SON DAKİKA
Turizm Pazar 23 Mart 2025 02:58

MASMAVİ COTE D' AZUR

Bu kadar çok baharı anlatmamın nedeni ilkbaharın çok güzel olduğu masmavi bir diyara götürmek istiyorum. Gelin birlikte Cote d' Azur kıyılarına gidelim. Azur mavisi tertemiz, pırıl pırıl bir gökyüzü mavisidir ve bölgenin hem gökyüzüne hem de uçsuz bucaksız denizine bir atıftır

Masmavi Cote d' Azur

Deniz DİKMEN

İlkbahar güneşi kendini gösteriyor, cemreler yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Her yerde ağaçlar beyaz ve pembe çiçek açmaya başladı. Herkes ilkbaharın gelişini sabırla bekliyor. Doğanın canlandığı, toprağın, havanın ve suyun ısındığı ve toprak ananın kış uykusundan uyandığı günleri bekliyoruz. Çünkü doğanın uyanması insan psikolojisi üzerinde her daim pozitif etki bırakıyor. Bahar tüm kültürlerde bereketi ve yeniden doğuşu simgeler. Baharda dünya ve insan tekrar nefes almaya başlar, sanki hayata geri döner. Doğanın canlandığı bu mevsim antik Yunan mitolojisinde tarımın, bereketin ve anne sevgisinin tanrıçası Demeter’in kızına kavuşmasıyla anlatılır.

Mitolojide yeraltı tanrısı Hades, Zeus ve Demeter’in kızı olan Persephone’ye aşık olur ve kendisini yeraltı dünyasına kaçırır. Yediği dört nar tanesi nedeniyle Persephone yeraltının karanlık dünyasında yaşamaya mahkum olur. Annesi Demeter’in çabaları ile ise tanrılarla bir anlaşmaya varılır ve Persephone’nin senenin 3 ayını yeraltında 9 ayını ise yerüstünde yaşamasına izin verilir. Yeraltında olduğu dönem dünyanın yeryüzünde kış mevsimi yaşanır. Persephone’nin yeryüzüne çıkmaya başladığı zaman ise Demeter kızını tekrar görme sevinci ile dünyanın her yerini çiçeklerle kaplar ve dünya yeryüzüne bahar gelir, doğa canlanmaya başlar.

Bu kadar çok baharı anlatmamın nedeni ilkbaharın çok güzel olduğu masmavi bir diyara götürmek istiyorum. Gelin birlikte Cote d’ Azur kıyılarına gidelim. 

Azur mavisi tertemiz, pırıl pırıl bir gökyüzü mavisidir ve bölgenin hem gökyüzüne hem de uçsuz bucaksız denizine bir atıftır. Cote d’Azur şeridi Fransa’nın güney batısında Marsilya kentinde başlar ve İtalya’nın doğu sınırına çok yakın Menton kentine kadar giden kıyı şeridini kapsar. Araçla bu rota yaklaşık 235 kilometredir ancak farklı rotalardan daha hızlı ve kısa yollardan bu bölgeyi gezme imkanınız da olabilir. Bence keyfini çıkararak sakince gezmek en güzeli. Bu nedenle bizim tercihimiz, olabildiğince uzun ve kıyıya yakın olan rotadan bölgeyi gezmek. Rotaya hak ettiği zamanı ayırıp, tüm köyleri ve kasabaları detaylı bir şekilde görmek en güzeli. Bu güzergahta muhteşem azur mavisi koylar, yemyeşil ağaçlarla kaplı burunlar, yarımadalar ve olağanüstü küçük köyler, kasabalar var. Nice ve Cannes gibi dünyanın en gözde kentleri de bu yol üzerinde. Baharda da harika oluyor. 

azur-3

Her yerinde denize girebilirsiniz

Bölgede yapılacak o kadar çok şey var ki. Bisiklet kullanmayı seviyorsanız aracınızı bırakıp bisikletle veya yürüyerek keşif yapabilirsiniz. Cote d’ Azur sahil kesiminin neredeyse her yerinde mis gibi berrak sulardan denize girebilirsiniz. Gurme turlarını seviyorsanız şarap, peynir ve güzel baguette tadımları gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca, Provence tarafında mor renkli lavanta tarlaların güzelliğine ilkbaharda kavuşabilirsiniz.

