SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 11 Temmuz 2021 02:57

KONJONKTÜR FAİZ ARTIRIMINI ZORLUYOR

Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı sıkı para politikasına rağmen cari enflasyonun yüzde 17,5, yılsonu enflasyon tahminlerinin yüzde 16'ya yükseldiği ve faiz artırımının daha fazla ihtiyaç duyulduğu parasal genişleme ortamında bu yıl için politika faizinde indirimler zor ihtimal olarak görülüyor.

Konjonktür faiz  artırımını zorluyor

Sedat YILMAZ

Uluslararası finans çevreleri tarafından Türkiye’nin salgın öncesi 2019 yılına en erken dönecek gelişen ülkeler arasında sayılması ekonomi çevrelerini memnun ederken aşılama ve normalleşme ile birlikte tetiklenen yüksek enflasyonun fiyat istikrarını tehdit etmesi ise moralleri bozuyor.

ABD yatırım bankası JP Morgan küresel ekonomik görünümle ilgili hazırladığı raporda ekonomide pandemi öncesindeki hareketlilik seviyesine Singapur, Hindistan ve Brezilya ile birlikte Türkiye’nin ulaşacağını, bunun yanında Filipinler, Tayland, Güney Afrika ve Peru’nun ise pandemi etkilerinden en son kurtulacak ülkeler olacağını bildirdi. Raporda özellikle Türkiye, Singapur ve Brezilya’nın yüksek performansıyla dikkat çektiği belirtildi.

Pandemi öncesi ekonomik hareketliliğe en erken dönecek ülkeler arasında Türkiye’nin bulunması analistler ve iş dünyası açısından olumlu değerlendiriliyor, ancak yükselişe geçen enflasyon ve beraberinde gelecek muhtemel faiz artışlarının ekonomiye büyük zarar vereceği ifade ediliyor. Söz konusu çevreler özellikle enflasyona bağlı oluşacak faiz artışlarının ekonominin belini kırabileceğini ileri sürüyor.

Enflasyon küresel tehdit

Merkez Bankası’nın (TCMB) politikaları ve açıklamaları doğrultusunda en geç dördüncü çeyrekte faiz indirimi bekleyen piyasaların Haziran ayı enflasyonundan sonra bu yıl için faiz indiriminin olmayacağına yönelik artan tahminleri fiyat artışlarının devam edeceğini gösteriyor.  Söz konusu görüşler doğrultusunda genel kanaate göre, TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikasına rağmen cari enflasyonun yüzde 17,5, yılsonu enflasyon öngörülerinin yüzde 16’ya yükseldiği ve faiz artırımının daha fazla ihtiyaç duyulduğu parasal genişleme ortamında bu yıl için politika faizinde indirimler zor ihtimal olarak görülüyor.

Faizler konusunda açıklama yapmasa da Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın İtalya Venedik’te gerçekleşen G-20 Bakanlar Toplantısı’na dair sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında “Uluslararası Finansal Mimari başlığında görüşlerimizi dile getirdik. Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının pandemi ile mücadeledeki önemine değindik. Küresel tehdit oluşturmaya başlayan enflasyon baskısına dikkat çektik” ifadesini kullanması, parasal genişleme ve emtia fiyatlarındaki yükselişe paralel hem yurtiçi hem de yurtdışına yönelik fiyat artışlarını gündeme getirmesi konunun önemini ortaya koyuyor.

Görünüme yönelik riskler arttı

ABD Merkez Bankası’nın (FED), yılın ilk 6 ayının değerlendirildiği Temmuz raporunda, kovid salgınının ekonomiyi olumsuz etkilemesine karşılık enflasyondaki artışların normalleşen hayatla birlikte daha da agresif hale geldiği, enflasyon görünümünün giderek bozulduğu ve yukarı yönlü risklerin arttığı bildiriliyor. Raporda özellikle FED’in hedeflerine ulaşmasını engelleyebilecek risklerin ortaya çıkması durumunda para politikası duruşunu uygun şekilde ayarlamaya hazır olduğu vurgulanıyor.

Aynı raporda öncü göstergelerin geçen yılın sonundan bu yana enflasyondaki hızlı artışa dikkat çekiliyor. Söz konusu dönemde bazı finansal kırılganlıkların arttığı, ancak buna karşılık ilgili kurumların daha dirençli kalmaya çalıştığı vurgulanıyor. FED’in varlık alımı programı konusunda konuşmanın henüz erken olduğu anlatılıyor.

