SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 12 Eylül 2021 02:29

MERKEZ, SÖYLEM DEĞİL 'EYLEM' HAZIRLIĞINDA

Makroekonomide enflasyon hariç birçok şey iyi giderken para politikasında yeni bir alan uygulamaya geçti. Yılsonuna kadar en az 100 baz puan faiz indirimi planlayan Merkez Bankası (TCMB), çekirdek enflasyonu baz alarak reel faizdeki pozitif tarafı korumak isterken TL'yi güçlü tutmaya odaklandı.

Merkez, söylem değil  'eylem' hazırlığında

Sedat YILMAZ

Türkiye’de enflasyon dışında ekonomi normal seyrinde hareket ediyor. Büyümeden, sanayi üretimine, cari dengeden, bütçeye, borçlanmadan istihdam verilerine kadar birçok makro data pandemi şartlarına rağmen iyileşmede moral veriyor.

Salgın sürecinde küresel bazda etkisini yükselten enflasyonun, tüm ülkeleri gıda ve enerji fiyatlarının etkisiyle sorunlarla yüz yüze bıraktığı gözleniyor. Özellikle üretici fiyatlarındaki artışların etkisi tüketici enflasyonlarını yukarı yönlü tetikliyor.

ABD’de üretici fiyatlarının yüzde 8, Avrupa Birliği’nde yüzde 13’lere dayanması tüketici olarak adlandırılan manşet enflasyonları pandemi süreci boyunca rahatsız edeceği gözleniyor. Rusya dahi Ağustos’ta yüzde 6,7’ye yükselen tüketici enflasyonu sebebiyle politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 6,75 seviyesine çıkardı.

Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB) da, makroekonomide enflasyon hariç birçok veri iyi giderken para politikasında yeni bir uygulamaya geçti. Yılsonuna kadar en az 100 baz puan faiz indirimi planlayan TCMB, çekirdek enflasyonu baz alarak reel faizdeki pozitif tarafı korumak isterken Türk Lirası’nı güçlü tutmaya odaklandı.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) toplantısında enflasyona dair açıklamaları yurtiçi ve yurtdışı piyasalar tarafından dikkatle takip edilmiş ve TCMB’nin yılın kalan sürecinde ne yapacağına dair yorumlar tartışılmaya başlanmıştı.

Ağustos ayı tüketici enflasyon verilerinin yüzde 19,25 ile politika faizi yüzde 19’un üzerine çıkmasından sonra “enflasyon üzeri faiz” uygulamasının terk edildiği sinyalini veren Merkez Bankası, karar değişikliğini salgın şartlarının küresel bazda ağırlaşmasına bağlamıştı.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu söz konusu toplantıda, “Küresel merkez bankacılığında, para politikası duruşu belirlenirken, para politikasının etkisi dışında olan kısa vadeli arızi unsurlardan arındırılmış çekirdek enflasyon göstergeleri esas alınır. Özellikle salgının getirdiği olağanüstü koşullar, enflasyonun kısa vadeli oynaklıklardan arındırılmış ana eğilimini ölçmeye yarayan çekirdek enflasyon göstergelerinin önemini artırmakta” demişti.

Kavcıoğlu’nun açıklamaları piyasalarda bir faiz indirimi olarak algılandı. TCMB’nin 23 Eylül’de gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz indirimine yönelik sinyaller verebileceği söylentileri yayıldı.

Piyasa ile açık iletişim

Politika faizinin yeni yıla yüzde 18 seviyelerinde girme ihtimalinin yüksek olduğunu belirten birçok analist, yılsonunda tüketici enflasyonun yüzde 16-17 şeklinde gerçekleşeceğini, gerilemeye başlayan çekirdek destekli manşet enflasyonun reel faizdeki yüzde 2’lik pozitif değeri koruyacağını raporladılar.  

Gıda ve enerji dışı olan çekirdek enflasyonun bazı kesimleri tatmin etse de asıl mutfak enflasyonu tarafında adımların atılması gereğine vurgu yapan analistler, TCMB’nin piyasa ile çok daha açık bir iletişime geçmesi ve söylemin eyleme ne şekilde dönüşeceğini göstermesi gerektiğini belirttiler. Analistler asıl sorunun faiz indirimi sonunda beklentiler dahilinde olan dövizdeki yukarı yönlü dalgalanma olacağını kaydettiler.

TCMB’nin ima ettiği manşet enflasyona karşılık çekirdek enflasyon verisinin ele alınması gereği üzerine açıklanan mesajı değerlendiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, Merkez Bankası’nın faiz indirim patikasını rasyonel bir zemine oturtmak istediğini, bu ay yapılacak PPK toplantısında bir faiz mesajının verilmesinin sürpriz karşılanmaması gerektiğini söyledi.

