgi veren Tecdelioğlu, "Mısır'a yatırım yapmak, Mısır'da fabrika çalıştırmak, Mısır'da yaptığın üretimi dünyaya pazarlamak kolay değil. Ayrıca orada bir çok yan sanayi halen gelişmemiş durumda. Bugün bir otomotiv sektörü Mısır'a gidip de bir fabrika kursun, mümkün değil, çünkü yan sanayi yok. Ama biz gidip Mısır'a işi öğretirsek, bizim sanayicimiz Mısır'a gidip yatırım yapıp da Mısır'da kendi yan sanayisini oluşturma çabasına girerse, işte o zaman biz kendi sanayimizi kaybederiz. Bunu yapmamamız lazım." dedi.
Hırdavat sektöründe sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı artıyor
Tecdelioğlu, yüzde 60'ını otomotiv, beyaz eşya ve yapı malzemeleri sektörlerinin oluşturduğu hırdavat sektöründe çevreye duyarlılığın giderek arttığını belirterek, geri dönüşüm oranlarının uluslararası pazarlarda daha fazla sorgulanmaya başlandığını söyledi. Tecdelioğlu, "Sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim ilkeleri, sektörümüzdeki birçok ürünü dönüştürmeye başladı. Artık ürettiğimiz ürünlerde ne kadarlık geri dönüştürülmüş malzeme kullandığımızı belgelemek, geri dönüşüm sertifikaları ve raporları almak zorundayız. Sektörümüzün bu alandaki çalışmaları artırması ve daha fazla dikkat etmesi gerekiyor." diye konuştu.
Tecdelioğlu, konuşmasında, Türkiye genelinde hırdavat sektörünün tanınırlığını artırmak amacıyla önemli çalışmalar yürüttüklerini de ifade etti. 2024 yılında kurulan TOBB Hırdavat Sektör Meclisi’nin bu doğrultuda attığı adımlardan bahsederek, sektörde büyük bir bilinçlendirme ve tanıtım hareketi başlattıklarını aktardı. Tecdelioğlu, fuarların önemine de değinerek, 2025’te düzenlenecek olan Turkish Hardware Eurasia Fuarı'na 100’ün üzerinde uluslararası satın almacının katılmasını hedeflediklerini söyledi.