SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 11 Temmuz 2022 02:00

KUDÜS'ÜN ALTIN KUBBESİ

Sadece Kudüs değil bölgenin tamamı aslında gerek İsrail gerek Ürdün gerekse Filistin ülke olarak gezmeye çok değer yerler. Burası ne de olsa üç semavi dinin yani Musevilerin, Hristiyanların ve Müslümanların din tarihi açısından çok kilit olayların yaşandığı ve çok önemli mekanların bulunduğu bir bölge.

Kudüs'ün Altın Kubbesi

Kudüs, kuşkusuz dünya çapında enerjisi çok farklı ve tarihi dokusu çok katmanlı, muhteşem bir antik kent. Beni şahsen çok etkileyen, düşündüren ve tekrar tekrar gelmek istediğim bir şehir.

Sadece Kudüs değil bölgenin tamamı aslında gerek İsrail gerek Ürdün gerekse Filistin ülke olarak gezmeye çok değer yerler. Burası ne de olsa üç semavi dinin yani Musevilerin, Hristiyanların ve Müslümanların din tarihi açısından çok kilit olayların yaşandığı ve çok önemli mekanların bulunduğu bir bölge.

Kudüs’ün eski şehir alanı aslında küçük, yaklaşık bir kilometre karelik bir alan fakat din tarihleri açısından birçok olay bu daracık alanda vuku bulmuş. Bu tarihi kenti tek bir yazıda anlatmak mümkün olmadığı için üç ayrı yazıda ele aldım. Daha evvel Musevilerin ve Hristiyanların Kudüs’ünü iki ayrı yazıda anlatmıştım. Bu yazımda ise Kudüs'ün İslam alemi için önemini biraz anlatmaya çalışacağım.

kudus-1

Etkileyici Kubbet-Üs-Sahra

Kudüs’e ilk geldiğim gün Zeytindağı'na çıkmıştım ve tam güneş batarken Kudüs’ün eski kentini ve ilk kez karşıdan altın renginde pırıl pırıl parlayan çok etkileyici Kubbet-Üs-Sahra’yı görmüştüm. Ve o an akşam eczanın sesinin yükselmesi ile birlikte bütün Kudüs’ü gerçekten çok özel, sihirli bir ambiyans sarmıştı. İnsanın tüylerini diken diken eden bir ambiyanstı bu.

Zeytin Dağı'nı, Batı Tünellerini, Isa Peygamber’in Çile Yolu’nu, Golgotha Tepeleri’ni, Zion Dağı’nı gezmiştik. Mahalle mahalle Kudüs sokaklarının altını üstünü getirmiştik ve sıra sadece Müslümanların giriş yapabildiği çok özel olan bölüme, Kubbet Üs Sahra ve El Aksa Camii’nin bulunduğu alanı gezmeye gelmişti.

Bu bölgeye eski Kudüs’ün Pamuk Tüccarları Kapısı’ndan giriş yapmamız gerekiyordu. Bu kapıda çok ciddi güvenlik tedbirleri vardı.

Kimliklerimiz, çantalarımız, kılık kıyafetimiz kontrol ediliyor ve ardından geçişimize izin veriliyordu. Burası aslında Museviler için çok önemli olan Ağlama Duvarın ve Batı Tünellerin olduğu duvarın diğer tarafıydı. Demek istediğim, Kudüs’te bulunan bütün bu dini ve tarihi yapılar dip dibe, sırt sırta ve birbirine çok yakın bir mesafede. Ne yazık ki bu bölge Museviler ve Müslümanlar arasında zaman zaman gerginliklere yol açmış ve paylaşılamamış bir bölgeydi.

Alanın kendisinde de sıkı güvenlik kontrolleri hala devam ediyordu. 

kudus-2

Üçüncü en kutsal mekan

Meydana çıktığımızda Kubbet Üs Sahra’nın altın kubbesi ve mavi tonlardaki çinilerin güzelliği karşıdan parlıyordu. Bu meydan İslam alemi için Mekke’den ve Medine’den sonra üçüncü en kutsal mekan.

Kubbet Üs Sahra yedinci yüzyılda inşa edilmiş bir yapı ve dolayısı ile İslam alemin en eski yapıtlarından birisi. Zemini sekizgen olup İslam mimarisi açısından bilinen ilk kubbeli yapıdır.

Bu görkemli camiye girdiğimizde devasa kutsal kayayı görüyoruz. Görünüşü inanılmaz ve çok etkileyici.

Camiinin altın kubbesi aslında bu kaya parçasını koruyor. İslam inancına göre Hazreti Muhammed’in bu kayanın üzerinden miraca çıktığı yani göğe yükseldiğine inanılır ve bu nedenle çok kutsal sayılır. 

Bu kutsal kaya Museviler için Hazreti Musa’nın bir nevi kıblesi gibidir. Musevi inanışına göre Tanrı’nın dünyayı bu noktadan itibaren yaratmaya başladığı ve ilk yaratılış taşının buraya düştüğü ve bu kayanın da bu ilk yaratılış taşı olduğuna inanılır. Dolayısı ile burası dünyanın temeli ve merkezi sayılır. Aynı zamanda Eski Ahit’e göre bu kaya Hazreti İbrahim’in oğlu İsak’ı tanrı için kurban etmeye çalıştığı yer ve eski Süleyman Tapınağın en kutsal noktasının yani Kutsal Ahit Sandığın da bulunduğu nokta olduğuna inanılır.

