SON DAKİKA
GÜNDEM Perşembe 14 Ekim 2021 09:00

MERKEZ BANKASI'NDA 3 ÜYE GÖREVDEN ALINDI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüştükten sonra faiz kararlarında oy hakkı bulunan TCMB başkan yardımcıları Semih Tümen, Uğur Küçük ile Para Politikası Kurulu (PPK) üyesi Abdullah Yavaş'ı görevden aldı.

Merkez Bankası'nda 3 üye görevden alındı

Gece yarısında Resmi Gazete'de yer alan atama kararına göre başkan yardımcılığına Taha Çakmak ve PPK üyeliğine Yusuf Tuna atandı. Atama kararının ardından illikit piyasada dolar/TL 9.19 ile yeni zirveyi gördü. Kur bu sabah da güne 9.15'ten başladı.

Reuters'a bilgi veren kaynaklara göre, piyasanın iktisadi gerekçelerle açıklamakta zorlandığı faiz indirim kararına Eylül ayında da itiraz eden Küçük, ABD'de yaşayan ve sadece PPK kararları için Türkiye'ye gelen ve birçok karara katılmayan Yavaş ve başkan olmak istediği basında yer alan Tümen TCMB'den gönderilmiş oldu.

TCMB'de yaşanan bu değişim Reuters'ın geçen hafta yayımlanan ve aynı gün yalanlanan Erdoğan'ın Başkan Kavcıoğlu'ndan da "soğuduğu" haberinin ve dün Akşam Erdoğan ve Kavcıoğlu'nun görüşmesi ve ikilinin resminin yan yana paylaşılmasının ardından geldi.

Analistler bir süredir TCMB'de yönetim değişikliği olup olmayacağını ve bunun politika kararlarına yansıyıp yansımayacağını yakından izliyorlardı.

Reuters'a bilgi veren bir kaynak, "Yavaş bankada sürekli bulunmadığı için her görüşünü bilmiyoruz. Ancak son dönemdeki kararlara karşı çıkan biri olduğu biliniyor. Uğur Küçük ise geçmişte de rezerv satışı gibi bir çok kez karara itiraz etmişti. Bu itirazları son dönemde de devam ettiği bankada biliniyordu" dedi ve ekledi:

"Bankada PPK'da hatırlanan bir sözü var: 'Verimliliğe dayalı kalıcı ekonomik büyüme ve gelişme için TL'nin istikrarı, itibarı ve bununla birlikte gelecek olan fiyat istikrarı ön koşuldur. Bunun dışında bir yolla sağlanacak büyüme kalıcı olmaz. Bugün faizi olması gerekenden düşük yerde tutarsanız; yarın faizi yükseltmeniz gereken yer, bugün olması gereken yerden daha yüksek olur' TCMB açısından kayıp olduğunu düşünüyorum" dedi.

Analistler kredibilite sorun yaşayan TCMB'de piyasa dostu adımlara yakınlıklarıyla bilinen üyelerin bankadan gönderilmesinin TCMB'yi daha da zora sokacağına inanıyorlar.

Bir yabancı yatırımcı, "TCMB yöneticilerini gece yarısında bir kararla, iyi bir açıklama yapmadan göndermek merkez bankasına kredibilite sağlamanın yolu ya da piyasaya güven vermenin bir yolu değildir" dedi.

TCMB çalışanlarının verdiği bilgiye göre ABD'de yaşayan ve sadece PPK toplantıları için Türkiye'ye gelen Yavaş ise COVID geçirdiği için Eylül ayı kararında Türkiye'de bulunmuyordu ve 100 baz puan faiz indirim kararında ismi yer almadı.

Yatırımcılar TCMB'nin geçen ay 100 baz puanla başladığı faiz indirimlerine devam edip etmeyeceğini TL'de ana gündem maddesi olarak izliyorlar.

Piyasalar iktisadi gerekçelerle açıklamakta zorlandığı faiz indirimlerinin devamı için politik baskı olduğundan da endişeliler. Bu belirsizlikler de TL'de satış baskısını artırıp enflasyon beklentilerini yükselterek TL'de değer kayıplarının devam edeceği bir kısır döngü oluşturuyor.

Sadece Eylül ayı başından beri %10'a yakın değer kaybeden TL'de kayıplar sürüyor. Bu bile yaratacağı iki puana yakın geçişkenlik etkisiyle TÜFE'yi %20'li seviyelere tek başına yükseltebilecek bir neden. Enflasyon %19.58 ile iki buçuk yılın zirvesinde bulunuyor. TL yılbaşından beri ise dolar karşısında ise yakalşık %20 değer kaybetti.

Ekonomistler faiz indirimi sonrası enflasyon tahminlerini 2021 için yukarı çekerken 2022 için yukarı yönlü revizyonları ise eskisine kıyasla büyük boyutta yapılmaya başladılar.

TCMB ise enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu, enflasyonun yeniden düşüş trendine gireceğini belirtiyor.

Haberin yazıldığı sırada Cumhurbaşkanlığı'ndan TCMB yöneticilerinin neden değiştirildiğine dair bir açıklama gelmedi.

Birçok bankacı TCMB'nin faiz indirimlerinin devam etmesi halinde ani faiz artışlarına kısa sürede ihtiyaç duyulabileceği endişesini dile getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2002 yılında beri göreve geldiğinden beri yüksek büyümeyi en ön planda tuttu. İlk 10 yılda Türkiye ekonomisi neredeyse her makro göstergede büyüdü veya gelişti. Ancak 2012-2015 yılları arasında durum değişti iyileşen göstergeler 2015'ten itibaren bozulmaya başladı.

Türkiye %10 üzeri büyümeler yaşadıktan sonra 2018-2020 döneminde çok düşük seviyelerde büyüyebildi ve TL'deki değer kaybı ile pahalılaşan ithalat gibi sebepler iktidarın ilk yıllarında artan alım gücünün gerilemesine yol açtı.

Erdoğan geçtiğimiz 2.5 yılda çoğunlukla faiz politikalarında yaşanan görüş ayrılığını neden göstererek üç merkez bankası başkanını aniden görevden aldı. Bu dönemde TCMB'nin kredibilitesi ve para politikası öngörülebilirliği azaldı.

Erdoğan son olarak politika faizini %19'a yükselten Naci Ağbal'ı Mart ayında görevden almış ve yerine Kavcıoğlu'nu getirmişti. Daha sonra Erdoğan, Haziran ayında TCMB Başkanı ile görüştüğünü, Ağustos itibarıyla enflasyonun düşüşe geçeceğini söylemişti. Bunu takiben halka hitaben aynı konuşmasında Ağustos ayı sonrası için enflasyon düşüşü ve faiz indirimi sinyali vermişti. Enflasyonda beklenen düşüş ise gerçekleşmedi.