Erken bir faiz indiriminin piyasalarda yüksek faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyonun oluşmasına yönelik şok oluşturabileceğini belirten Erkan, enflasyonun henüz düşüş eğilimine girmeden bir faiz indirimine girmesinin fiyat istikrarı açısından riskler taşıdığını kaydetti.

Enflasyonun omurgası

Dünyada gıda ve enerji fiyatlarının dalgalandığı salgın sürecinde manşet enflasyonda volatilitenin yüksek olacağını fakat çekirdek verilerin tüketici enflasyonu sepetindeki ağırlığının yüzde 56,2 olduğunu ifade eden diğer analistler, fiyat istikrarı için omurga niteliği taşıyan gıda ve enerji harici çekirdek enflasyonun Türkiye’de hane halkı için de iyi bir gösterge niteliğini taşıdığını belirttiler.

Merkez Bankası’nın çekirdek verisini gösterge olarak almasının doğruluğuna vurgu yapan özellikle Deutsch Bank analistleri, enflasyon beklentilerinin artmaya devam ettiği bir ortamda bankanın, beklenti artışında BOTAŞ’ın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı zamların etkili olacağını unutmamak gerektiğini söylediler.

Aynı analistler, enflasyon artışında kredi büyümesine dikkati çekerek, makro ihtiyati tedbirlerin sürekli ön planda tutulduğu ortamda yine de kredi büyümesindeki hızın kesilmediğini, önlemlerin artırılması durumunda enflasyon üzerinde fiyat baskısının azalabileceğini dile getirdiler.

Deutsche Bank analistleri, TCMB’nin ihtiyati tedbirleri artırıp Kasım veya Aralık’ta 50’şer baz puanlık bir faiz indirimi gerçekleştirebileceğini öngördüklerini kaydettiler. Analistler enflasyonun artışta olduğu ortamda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kararıyla bankaların ihtiyaç kredisine yeni önlemler alabileceğini hatırlattılar.

Çekirdek’e önem verilmeli

Avrupa Merkez Bankası (ECB) eski başkanı Jean Claude Trichet’in çekirdek enflasyonla ilgili açıklamasını değerlendiren analistler, “Eski başkan ‘Çekirdek enflasyona biraz daha önem verilmesini isterdim. Çünkü çekirdek enflasyon okuması enflasyon beklentileri için çok önemli’ dedi. Haklı olduğu görülüyor. Gıda ve enerjinin dışarıda tutulduğu ve enflasyon sepetinde önemli ağırlık olan çekirdek enflasyonla hareket etmenin ve para politikası oluşturmanın daha kolay olacağını bir gerçek” yorumunu yaptılar.

Ağustos’ta enflasyonun yüzde 19’un üzerinde gelmesinin enflasyon üstü faiz politikası yürüten TCMB için önemli bir stres testi olduğuna vurgu yapan analistler, Merkez Bankası’nda bir söylem değişikliği beklediklerini, ancak bu kadar hızlı olacağını tahmin etmediklerini belirttiler.

Analistler, “Bu zamana kadar TL’nin bağışıklık sistemi faiz artırarak korundu. Bundan sonraki süreci merak ediyoruz. Neticede söylem değişikliği şimdi eyleme dönüşmüş görünüyor. Bunun ilk icraatını da 23 Eylül’deki PPK toplantısında göreceğiz. Enflasyonda baz etkisinin de dikkate alınması gerekiyor” dediler. Analistler, Merkez Bankası’nın Eylül’de olmasa da yılın sonuna doğru 100 baz puanlık bir faiz indirimine imza atabileceğinin altını çizdiler.

Sorunun çaresi tarımda

Enflasyonda gıda fiyatlarının yüksekliğine dikkat çeken İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik devasa büyümede yüzde 2,3 ile tarımın beklentiler altında kalmasına dikkat çekerek enflasyonla mücadelenin temelinde tarımın olduğunu, uluslararası sorun haline gelen gıda fiyatlarındaki artışın küresel enflasyonu yükselttiğini söyledi.

Ali Kopuz, “Gıda enflasyonu ile mücadelenin temelinde tarım politikaları var. Gıda enflasyonunun çözümü tarımda. Büyümede tarımın payı beklentilerin altında geldi. Bu alanda ilgili kurumların tarımsal üretimin artırılması için yeni politikalara ihtiyaç var” dedi.