Bu kaya parçasının altından camiinin içinden bir merdiven ile aşağıya doğru inip bir mağara bölümüne varıyoruz.

Ziyaretçiler bu nispeten küçük kutsal mekanda sağlı sollu yerini almış ve bu çok özel mekanda namazlarını kılıyorlar. 

Hazreti Muhammed’in de bu mekanda namaz kıldığına inanılır.

kudus-4

El Aksa Camii

Tek tek tüm özelliklerini inceledikten sonra Kubbet Üs Sahra’dan çıkıp tam karşı tarafında bulunan ikinci çok önemli bir dini bina olan El Aksa Camii’ne doğru yürüyoruz. Güzel yemyeşil bir bahçeden geçiyoruz. Günlerden Cuma olduğu için Cuma namazı için gelenlerin sayısı oldukça fazla.

El Aksa Camii’nin bulunduğu yerde bazı rivayetlere göre 638 senesinde yani İslam'ın ilk döneminde Kudüs’ün fethiyle Hazreti Ömer tarafından yapılan Ömer Camii bulunuyordu. Maalesef yaşanan depremler neticesinde bu eski camii bir kaç kez zarar görmüş ve tekrar inşa edilmek durumunda kalmış. 1118 yılında ise camii Haçlı seferleri sırasında Haçlılar tarafından saray ve kale olarak kullanılmış. Daha sonraki yüzyıllarda gene camii olarak açılmış ve dönem dönem restorasyon görmüş.

1951 yılında ise tam bu noktada bugünkü El Aksa Camiinin güney kanadında Ürdün Kralı Abdullah bir suikasta uğramış ve hayatını kaybetmiş.

El Aksa Camii Kudüs’ün en büyük camisi ve yaklaşık dört bin kişi alıyor.

Camiinin altında ise günümüzde dahi bazı gizli tüneller bulunmaktadır ve bu tüneller eski Süleyman Tapınağı’nın olduğu bölgeye çıkmaktadır.

Hem Kubbet Üs Sahra hem El Aksa Camii çok kıymetli, görsel olarak muhteşem birer mimari harika. Eski Süleyman Tapınağı’nın bulunduğu tepede bulunmaları ve tapınak bölgesine bitişik olmaları her iki din için enerji bakımından buranın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu göstermektedir.

Dünya yeryüzümüzde bazı lokasyonların evrenle konumları gereği özel bir enerjiye veya iletişime sahip olduğu söylenir. Örneğin, Mısır Piramitlerin olduğu bölge gibi…

Bu Zeytindağı ve Süleyman Tapınağı bölgesinin de evrensel anlamda aynı şekilde çok özel bir konuma sahip olduğu söylenir.

kudus-3

İsrail’in kontrolünde

1967 senesinden beri bu iki kutsal binanın bulunduğu alan İsrail’in kontrolündedir.

Bu meydandan ayrılırken tekrar geldiğimiz Pamuk Tüccarları Kapısından çıkıyoruz ve kapının diğer tarafından dolaşarak Ağlama Duvarı’na varıyoruz. Burasıda Cuma günleri öğleden sonra çok kalabalık oluyor. Kadınlar Ağlama Duvarın sol tarafında, erkekler ise Ağlama duvarın sağ tarafında Cuma ibadetlerini yerine getiriyorlar. Biz de onları rahatsız etmeden uzaktan izliyoruz. İnanılmaz bir gün yaşadık. Aynı gün içerisinde hem Hristiyanlığın Kudüs’teki en kutsal mekanlarını gezdik ve gördük, hem de İslam Alemin en kutsal mekanlarını ziyaret ettik ve Museviler için en kutsal olan alanda bulunduk ve ibadetlerini izledik.

Biz de bu kutsal topraklara gelmişken gönlümüzdeki tüm dualarımızı yaptık.

Gün inanılmaz yeni izlenimler ve duygularla dopdoluydu. Temennilerimiz daha iyi ve daha barışçı bir dünya içindi. Aslına baktığınızda bu üç din özünde ne çok birbirine benziyor.

İnanıyorum ki insanlar dini, ırkı, rengi ne olursa olsun birbirine saygılı, sevgi dolu, iyi niyetli, toleranslı ve empatiyle yaklaştıkça dünya herkes için daha yaşanası, barış ve huzur dolu bir yer olur.

Kudüs’e olan gezimizin beni inanılmaz zenginleştirdiğini söyleyebilirim. Hem üç Semavi Dinin derinliklerine inip bir hayli tarihi bilgi edindim, benzerliklerini ve ayrıştıkları yerleri gördüm. Her üç dinin inananlarını en kutsal mekanlarında izleme fırsatı buldum.

Kudüs’ü daha iyi anlamak aslında Orta Doğu’yu ve dünyayı daha iyi anlamak anlamına geliyor.

Herkese mutlaka bir gün Kudüs’ü ziyaret etmesini, buradaki enerjileri deneyimlemesini, zaman yolculuğu yapmışçasına Kudüs’ün eski günlerine gitmesini ve bu üç dünya dinini en iyi şekilde öğrenmesini ve dünyanın neden binlerce yıldır savaşın içinde olmaya devam ettiğini anlamaya çalışmasını tavsiye ederim. Eski Kudüs'ün sokaklarını karış karış gezerken çok büyük keyif almanızı dilerim. 


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR

ajet 160x600