Diğer yandan FED Başkanı Jerome Powell’ın gelecek hafta Kongre’ye sunacağı raporda, aşılama, para ve maliye politikaları desteğiyle ekonominin yeniden normalleşmesinin güçlü bir ekonomik büyümeyi beraberinde getirdiğini, ancak geçici olarak gördükleri artan enflasyonun ekonomi üzerinde baskı oluşturduğunu belirteceği dile getiriliyor. Powell’ın raporunda FED’in gelecekte yapacağı toplantılarda enflasyona yönelik hedefler doğrultusunda kararlar oluşturulacağı kaydedildiği belirtiliyor.

Avrupa daha temkinli duruyor

Yüzde 2’lik enflasyonu stratejik açısından yüksek bulmakla birlikte hedefin aşılma durumunun olabileceğine işaret eden Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkilileri ise ABD’lilere göre daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor.

ECB politikasının geçmişe göre değil, geleceğe yönelik şekillendirilmesi gereğine vurgu yapan Weidmann, enflasyondaki hedefin kabul edilen simetrik yüzde 2 seviyesinin ılımlı olduğunu ancak kendilerinin daha düşük veya daha yüksek faiz için çalışmadıklarını söylüyor. Weidmann, FED gibi bir enflasyon hedeflemesinden yana olmadıklarını da hatırlatıyor. Weidmann, ECB’nin enflasyondan başka iklim gibi diğer tehditleri de ön plana almasını istiyor.

Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy Galhau ise ECB’nin yüzde 2’lik simetrik enflasyon politikasını yerinde bulduklarını ancak kendilerinin çok düşük enflasyona dahi tahammülleri olmadığını ve enflasyonu ekonomiler için ciddi bir risk olarak gördüklerini bildiriyor.

Yüzde 2’lik hedefin geçici olabileceğini, fakat pandeminin henüz devam ettiğini ve ekonominin desteklenmesi gerektiğini dile getiren Galhau, Euro Bölgesi’nin genişleyici para politikasını hâlâ uygulayabilecek güce sahip olduğunu ve politikanın devam edeceğini düşündüğünü kaydediyor.

İndirim değil artırım ön planda

Türkiye’de Haziran ayı enflasyonunun yüzde 17,53, üretici fiyatlarının yüzde 42,89 şeklinde oluşması ve Temmuz ayı enflasyonunun yüzde 18’den aşağı oluşmayacağı öngörüsü piyasada TCMB’den bu yıl için bir faiz indirimi olmayacağı algısını artırdı.

Bugünkü görünümle politika faizinin bir müddet daha yüzde 19 seviyesinde tutulacağı belirtilen piyasa yorumlarında bir önceki anket döneminde yüzde 16 olan yılsonu faiz beklentilerinin yüzde 17,50’ye çıkmasının da faiz artışına dair bir işaret olabileceği ifade ediliyor.

Sadece yurt içi değil, yurtdışı finansal çevrelerin Türkiye’ye yönelik enflasyon ve faiz konusunda revizyona gittiği gözleniyor.

ABD’li bankalar Goldman Sachs, Citigroup ve JP Morgan, Türkiye için yılsonuna yönelik öngördükleri enflasyon oranlarını bir kademe yükselttiler. Goldman’ın yılsonu enflasyon tahmini yüzde 16. Goldman petrol fiyatlarının yükselişine bağlı doğalgaz ve elektrik zamlarının enflasyonu yukarı çekeceğini açıkladı.

JP Morgan’ın yılsonu enflasyon beklentisi ise yüzde 14,7. Citigroup herhangi bir enflasyon oranı telaffuz etmezken TCMB’den bu yıl faiz indirimi beklemediklerini raporladı. Citigroup raporunda parasal gevşeme için Türkiye’de şartların zorlaştığına dikkat çekti.

TCMB’den tek faiz indirimi bekleyen ise İngiliz Barclays. Banka yılsonu enflasyonunu yüzde 14,8’e çıkarırken bu yıl 250 baz puanlık bir faiz indirimi yapılacağını raporluyor.

TCMB faizde değişiklik yapmaz

 TCMB Temmuz piyasa katılımcıları anketinde cari yılsonu enflasyon beklentisinin yüzde 15,64 olarak açıklandığını, Temmuz ayı enflasyonunun ise yüzde 18’in üzerinde öngörüldüğünü belirten Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, enflasyonu yükselten metriklerin çoğaldığını, buna paralel beklentilerin revize edildiğini söylüyor.

Üretim bandında maliyet baskısının arttığını dile getiren Erkan, “ÜFE’de devam eden artış açılmaya devam eden makas geçmişten getirilen maliyet yüklenimlerine güncel bir etken eklemiştir. Maliyet çevirme kapasitesi azaldıkça veya piyasada artan mobilite itibariyle bu artışlar tüketici fiyatlarına girebilir. Bu da TÜFE’nin potansiyeli bağlamındaki riskleri ortaya koymaktadır. Zayıf TL, petrol ve emtia fiyatlarının yükselmesi ve azalan kısıtlamalarla piyasanın canlanması enflasyonun başlıca besleyen faktörleri olmayı sürdürecek” diyor.