Bizim yaptığımız gibi Cote d’ Azur sahilini gezmeye Marsilya’dan başlayın. Hatta önce Marsilya’nın batısında bulunan Camargue bölgesini, Arles, Nimes,  Aix-en-Provence ve Avignon kentlerini gezebilirsiniz. 

Marsilya’dan doğuya doğru yol aldığınızda ise, yol sizi Calanques Ulusal Parkı’na ve Cassis köyüne götürür. Burada bulunan özel kıyı şeridin coğrafi yapısını ve denizin rengini çok seveceksiniz. Cassis kafa dinlemek için, şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin en çok tercih ettiği yer. Bu mekanda denize çok güzel kumsallardan girebilirsiniz.  Fiyortları da var. 

Calanques’tan sonra dünyaca meşhur St Tropez kentine varacaksınız. Burası çok tatlı, çok keyifli bir kasaba ve bir çok filme sahne olmuş bir destinasyon. Örneğin 1960lı ve 70li yıllarda komedyen Louis de Funes’in filmleri bu bölgede çekilmiştir. Bu filmleri düşündükçe kendimce tebessüm ediyorum çünkü birçok sahneleri gözümün önüne geliyor. Günümüzde bile bu eserleri tekrar izleyebilirim.  Zira Louis de Funes çok kıymetli bir komedyen. St Tropez plajları, sanat müzeleri ve galerileri, üzüm bağları, tarihi yapısı ve yat limanı ile meşhur olmuş bir Fransız tatil beldesi.

St Tropez aynı zamanda dünyaca meşhur Fransız aktris Brigitte Bardot ve espadril ayakkabıları ile özdeşleşmiştir. Bardot çok uzun yıllardır St Tropez kentinde yaşamaktadır. Belki çarşıda karşınıza çıkabilir. 

St Tropez’den yolunuza devam ettiğinizde ise sırasıyla Frejus, St Raphael, Agay ve Theole- sur- Mer üzerinden Cannes kentine ulaşırsınız. Çamlıklar, değişik coğrafi yapılar, plajlar, ara ara minik köy ve Antika dolu bit pazarları karşınıza çıkıyor. Havadan yana bizim gibi de şanslıysanız güzergah çok güzel. Bu yol daima bana İstanbul’daki adaları hatırlatıyor.

azur-5

Antibes yarımadası başlı başına güzel

Cannes’dan sonra Antibes’e varırsınız. Cannes için elbette biraz vakit ayırıp kenti detaylı gezmek gerekir. Eğer vaktiniz varsa günübirlik Cannes, Sainte Marguerite ve Saint Honorat’dan teknelerle yakında bulunan Lerins Adaları’na da gidebilirsiniz. Ökaliptus ve çam ağaçları ile kaplı adaları da çok seveceksiniz. Cannes da dileyenler Croisette Bulvarı’nda alışveriş yapabilirler.

Cannes’dan yolunuza devam ederek Antibes yarımadasına gelirsiniz. Antibes yarımadası başlı başına çok güzeldir. Antibes’de mutlaka Le Sentier du Littoral kıyı şeridini, eski kenti, Picasso Müzesi’ni, Vauban Limanı’nı, semt pazarlarını ve plajlarını keşfetmenizi tavsiye ederim.

Antibes’den hareketle yol sizi Nice kentine götürecektir. Nice bölgenin en büyük ve dünyaca meşhur turistik kentidir. Nice kentine en az 1-2 gün vakit ayırmalısınız. Zira kentin sahili türkuaz sularıyla çok güzel ve turistlerin kentin içinden denize girdiği bir yer.

Kentin içinde ise, mutlaka görkemli Massena Meydanı’nı ve çevresini (Nice Karnavalı’nın yapıldığı meydan), Marc Chagall Ulusal Müzesi’ni, Promenade des Anglais kıyı şeridini, Matisse Müzesi’ni, Nice Arkeoloji Müzesi’ni, Modern Sanat Müzesi’ni, Colline du Chateau Tepesi’ni görmenizi ve Nice sokaklarında kaybolmanızı tavsiye ederim. 

