SON DAKİKA
GÜNDEM Salı 28 Ocak 2020 02:08

KÜLTÜREL MİRASIMIZI DÜNYAYA TANITIYORUZ

Hafız Mustafa Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, "Markamız aynı zamanda kültürel mirasımız ve biz markamızı bugünkü konumuna getirerek dünyaya tanıtıyoruz. Hafız Mustafa markası olarak, misafirlerimize geniş bir ürün yelpazesi ile birlikte tarih sunuyoruz" dedi.

Kültürel mirasımızı dünyaya tanıtıyoruz

Neşe BERBER

Hafız Mustafa Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar: Hafız Mustafa markasını devralarak, Hacı İsmail Hakkızade’den gelen Ahilik geleneğine bağlı kalmayı hedefledik. Markamız aynı zamanda kültürel mirasımız ve biz markamızı bugünkü konumuna getirerek dünyaya tanıtıyoruz. Hafız Mustafa markası olarak, misafirlerimize geniş bir ürün yelpazesi ile birlikte tarih sunuyoruz.

Hafız Mustafa’nın hikayesi Sultan Abdülaziz döneminde, Hacı İsmail Hakkızade tarafından 1864 yılında İstanbul’da, Eminönü-Bahçekapı dediğimiz semtte, 86 numaralı dükkanın bodrum katında başladı. Çankırı’nın Orta ilçesinden İstanbul’a sarraflık yapmak için gelen Hacı İsmail Hakkızade, dönemin şartlarına göre oldukça zor ve meşakkatli olan şekerleme işine girdi. Eminönü Bahçekapı’daki dükkanının bodrum katında taş dibek ile şeker öğütüyor, akideler yaparak geçimini sağlıyordu. Hacı İsmail Hakkızade’nin geçim kaynağı olarak başladığı bu iş zamanla esnaflığa ve zanaatkarlığa dönüştü. Akide şekeri yaparak geçimini sürdüren Hacı İsmail Hakkızade, akide şekerinin ilk üreticilerinden biri olarak biliniyor.

Poğaçanın mucidi

Hacı İsmail Hakkızade’nin oğlu Hafız Mustafa ise o dönemde dükkanın yakınında bulunan Arpacılar Camii’nde gönüllü müezzinlik yapıyordu. Müezzinliğin yanında babasına yardım etmek için dükkanla da ilgileniyordu. Babasının mirasını devralarak sürdüren Hafız Mustafa, hamur işi ve tatlıcılık alanında oldukça başarılıydı. Şekerlemelerin yanında alternatif olarak sunduğu poğaça çeşitleri ile İstanbulluları poğaçayla tanıştırarak “poğaçanın mucidi” unvanını aldı. 1926- 1938 yılları arasında hamur işi ve tatlıcılık alanında Avrupa’dan 11 adet madalya kazanarak bu alandaki uzmanlığını herkese kanıtladı. Ulusal marka güvenirliğini ıspatlarken uluslararası alanda da Türk-Osmanlı tatlarını dünyaya tanıttı.

Hafız Mustafa’nın mahdumu Cemil Bey de aynı geleneği Hafız Mustafa’dan sonra sürdürerek, “Çikolat Cemil” markasıyla, güvenilir marka algısını devam ettirdi.

Osmanlı mutfağında şerbetlerin, şekerlemelerin ve lokumların özel bir yeri vardır. Saraydaki en meşhur şekerleme, Osmanlı lügatında “rahat-ı halkum” olarak bilinen ve Türkçe’de “boğaz rahatlatan” anlamına gelen lokumlardır. Akide şekerinin de Osmanlı’da yeniçerilerin saraya bağlılığını ve inancını simgeleyen özel bir anlamı vardır.

hafiz-1

155 yıldır değişmeyen lezzet

Hafız Mustafa, 155 yıllık geçmişiyle birkaç kez el değiştirerek günümüze gelmiş olsa da tarihi dokusunu hiçbir zaman kaybetmedik. Mağazalarımızda ahşap kaplamalı kolonlarından, duvarlardaki resim ve süslemeleriyle tarihi yapısını yaşatmaya özen gösterdik. Bir asırdan fazladır yaşanan pek çok tarihi ve sosyal değişime şahit olarak 1864’ten bugüne dek ilk atlı tramvaylara, ilk şehir postasının kuruluşuna, Darülfünun-ı Osmani’nin açılmasından, birçok uluslararası antlaşmalara, 1. ve 2. Meşrutiyetin ilanına, Sultan 2. Abdülhamit, Sultan Mehmet Reşat ve Sultan Mehmet Vahdettin’in saltanatına, İstanbul’un işgaline, Cumhuriyet’in kuruluşuna, o tarihten günümüze dek birçok farklı deneyimle kültürel mirasa sahip çıktık.

Hafız Mustafa markasını devralarak, Hacı İsmail Hakkızade’den gelen Ahilik geleneğine bağlı kalmayı hedefledik. Markayı uzun yıllar daha ayakta tutarak işletmeyi bugünkü konumuna getirerek dünyaya tanıtıyoruz. Hafız Mustafa, misafirlerine geniş bir ürün yelpazesi sunarak, şekerlemelerden, lokumlara, patenti Hafız Mustafa’ya ait olan çikolatalı baklavadan, yine patenti Hafız Mustafa’ya ait ALA sos ve ALA trileçeye, fıstıklı-cevizli baklava çeşitlerine, kadayıfa, hamur işlerinden, manda sütüyle hazırlanan muhallebi ve kazandibine, 20’nin üzerinde sütlü tatlı çeşidine, özel çekim Türk kahvesinden ve çikolatalı-meyveli yaş pasta çeşitlerine kadar zengin ürün portföyüne sahiptir.

Sütlü Osmanlı Saray Kadayıfı’na ödül 

Hafız Mustafa, patenti kendisine ait olan Sütlü Osmanlı Saray Kadayıfı ile Brüksel’de düzenlenen dünyada toplam 38 ülkeden 470 katılımcının yer aldığı International Taste Awards’ta birinci olarak “Üstün Lezzet Ödülü”ne sahip oldu. Dünyaca ünlü jüri üyelerinin tadımıyla belirlenen yarışmanın sonucu ile Hafız Mustafa’nın 155 yıldır misafirlerine sunduğu Sütlü Osmanlı Kadayı’nın enfes lezzeti ispatlandı.

Hafız Mustafa, ürünlerinde kullanılan ham maddeleri birinci kalitede seçiyor. İşinde uzman ustalar tarafından el emeği ile üretilen ürünlerde glikoz yerine şeker pancarı, gıda boyası yerine doğal kök boyası ve doğal meyve özlerini tercih ediyor. Tüm ürünlerde zemzem suyu kullanarak geleneksel lezzetleri günümüzün damak tadına uygun olarak üretiyor. Tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkarak, misafirlerine en iyi kalitede hizmet sunmaya özen göstererek, onların memnuniyetini ön planda tutuyor. Güvenilir marka algısını koruyarak, ulusal ve uluslararası alanlarda faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyor. Hafız Mustafa’nın ürünlerinin en önemli özelliği 155 yıldır değişmeyen reçetelerle yapılmasıdır.

hafiz-2

5 milyon dolar yatırım

Avni Ongurlar, “İstanbul’daki mağazalarımızın müşteri profilinin yüzde 90’ını turist misafirler oluşturuyor. İstanbul’daki mağazalarımıza her gelen turist kilolarca tatlı alarak ülkesine dönüyor. Kilolarca baklava, Osmanlı Saray Kadayıfı, Akide şekeri gibi tatlıları alan hemen hemen herkes ülkesine döndüğünde burada tattığı lezzetleri anlatıyor. Bize gelen yoğun talep üzerine Dubai’de ilk yurt dışı mağazamızı açtık. Onların hasret kaldığı geleneksel tatları ayaklarına getirdik. Bölgedeki insanların enerjisinden görüyoruz ki aslında geç bile kalmışız. Eski Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın eşi Peristera Baziana da Türkiye ziyaretinde bizden kilolarca baklava alarak ülkesine dönmüştü. Buradan görüyoruz ki tatlılarımızın ünü ülke sınırlarını çoktan aştı” dedi.