TCMB’nin 14 Temmuz’daki toplantısında politika faizinde herhangi bir değişiklik beklemediklerini dile getiren Enver Erkan, ancak 29 Temmuz’da yayınlanacak enflasyon raporunda geniş vadeli olarak enflasyon güncellemelerinin oluşabileceğini belirtiyor.

Yurtdışında da enflasyon tehdidinin devam ettiğini, tabana yayılan ekonomik büyüme ve enflasyon endişelerinin merkez bankalarında politikaların gidişini belirleyeceğini vurgulayan Enver Erkan, “Merkez bankalarının daha sonraki yıllara ilişkin enflasyon beklentilerini artırmakta olduğu bir dönemde sanılandan daha uzun bir yüksek enflasyon dönemi geçirilmesi olası. Ancak, asıl durumun ortaya çıkması için varyant endişelerinin ve ekonomik soğuma gibi bir etki olup olmayacağını da anlamak gerekiyor” diye konuşuyor.

Enflasyonlar yükselirken piyasalar tedirgin

Küresel bazda artan enflasyon oranları ve dünyada artışa geçen koronavirüs varyant vakaları ülke piyasalarında yatırım iştahını kısıyor. Daha çok riskli varlıklara yönelme eğilimi taşıyan piyasalarda başta tahvil, döviz ve altın öne çıkıyor. TCMB’nin gelecek hafta yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz ile ilgili öngörüler, beklenti üstü gelen cari denge verisi, yerli ve yabancı finans kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik enflasyon ve faiz tahminleri, Borsa İstanbul’da büyük yatırımcı sayısının giderek azaldığına dair haberler ve çek mağdurlarıyla ilgili kanuni düzenlemeye yönelik TBMM’ye verilen değişiklik teklifi piyasalar açısından dikkat çekici bulundu.  

Gelecek 12-16 Temmuz haftasında piyasaları yoğun bir gündem bekliyor. Yurtiçinde 14 Temmuz’da TCMB’nin Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısı bulunuyor. Aynı hafta işsizlik oranı, sanayi üretimi, bütçe dengesi ve konut sektörü verileri piyasalarca izlenecek. Yurtdışı da veri açısından yoğun. ABD’de enflasyon, hazine bütçe dengesi, sanayi üretimi, imalat endeksleri ve perakende satışlar, Euro Bölgesi’nde enflasyon, sanayi üretimi, dış ticaret dengesi, Çin’de büyüme, sanayi üretimi, dış ticaret dengesi, Japonya’da enflasyon, sanayi üretimi ve Japonya Merkez Bankası (BOJ) faiz kararı gündemde öne çıkan gelişmeler olacak.

Yurtiçi piyasalara gelince, bu hafta borsa ve altın yatırımcısına kazandırırken döviz kaybettirdi.  Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,12, altının gram satış fiyatı yüzde 0,86 değer kazandı, dolar/TL yüzde 0,44, euro/TL yüzde 0,13 değer kaybetti. Piyasalarda 1000 TL’lik yatırım borsada 1001,2 lira, altında 1008,6 lira, dolarda 995,6 lira ve euroda 998,7 lira oldu.

Bu haftaki gelişmeler ve gelecek hafta öngörüleriyle piyasalarda trend şöyle oluşuyor:

BIST 100… Borsa İstanbul’da bileşik 100 endeksi en düşük 1.371,53 en yüksek 1.399,90 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0,12 artarak 1.378,28 puandan tamamladı. Salgınla ilgili yeni varyant vakalarındaki artışlar küresel ve yerel borsalarda satış eğilimini artırıyor. BIST 100 de aynı etkiyle 1400 puanın üzerine çıkamıyor ve 200 günlük ortalama üzerinde seyretmesi dikkat çekiyor.

Haftanın son işlem gününde geçen hafta olduğu gibi 200 günlük üssel hareketli ortalama seviyesinde tutunmaya çalışan endekste geri çekilme görmemiz durumunda 1.365 ve 1.350 destek seviyeleri söz konusu olabileceği gibi tepki alımları yaşanması halinde ise 1.388 ve 1.400 direnç seviyelerini takip edeceğiz. Borsada en önemli destek seviyesi 1.350, en güçlü direnç ise 1.400. Borsanın önünü görmede küresel piyasaları takip ediyor ve özellikle yeni varyant ile yükselen enflasyonların ekonomiler üzerinde etkisini takip ediyor.