Nice’den ayrıca çok yakında bulunan Grasse, Gourdon, Tourettes, St Paul gibi Orta çağ köylerini de ziyaret edebilirsiniz.

Nice kentinden hemen sonraki koy ve burun ise Villefranche-sur-Mer ve Saint Jean Cap Ferrat bulunmaktadır. Bu bölgeyi de ben özellikle çok seviyorum. Buradaki şahane yazlık villalar, kıyıdaki muhteşem restoranlar, sahil ve flora o kadar keyifli ki. Renkli sokaklarında gezdikten sonra restoranlarda bir balık yemenizi ve enfes güzellikteki koyun keyfini çıkarmanızı ve denize de girmenizi tavsiye ederim.

Bu lokasyonlardan sonra, güzergahın en güzel minicik köyü olan Eze gelir. Eze köyünde küçük lokantalar ya da barlar çok meşhur. Muhteşem manzarası olan tepede lezzetli yemekler yemenizi, hiç olmazsa bir kadeh şarap veya kokteyl içmenizi öneririm. Eze’yi de çok beğeneceksiniz.

azur-6

Kayalıkların üstünde bulunan yerleşim

Eze gibi Gourdon, Utelle ve Peille köyleri de kayalıkların üstünde bulunan pitoresk yerleşimlerdir. Köylerin daracık sokakları, tatlı kaldırım taşları, taş evleri ve kiremit çatıları bu mekanlara çok renkli güzel bir görünüm sağlıyor.

Eze’nin ardından Cap d’Ail, Monako, Roquebrune Cap Martin üzerinden Fransa’nın İtalya’ya sınır kasabası olan Menton’a varırsınız. Arzu edenler bizim de yaptığımız gibi elbette  İtalya’ya geçip İtalya tarafında bu güzergahın devamında bulunan müzik festivaliyle ünlü San Remo’ya devam edebilirler.

Cote d’ Azur bölgesinde bir çok yerde harika keyifli yemekler yiyebilirsiniz. Provence ve Cote d’ Azur mutfağının Ratatouille ( bir çeşit sebze güveci ), Bouilabaisse ( 4 çeşit balık ile yapılan bir çeşit güveç ),  Daube,Tapenade (zeytin bazlı veya kurutulmuş domates bazlı bir çeşit meze ), Aioli ( sarımsaklı ev yapımı mayonez ), Provence usulü dana güveç, pek Leziz  Tartlar, Nougat, Pastis Likörü gibi lezzetlerini tadabilirsiniz.

Keçi peyniri özellikle yerel quiches, tartlar ve salatalarda kullanır ve hepsine muhteşem bir lezzet verir.

‘Siyah Cevher’ adı verilen özel trüf mantarı da bölgede çok sevilen ve örneğin makarnalarda, salatalarda veya omletlerde kullanılan bir malzemedir. Bu anlattıklarım tabii sadece bazı örnekler yoksa bölge mutfağında deneyebileceğiniz onca mezeler, yemekler, tatlılar ve içecekler bulunur.

Cote d’Azur’e ilkbaharda gittiğinizde yazın o turistik kalabalıklara da denk gelmemiş olursunuz. Biz, bu yolu yaklaşık 10 günlük bir sürede yavaş yavaş gezdik. Hoşumuza giden her yerde mola verip denize girdik, köy pazarlarını gezdik, yerel kafelerde oturup havanın ve ambiyansın keyfini çıkardık. Mümkün mertebe her anı değerlendirdik diyebilirim. Herkese de  bu geziyi koştura koştura değil bizim gibi sindire sindire gezmesini tavsiye ederim.

Ben ayrıca mavi rengi, denizi ve gökyüzünü, Akdeniz iklimini, coğrafyasını ve mutfağını çok sevdiğimden Cote D’ Azur benim için muhteşem bir tatil destinasyonu oldu.

azur-4

İnsanın ömrüne ömür katar

Burada mis gibi havada deniz kıyısında bir balıkçıda bir öğle yemeği veya akşam yemeği almak inanın insanın ömrüne ömür katan bir durum.

İlkbaharı karşılarken eğer kendinize özellikle Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için uzak olmayan bir destinasyon arıyorsanız Fransa’nın bu güney sahillerini tavsiye ederim. Umarım siz de benim kadar çok keyif alırsınız.

azur-2

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR