Özellikle yeraltında açılan tüneller, galeriler ve kuyu sistemleri, hem geçmişin madencilik tekniklerini hem de o dönemdeki ekonomik ve teknolojik koşulları yansıtan önemli yapılardır. Eski maden tünelleri, çoğu zaman gözlerden uzak, unutulmuş alanlar olarak kalır; ancak madencilik bilimi ve tarihi açısından büyük önem taşırlar.

Eski maden tünelleri, o dönemin madencilik teknolojisi, yöntemleri ve iş gücü yapısı hakkında somut veriler sunar. Yer altı madenciliğinin zorlukları, işçi sağlığı ve güvenliği uygulamalarındaki gelişmeler, kullanılan makineler ve aletler, tünellerdeki yapı teknikleri bu galerilerde izlenebilir. Aynı zamanda, bu tünellerin konumu ve yapısı, o bölgenin maden rezervlerinin jeolojik yapısı hakkında da önemli bilgiler verir.

Terk edilmiş maden tünelleri, yıllar içinde doğal süreçler ve ihmal nedeniyle çeşitli çevresel riskler doğurabilir. Çökme tehlikesi, yer altı suyu kirliliği, gaz birikimleri gibi durumlar hem çevreyi hem de insan sağlığını tehdit eder. Bu nedenle, eski tünellerin güvenlik açısından değerlendirilmesi, risk analizlerinin yapılması ve uygun önlemlerin alınması madencilik sektörünün sorumlulukları arasındadır.

Birçok ülkede eski maden tünelleri, kültürel miras kapsamında korunmaya alınmakta ve ziyaretçilere açılmaktadır. Madencilik tarihi müzeleri, tünellerde yapılan teknik ve tarihi turlar ile eski madenlerin öneminin anlatılması, hem bölgesel turizme katkı sağlamakta hem de madencilik sektörüne ilgi duyan genç kuşaklara ilham vermektedir.