Ağustos’ta tüketici enflasyonunun (TÜFE) yüzde 19,25 gelmesine karşılık gıda enflasyonunun yıllık yüzde 29’a yükseldiğini hatırlatan Ali Kopuz, enflasyondaki artışın Türkiye’ye yönelik özel bir durum olmadığını, salgın sebebiyle yükselen enflasyon sorunuyla bugün tüm dünyanın mücadele ettiğini belirtti. Kopuz, “Özellikle gıda fiyatlarındaki artış küresel bir sorun haline geldi. FAO’nun ay başında açıkladığı Gıda Fiyatları Endeksi yüzde 32,9’a çıktı. Bu yüzden gıda enflasyonu konusuna önümüzdeki dönemde de özel bir önem atfetmeliyiz” diye konuştu.

Türkiye’de sanayi ve ihracat öncülüğünde büyürken tarımın beklentiler aldığını belirten Ali Kopuz, gıda enflasyonu sorununun; tarımsal destek, verimliliği artırıcı önlemler, tarımsal ürün planlaması, arazi toplulaştırma, tarımda ileri teknoloji kullanımı ve gençlerin tarıma yönlendirilmesi gibi çok boyutlu çözümlere ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Piyasalarda Merkez Bankası’ndan hamle beklentisi

Büyüme, enflasyon ve PMI verileriyle haftayı kapatan iç piyasalar; geçen hafta 6 – 10 Eylül haftasında istihdam verileri, reel efektif döviz kuru ve Hazine nakit dengesini ve özellikle Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikasındaki model değişikliğini takip etti. Söz konusu değişiklik bu haftaya da damgasını vurdu. Piyasalar TCMB’nin politika değişikliği ile nasıl adım atacağını merak ediyor.

Merkez Bankası rezervleri 120 milyar dolara dayanırken bankalardaki döviz mevduatının rekor seviyede 238,2 milyar dolara çıkması da haftanın önemli gelişmeleri arasında yer aldı. İşsizlik verileri ise yıllık bazda düşüş gösterirken, aylık bazda oransal olarak yükseldiği görüldü.

Ekonomistler, Temmuz ayı işsizlik verilerine yaptıkları yorumlarda istihdam piyasasının salgın etkilerini geride bıraktığını söylediler. Hafta içinde Temmuz ayına ait sanayi üretimi ve cari dengeye yönelik yapılan anketler de piyasanın takibinde yer aldı. Gelecek hafta açıklanacak sanayi üretiminin ortalama yüzde 16,9 artacağını tahmin eden ekonomistler, ödemeler dengesinin (cari denge) aylık 100 milyon dolar cari fazla ile 1,24 milyar dolar cari açık arasında bir yerde ve yıllık cari açığın da 21 milyar dolar olarak gerçekleşeceğini öngördüler.

Küresel piyasalarda risk iştahında toparlanmalar dikkat çekiyor. Bank of America analistlerinin hazırladığı 8 Eylül haftasında hisse senedi ve tahvillere girişlerin sınırlı çıkış yaşamasına karşılık 2021’de yıllıklandırılmış girişlerin 1 trilyon doları geçtiğini bildirdi. Uluslararası piyasalarda altına yönelik ilgisizlik devam ediyor. Bölgesel bazda bakıldığında hisse senetlerine en büyük girişler 2,2 milyar dolarla ABD’de, 3,1 milyar dolarla gelişen piyasalarda gerçekleşti. Her iki bölgeye girişler 5 haftadır ralli yapmış görüntüsünü veriyor. Borsa İstanbul’da (BIST) ise yurtdışı piyasalardaki risk iştahına karşılık dengeli ve 1460’ları geçemeyen seanslar dikkat çekti.

ECB’nin faizleri sabit tutmasına karşılık varlık alımlarında azaltıma gidilmesi konusu tartışmaya açıldı. Ancak pandemi alım programının yeni bir uyarlamayla 1,85 trilyon euro seviyesinde tutulması kararlaştırıldı. Salgında gıda, enerji ve emtia fiyatlarındaki artışların küresel ekonomide enflasyonun artmasını gündemde tutarken OPEC’in ülkelerin maliyetleri kontrol altına almak için üretim artışına gitmesi ve yine Çin’in rezervlerinden alüminyum, bakır ve çinko emtia satışları nispeten fiyat artışlarındaki hızı kesti. Yine ABD’nin 100 çalışan üzerinde istihdam sağlayan işyerlerine aşı zorunluluğu getirmesi piyasalarda önemli etki yaptı.

Piyasaların bu hafta yurtiçinde Temmuz ayına ait cari denge, sanayi üretimi, ile bütçe dengesi, konut verileri ve TCMB beklenti anketine odaklanacağı tahmin ediliyor. Yurtdışında ABD’de tüketici enflasyonu, bütçe, sanayi üretimi, imalat ve perakende satışları verisi, Euro Bölgesi’de TÜFE, sanayi üretimi ve dış ticaret dengesi, İngiltere’de TÜFE, işsizlik, Japonya’da ÜFE, sanayi üretimi, dış ticaret dengesi, Çinde de sanayi üretimi ve perakende satışlarına ait veriler piyasaların takibinde olacak.

Türkiye’de Borsa İstanbul bileşik endeksi yüzde 2,04, altının gram satış fiyatı yüzde 0,37 değer kaybederken dolar yüzde 1,52, euro da yüzde 1,04 değer kazandı. Buna göre piyasalarda 1000 TL’lik yatırım borsada 979,6 lira, altında 996,3 lira, dolarda 1015,2 lira ve euroda 1010,4 lira oldu.

Söz konusu gelişmeler ve beklentiler doğrultusunda piyasalarda durum şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi en düşük 1.427,77, en yüksek 1.478,73 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 2,04 azalarak 1.438,72 puandan tamamladı. Yurtdışındaki pozitif seyir işlemlere yansıyabilir. 1440 seviyesi pivot bölge olarak görülüyor. Endekste 1425’ler destek, 1480 kuvvetli direnç olarak takip edilebilir.

DOLAR/TL… ABD doları Bu hafta TL karşısında yüzde 1,52 değer kazanarak 8,4200 liradan kapandı. Hafta sonu tatil günlerinde ise dolar/TL kuru 8,4772’lere kadar tırmandı. Dolar endeksinin 92,50 seviyesinde direnmesi, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yaptığı açıklamaların etkisiyle yükselişe geçen kurun 8,45’lerde sınırlı işlem görmesi beklenebilir. Gelecek hafta açıklanacak cari denge ve sanayi üretiminin dolar üzerinde etkili olabileceği üzerinde duruluyor. 8,40 lirayı destek yapan kurun yüksek direnci 8,55 olarak görülüyor.

EURO/TL… Euro haftalık bazda yüzde 1,04 artarak 9,9620 liraya yükseldi. Dünkü piyasa dışı işlemlerde ise euronun 10 liranın üzerine çıktığı gözlendi. Euronun kuvvetlenmesinde ECB’nin hafta içinde yaptığı politika açıklamaları ve euro/dolar paritesi etkili oldu. Kurda 10,04 lira seviyesi yüksek direnç. Halen 10,007’den işlem gören euroda destekler 9,91 olarak oluştu. 10,04’ün aşılması 10,2’leri gündeme getirebilir.

ALTIN… Piyasaların hisse senetlerine yoğun ilgisi ile ABD ve Avrupa bölgesinde izlenen para politikaları altına olan ilgiyi düşürdü. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,37 kayıpla 485,20 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,37 azalışla 3.217,00 liraya geriledi. Geçen hafta sonu 786,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı yatay seyretti. 490 lirayı güçlü direnç yapan gram altında 479 liralar da kuvvetli destek konumunda. Uluslararası piyasalarda altının onsu 1787 dolardan işlem görüyor. Ons altında direnç 1809 dolar. Geri çekilmelerde ons altın 1772 ve ardından 1755’leri destek yapabilir.

PETROL… Uluslararası piyasalarda endeks olarak 92,50’nin üzerinde seyreden dolara karşılık petrol yükselişini sürdürüyor. Petrol fiyatlarındaki artışa eksilen küresel stoklar baskı yapıyor. Brent petrol iki aylık ortalamasının üzerine çıkarak 72 bandına oturdu. Brent burada tutunabilirse 74 dolar bandına yürüyebilir. Brentte güçlü destek 70,55 dolar. Batı Teksas (WTI) petrolü de 69 dolardan işlem görüyor. WTI’da direnç 70,5 dolar, destek ise 67 dolar.

KRİPTO PARA… Hafta için Twitter ve Reddit’te El Salvador’un Bitcoin kanunu desteklemek için başlattığı kampanya ile geçen pazartesi günü 51 bin doların üzerine çıkan Bitcoin’in yükselişi kısa sürdü. Hafta ortası yüzde 10 kayıpla 46 bin dolar seviyesine inen Bitcoin’in düşmesinde milyarder yatırımcı Mike Novogratz’ın El Salvador desteği sonrasında değer kaybetmesini ‘Balondan kaçan hava’ olarak değerlendirmesi paradaki yükselişi frenledi. Bitcoin halen 45 bin 450 dolardan satılıyor. Paranın haftalık kaybı yüzde 9,37. Piyasanın ikinci parası Ethereum haftalık yüzde 15,3 kayıpla 3 bin 304 dolardan, haftalık yüzde 13,7 kayıp veren Ripple de 1,093 dolardan işlem görüyor. Piyasada en fazla kazanan yüzde 30 (187,3 dolar) ile Solana, en fazla kaybeden ise yüzde 18,97 (409,9 dolar) ile Binance Coin oldu.

ABONE OL