SON DAKİKA
Bankacılık Çarşamba 28 Ağustos 2019 02:36

ALTIN STOKLUYORLAR

Küresel resesyon endişelerine bağlı belirsizlik ve kaos ortamıyla merkez bankaları altın alımlarını hızlandırdı. Başta Çin, Rusya, Türkiye, Hindistan ve Kazakistan olmak üzere çok sayıda ülke merkez bankası altın rezervlerini agresif şekilde artırıyor. Alımların gelecek aylarda süreceği belirtiliyor.

Altın stokluyorlar
Küresel resesyon endişelerine bağlı belirsizlik ve kaos ortamıyla merkez bankaları altın alımlarını

Sedat YILMAZ

Yükselen küresel riskler nedeniyle güvenli liman altında agresif alımlar devam ediyor. Fonların sarı metale olan ilgisinin artmasıyla başlayan altındaki talep merkez bankalarıyla devam ediyor. Yılbaşından bu yana özellikle gelişen ülke merkez bankaları öncülüğündeki yaklaşık 400 ton altın alımları giderek artıyor.

Başta Çin, Rusya, Türkiye, Hindistan ve Kazakistan olmak üzere çok sayıda ülke merkez bankası altın rezervlerini agresif şekilde artırıyor. Alımların gelecek aylarda süreceği belirtiliyor. Altın fiyatları, ticaret savaşında ABD ile Çin’in karşılıklı ithalat mallarına vergi tarifeleri koymaları ve giderek tarifelerde oranları artırmalarıyla yükselişe geçti. 

Küresel merkez bankaları, ABD/Çin arasındaki ticaret savaşı, ülke ekonomilerindeki yavaşlama ve jeopolitik gerilimler sebebiyle stoklarındaki altın rezervlerini artırma konusunda yeniden harekete geçti. Merkez bankaları bir yandan döviz rezervlerini yükseltirken diğer taraftan dünyadaki tüketimin yaklaşık yüzde 10’una denk gelen bir altın stokunu rezervlerine eklediler. 

375 ton altın banka kasalarına girdi

Merkez bankaları özellikle yılbaşından bu yana küresel risklerin artmasına paralel altın alımı konusunda agresif davranıyor. Dünya Altın Konseyi'ne göre, merkez bankaları bu yılın ilk altı ayında 375 ton altın aldı. Aynı kuruma göre söz konusu alım toplam altın talebinin son 3 yılın zirvesine çıkmasına sebep oldu.

Jeopolitik riskler ve küresel resesyon endişeleriyle fon yöneticileriyle birlikte merkez bankalarının da altına yönelmeleri fiyatları 2013 yılından bu yana bu hafta başında 1555 dolar seviyesiyle en yüksek değerine ulaştı. ABD/Çin arasındaki ticaret müzakereleri devam etmesine karşılık iki ülke liderlerinin birbirlerine karşı yaptığı ticari misillemeler riskin gelecek dönemde daha da artacağını gösterdi. 

Alımların hızlandığını doğruladılar

Merkez bankalarının altında alımlarını hızlandırmaları yatırımcı raporları ve uluslar arası finans ve araştırma kuruluşları tarafından da doğrulanıyor. Son olarak Uzakdoğu merkezli Australia New Zealand Banking, UBS Grup ve Huatai Futures’ın yazdıkları notlarda, özellikle fon yatırımcılarının ticaret savaşındaki belirsizliğin kısa sürede bitmeyeceği ve 1 Eylül’de uygulamaya girecek ABD ve Çin’e ait ithal mallara yönelik vergi tarifelerinin geleceğinin merak edildiği ifade ediliyor. Söz konusu kurumlara göre, merkez bankaları gelecek aylar ve hatta yıllarda muhtemelen altın alımlarını hızlandıracak. Altın fiyatları gelecek 3/5 ay içinde ons bazında 1600 doları görecek.

Fiyatların yükselmesine aldırmıyorlar

Uzakdoğu merkezli Australia New Zealand Banking yaptığı altın analizinde, bankaların risklerin arttığı yılın ikinci yarısından itibaren yılbaşına kadar altında 650 tona kadar büyük hacimli alımlarını sürdüreceğini yazdı. Kurumun aynı analizinde, özellikle gelişen ülke merkez bankalarının ons bazında fiyatı 1555 doları geçmesine rağmen altın konusunda gözünü kararttığını, rezervlerini çeşitlendirme adına döviz tercihinin yanında altın taleplerini yükselttikleri ifade ediliyor. 

Australia New Zealand Banking, Hong Kong’dan şu an için altın alımını azaltan Çin’in kısa vadede yineden harekete geçeceğini ve altınla rezervlerini destekleyeceğini bildiriyor. Kurumun aynı notunda gelişenlerin portföylerini çeşitlendirme adına Çin ile birlikte Türkiye, Rusya başta ülkelerin altını ön plana çektiklerine dikkat çekiyor. Yine Huatai Futures Co. araştırma şirketi de dünyadaki ticaret geriliminin altın fiyatlarını boğa piyasasına yönelttiğini, sürecin tamamen küresel risklerin azalıp çoğalmasına bağlı olduğunu kaydetti.

Dünya Altın Konseyi talebi doğruladı

Merkez bankaları, küresel piyasalardaki dalgalanma ve artan jeopolitik riskler sebebiyle altın rezervlerini daha da artırma yolunu seçti. Dünya Altın Konseyi’nin Temmuz sonu itibariyle yaptığı değerlendirmeye göre, merkez bankaları altın talebini daha da yükseltti. Dünya Altın Konseyi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin altın rezervlerini kısa vadede ciddi oranda artırmak istediklerine dair anket yayımladı. Altın Konseyi’nin anketinde söz konusu merkez bankalarının 650 tonun üzerinde bir altın rezervini kasalarına koymak için çalışmalar yaptıkları ifade edildi. Konsey, bu yılın üçüncü çeyreğinden itibaren küresel merkez bankalarının da katılmasıyla ciddi şekilde bir altın talebinin ortaya çıkabileceğini haber verdi. 

2008 yılı krizinden bu yana merkez bankalarındaki altın rezervlerinin yükselişe geçtiği, ancak rezervlerdeki artışların 2013 yılından bu yana zirve yaptığı bildirilen yatırımcı raporlarında 5 yıl öncesine göre rezervlerin oldukça fazla yükseldiğinin gözlendiği belirtiliyor. 

Raporlar, merkez bankalarının altına düşmesinde en büyük sebebin küresel risklerin artması olarak gösterse de, gelişen ülke merkez bankalarının daha çok ödemeler dengesi krizlerine karşı bir tampon gayesiyle kasalarında altın rezervini arttırdıkları bilgisini paylaşıyor. Raporlar, gelişmiş ülke merkez bankalarının ise döviz kuru ve para politikasıyla soruna çözüm aradıklarını kaydediyor.

Rezerv para sistemi değişiyor mu?

Kurum raporlarında olası krizleri altın rezervleriyle karşılama yoluna gitmeyi planlayan merkez bankaları sadece altın alımlarıyla değil, dolar, euro, Çin yuanı ve diğer konvertıble para birimleriyle portföylerini zenginleştirdikleri dile getiriliyor.

Gelecek 5 yıl boyunca orta ve uzun vadede Çin yuanı ve altının uluslar arası parasal sistemde büyük rol üstleneceği ifade edilen kurum raporlarında, merkez bankalarının altına hücum etmesindeki en büyük sebebin gelecekte yaşanan uluslar arası para sisteminde beklenen değişiklikler ihtimali olduğunu belirtiliyor. Raporlarda merkez bankalarının altın rezervi tutmasının başlıca sebebi olarak; uzun vadede değer kazanma, batma riskinin olmaması ve altının tarihi pozisyona sahip olması şeklinde gösteriliyor.

Finansal kurumların genel raporlarında gelecek 5 yıl içinde merkez bankalarının yaklaşık yüzde 80’inin Çin yuanındaki uluslar arası rezerv para oranındaki payının yüzde 10’lara çıkacağı kaydediliyor. Halen küresel parasal toplam rezervin yüzde 55’ini dolar, yüzde 18’ini euro, yüzde 11’ini altın ve yüzde 2’sini de yuan oluşturuyor.  

Toplam altın rezervi 35,2 bin ton

2019 Temmuz itibariyle dünyadaki merkez bankalarının toplam altın rezeri 35 bin 2012 ton olarak ölçüldü. ABD 8 bin 134 ton altın ile dünyada en fazla altın rezervine sahip ülke olarak biliniyor. ABD’nin altın rezervi toplam dış rezervlerinin yüzde 74,5’ini oluşturuyor. Almanya ise 3 bin 368 tonla dünyada ikinci altın rezervine sahip ülke. Almanya’nın altın rezervi, toplam dış rezervlerinin yüzde 70’i kadar. Üçüncü sırada altın rezervine sahip bu defa ülke değil Uluslar arası Para Fonu (IMF). Kuruluşun toıplam 2 bin 814 ton altın rezervi bulunuyor. Rezerv sıralamasında; İtalya 2 bin 421 tonla dördüncü, Fransa ise 2 bin 436 tonla Fransa 5’inci sırada yer alıyor. 

Türkiye altın rezervi sıralamasında dünyada 303 tonla 19’uncu sırada. Türkiye’nin altın rezervleri dış rezervlerinin yüzde 14,4’ünü oluşturuyor. 

Diğer yandan ons altın fiyatları 1530 dolar seviyesinde hareket ederken değerli metallerden spot gümüş 17,7 dolara çıkarak Eylül 2017 yılından bu yana en yüksek seviyesini gördü. Platin yüzde 0,3 değer kazanırken diğer değerli metal paladyum yüzde 0,2 değer kaybetti.