LOJİSTİKTE MEVSİMSEL ALARM
Lojistik sektörü, yılın belirli dönemlerinde yaşanan talep patlamalarına karşı sürekli tetikte olmak zorunda.

Hasat zamanı dolup taşan silo ve antrepolar, okula dönüş döneminde hareketlenen tekstil taşımaları, kasım ayı indirim kampanyalarıyla kilitlenen kargo merkezleri ya da yılbaşı öncesi artan e-ticaret hacmi… Tüm bu mevsimsel değişkenlikler, lojistik operasyonlarının esnekliğini ve öngörü kabiliyetini zorluyor.
Bu süreçlerin en temel zorluğu, kısa sürede çok yüksek hacimlerin yönetilmesi. Bu dönemlerde araç ve şoför bulmak zorlaşıyor, navlun fiyatları hızla yükseliyor, teslimat süreleri uzayabiliyor. Bazı firmalar bu geçici yoğunluğu kendi özmal filolarıyla yönetmekte zorlanırken, bazıları ise erken planlama ve esnek taşımacılık anlaşmaları sayesinde süreci daha verimli bir şekilde atlatabiliyor.
Firmaların mevsimsel yoğunluklara karşı aldıkları başlıca önlemler arasında geçici filo kiralamaları, vardiyalı depo yönetimi, stok önceliklendirme ve geçici istihdam öne çıkıyor. Özellikle hızlı tüketim ürünleri ve taze gıda taşımacılığında mevsimsellik, sadece lojistik süreçleri değil, ürün kalitesi ve tüketici memnuniyetini de doğrudan etkiliyor.
Buna ek olarak, sezonluk talep dalgalanmaları sadece iç pazarı değil, ihracata dayalı sektörlerdeki taşıma dengelerini de etkiliyor. Örneğin, Avrupa pazarına yönelik yazlık tekstil ihracatında şubat-mart aylarında oluşan sevkiyat yoğunluğu, limanlarda ve gümrük süreçlerinde gecikmelere neden olabiliyor. Bu da firmaları alternatif taşıma modlarına veya yeni güzergâh planlamalarına yönlendiriyor.
Lojistikte mevsimsellik yönetiminin başarısı, sadece mevcut kapasitenin ne kadar iyi kullanıldığıyla değil, iş birliklerinin gücü ve veriye dayalı öngörü kabiliyetiyle de ölçülüyor. Talep dalgalanmalarını önceden analiz edebilen, müşterileriyle esnek kontratlar oluşturabilen ve alternatif senaryolara hazırlıklı olan lojistik firmaları, bu zorlu dönemlerden avantajlı çıkan oyuncular oluyor.