SON DAKİKA
GÜNDEM Cuma 18 Mart 2022 02:02

MERKEZ, CARİ AÇIĞI SIKI MARKAJA ALDI

Savaşla beraber pandemi etkilerinin sürdüğü ve küresel merkez bankalarının faiz artırdığı dönemde TCMB, sürdürülebilir büyümeye vurgu yaparak politika faizini değiştirmedi ve yüzde 14'te sabit bıraktı. Banka, ekonomik modelin lokomotifi cari dengedeki seyrin yakın takibe alındığını bildirdi.

Merkez, cari açığı sıkı markaja aldı

Sedat YILMAZ

Dünyada pandemi varyantlarının yanı sıra Rusya – Ukrayna savaşı merkezinde gelişen jeopolitik riskler enerji, gıda ve emtia fiyatları ülke enflasyonlarını yükseltirken küresel merkez bankalarının faiz artırmalarına karşılık Merkez Bankası (TCMB), liraizasyon politikası gereği faize dokunmadı. Merkez Bankası’nın bir sonraki toplantısı 14 Nisan tarihinde gerçekleşecek.

Banka art arda 3 aydır gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 14’te sabit bıraktı. TCMB en son Aralık 2021 toplantısında politikası faizi 100 baz puan indirmişti. Banka, ekonomik modelin lokomotifi cari dengedeki seyrin yakın takibe alındığını bildirdi.

Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), ABD Merkez Bankası (FED) dahil birçok merkez bankasının faiz artırdığı Mart ayında politika faizine dokunmadı ve enflasyon, cari denge ve büyümeye yönelik mesajlar verdi. Banka çatışmaya dönüşen jeopolitik risklerin ve salgındaki varyantların, ekonomilerde aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu ve belirsizliklerin arttığını hatırlattı.

Banka, emtia fiyatlarındaki yükselme, enerji ve diğer sektörlerde oluşan arz sorunlarının belirgin hale geldiğini, taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviyenin üretici ve tüketici fiyatlarını yukarı yönlü etkilediğini ve söz konusu durumun beklenenden uzun sürebileceğini kaydetti. Merkez Bankası, bütün politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden kapsamlı uygulama sürecinin devam ettiğini açıkladı.

Cari fazla metinde yer almadı

PPK toplantısı metnini yayımlayan Merkez Bankası (TCMB) yurtiçi ve yurtdışı talebin güçlü kalmaya devam ettiğini, uzun vadeli yatırım kredilerini içeren kredi büyümesi ve erişilen fonların reel ekonomik aktivite için hedefli kullanımının finansal istikrar açısından önemli olduğunu bildirdi.

Pandemiye ek olarak özellikle jeopolitik risklerin artmasıyla enflasyondaki artış, enerji maliyetlerindeki yükselişin geçici etkiler olarak enflasyon üzerinde etkisini sürdürdüğünün altını çizen TCMB, ekonomik temelli olmayan fiyat oluşumlarının geçici etkilerdeki belirsizliğe işaret etti.

Politikada ayrışmalara rağmen merkez bankalarının varlık alım programlarıyla halen geniş parasal duruşlarını sürdürdüğünü belirten TCMB, büyüme kompozisyonu bileşenlerinde payın artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan risklerin yakından takip edildiğinin altını çizdi. Banka, cari işlemler dengesinin sürdürülebilir kalıcı hale gelmesinin fiyat istikrarı için önem arz ettiğini, kredilerin büyümeye ve amacına uygun bir şekilde ekonomiyle buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu kaydetti.

Enerji fiyatları kaynaklı cari denge üzerindeki riskleri yakından takibe aldıklarının altını çizen Merkez Bankası, sürdürülebilir cari işlemler dengesinin fiyat istikrarı için önemli olduğunu vurguladı. Banka, Şubat ayı PPK metninde yer alan “cari açığın fazlaya dönüşeceği” yolundaki ifadesini Mart ayı PPK toplantısı metninde kullanmaması dikkat çekti.

Barış ortamı ve baz etki

Genel hatlarıyla barış ortamı ve baz etkisiyle dezenflasyon sürecinin başlayacağına atıl yapan Merkez Bankası, barış görüşmelerine rağmen dozu giderek artan Rusya – Ukrayna çatışmasının yanında krizin bölgeye yayılmasıyla oluşabilecek riskler ve kovid salgınında oluşan varyantların dünyada iktisadi faaliyetler üzerinde aşağı yönlü riskleri beraberinde getirdiğine vurgu yaptı.