DOLAR/TL… Döviz piyasasında dolar TL’ye karşı bu hafta yüzde 0,44 oranında değer kaybetti ve haftayı 8,66 liradan kapattı. Aşılamaların yoğunluk kazandığı, ekonomik toparlanmanın hızlandığı, buna karşılık delta varyantının giderek etkisini gösterdiği ortamda risk iştahındaki baskı sürüyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,24’e kadar düştükten sonra yüzde 1,36’da toparlandı. Söz konusu gelişmemeler çerçevesinde dolar/TL kuru 8,64 – 8,71 bandında sıkıştı. Kurun 8,64’ü aşağı kırması durumunda 8,50 liralar öne çıkabilir. 8,71’in yukarı yönlü kırılması durumunda ise 8,9 liralar gündeme gelebilir.

EURO/TL… Aşılamanın yoğun olduğu gelişen piyasalarda yerel paralar dolara karşı yatay seyrediyor. Piyasanın takip ettiği diğer konu ise yeni varyantta hastaneye yatma ve ölüm oranlarının düşük olması. Aşılamada önemli bir seviye kateden Türkiye’de Türk Lirası diğer ülke para birimlerine karşı pozitif ayrışıyor. Euro/dolar kuru da yüzde 0,13 değer kaybederek haftayı 10,28 liradan tamamladı. Salgında ABD’ye göre daha temkinli hareket eden Euro Bölgesi, parasının değerini de koruyor. Risk iştahına rağmen salgın ve enflasyonda daha belirgin hareket etmesi euro/dolar paritesini euro lehine güçlendiriyor. 1,1880’e demir atan paritedeki güçlüğe rağmen euro, TL karşısında değer kaybetti. 10,21’i güçlü destek seviyesi yapan euroda 10,33 ise güçlü direnç konumunda.

ALTIN… ABD 10 yıllık tahvil faizinin 1,24’lere kadar çekilmesinin yanında FED toplantı tutanaklarından güvercin yaklaşımlar, diğer taraftan yayılan delta varyantı endişesi altın fiyatlarını yukarı yönlü destekledi. Altın fiyatlarının yukarı gitmesini tek engelleyen ise dolar endeksinin 92 seviyelerini koruması oldu. Bu hafta 1815 doları zorlayan ons altın şu anda ABD tahvil faizinin yüzde 1,36’lara gelmesi sebebiyle 1808 dolara kadar geriledi. Dolar/TL’nin 8,64-8,70 aralığında seyri ise yurt içinde gram altın fiyatlarını 504 lira seviyelerinde tutuyor. Yurtiçinde gram altın doların seyrine göre hareket ediyor. Gram altında direnç 510 - 515 lira, destekler ise 495-500 lira görünümünde. Kapalıçarşı’da da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,86 kazançla 502,50 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,88 artışla 3.332,00 liraya yükseldi. Geçen hafta 807,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 814,00 liraya çıktı.

PETROL… Önce normalleşme ve ardından gelen delta varyantındaki gelişmeler OPEC ülkelerinin üretim konusunda anlaşamamasını gündeme getiriyor. Salgın sebebiyle arz kesintilerinin 2022’ye kadar devam etmesi yönünde fikir birliğine varılmasına karşılık kademeli iyileşmeler, üretimde OPEC’te sıkıntılar oluşturuyor ve fiyatlar dalgalanıyor. ABD’de petrol stoklarının beklenenin ötesinde azalması ise fiyatları yukarıda tutuyor. Hafta içi 77 dolar seviyesine kadar çıkan brent petrol 75, Batı Teksas (WTI) petrolü 74 dolarda yatay seyrediyor.  Brent petrolde destek seviyeleri 74 dolar, direnç seviyesi ise 75,50 dolar, WTI’da destek ve direnç arası 73-74 dolar arasında oluşuyor.

KRİPTO PARA… Çin başta birçok ülkenin yasakladığı, birçok ülkenin sınırlama getirdiği kripto para pazarı Bitcoin öncülüğünde seyrini sürdürüyor. Kripto para pazarı bu hafta yatırımcısına kaybettirdi. Bitcoin 33 bin doları geçemedi ve haftalık kaybı yüzde 2,6 olarak ölçüldü. Ethereum da Bitcoin gibi düşüş eğiliminde. 2 bin dolar seviyesinde hareket eden Ethereum haftalık bazda yüzde 5,6 oranında değer yitirdi. Ripple de Bitcoin ve Ethereum gibi yatırımcısını üzdü ve haftalık yüzde 7,2 değer kaybetti. Haftanın en fazla değer kaybeden parası yüzde 13,1 ile Dogecoin, en fazla değer kazanan parası yüzde 6,2 ile Binance Coin oldu.