Banka, belirsizliklerin arttığı ortamda küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesine ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviyenin uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açtığı yolunda küresel bir fotoğraf verdi.

Ülkelerde yaşanan enflasyon ve enflasyon beklentilerinin yakından izlendiğini, majör merkez bankalarının artan enerji fiyatları ve arz – talep döngüsüne bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklentilerin uzağına taşınabileceğine dair öngörü paylaşan TCMB, ülkeler arası farklılaşan görünüme bağlı ülkelerdeki para politikalarının değişik bir duruş sergilediğini, ancak merkez bankalarının pandemi ve yükselen jeopolitik riskler karşısında bozulan fiyat istikrarını koruyabilmek için varlık alım programlarını azaltmalarına rağmen devam ettiklerine vurgu yaptı.

 Büyümede bileşenlerin payı

Yurtiçinde özellikle kapasite kullanım oranları ve ekonomideki diğer öncü göstergelerin iktisadi faaliyetlerin, bölgesel kriz ve salgın varyantlarına rağmen güçlü seyrettiğine işaret eden TCMB, büyümeyi gerçekleştiren kompozisyonda yer alan sürdürülebilir bileşenlerdeki payın artışına işaret etti.

Merkez Bankası, büyümede kredilerdeki genişlemeye vurgu yapan Merkez Bankası, uzun vadeli TL yatırım kredileri de dahil toplam kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun bir şekilde iktisadi faaliyetle buluşmasının finansal istikrar açısından önemli bir faktör olarak öne çıkacağını kaydetti.

Politika faizini sabit tutmasının gerekçesini açıklayan Merkez Bankası (TCMB), sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngördüğünü, bu çerçevede politika faizinin sabit tutulduğunu, alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liraizasyonu teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesinin gözden geçirme sürecinin sürdüğünü ifade etti.

Liraizasyondan taviz yok

Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçların liraizasyon stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya edileceğini belirten Merkez Bankası (TCMB), “Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacak” açıklamasını yaptı. Alınmış kararların birikimli etkilerinin yakından takip edildiğinin altını çizen banka, kararların şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı alınmaya devam edeceğini ve gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinin 5 iş günü içinde yayımlanacağını kaydetti.

Enerji fiyatları ve cari denge

Merkez Bankası’nın politika faizini sabit tutmasını değerlendiren ekonomistler ise faizlerde değişimin belli olmadığını ve uzun süre aynı sürecin devam edeceğini söylediler. TCMB’de faizde bekleme dönemini gözlemlediklerini dile getiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “Enflasyon ve döviz kuru sarmalı riskleri doğrultusunda birçok gösterge Ortodoks politika gerekliliğini ortaya koyarken, biz Merkez bankasından olan beklentilerimizi göstergelere göre değil, Banka’nın ve ekonomi yönetiminin sinyallerine göre oluşturduk. Buna göre, ekonomik büyüme hedeflerinin sağlanması yolundaki ilerleme isteği TCMB’nin faizleri bir hayli düşük tutmasına neden oluyor” dedi.

Merkez Bankası açıklamasında cari fazla olgusuna yönelik verilen referansların geri çekilmiş olmasının önemli bir ayrıntı olduğuna vurgu yapan Erkan, “Rusya krizinden kaynaklı olarak enerji fiyatlarındaki artışın ithalat faturası üzerindeki etkilerine bu sene içinde yoğun şekilde maruz kalacağız. Sonuçta, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali muhtemelen daha zayıf bir para birimi, daha yüksek enerji maliyetleri ve daha yüksek gıda fiyatları ile sonuçlanacak. Hesaplarımız, petroldeki her 10 dolarlık hareketin cari açıkta 4,5 milyar dolarlık etkiye neden olduğunu göstermekle beraber, ortalama 80 dolar petrol fiyatı varsayımı ile ortalama 110 dolar petrol varsayımı arasında bu fark yaklaşık olarak 13-15 milyar dolar gibi bir tutara tekabül ediyor. Böylece doğalgaz maliyetleri, net ihracat ve turizm gelirlerindeki yaklaşık 4 milyar dolarlık kayıpla de yılın 50 milyar dolar cari açıkla kapatılacağını düşünüyoruz ” bilgisini verdi.