KOBİ'LERİN EKONOMİYE KATKISI GİDEREK ARTIYOR
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ), Türkiye ekonomisinin itici gücü olmaya devam ediyor.

Türkiye genelindeki şirketlerin yüzde 99,8’ini oluşturan KOBİ’ler, hem istihdam hem de üretim kapasitesi açısından kritik bir rol oynuyor. Son yıllarda dijital dönüşüm, ihracat olanaklarının artması ve kamu destekleriyle birlikte KOBİ’lerin ekonomik katkısı daha da görünür hale geldi.
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de yaklaşık 4 milyon KOBİ faaliyet gösteriyor. Bu işletmeler, toplam istihdamın yüzde 70'inden fazlasını sağlarken, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 55'ini oluşturuyor. KOBİ’ler, özellikle yerel kalkınma ve bölgesel ekonomik denge açısından da hayati öneme sahip.
Anadolu’nun dört bir yanında faaliyet gösteren küçük işletmeler, geleneksel üretimden teknoloji tabanlı girişimciliğe kadar geniş bir yelpazede ekonomiye katkı sunuyor. Mobilyadan tekstile, gıdadan makine üretimine kadar birçok sektörde söz sahibi olan KOBİ’ler, aynı zamanda kadın ve genç girişimcilerin önünü açan yapılarıyla sosyal fayda da sağlıyor.
Son yıllarda KOBİ’lerin ihracat potansiyeli de dikkat çekici şekilde arttı. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı sonunda KOBİ’lerin toplam ihracattaki payı yüzde 40’a yaklaşmış durumda. E-ticaret ve e-ihracat kanallarının yaygınlaşması, mikro ihracat prosedürlerinin kolaylaşması ve yeşil mutabakat gibi sürdürülebilirlik hedefleri, KOBİ’leri küresel ölçekte rekabetçi hale getiriyor.
Özellikle makine imalatı, hazır giyim, ev tekstili, gıda ve ambalaj gibi alanlarda faaliyet gösteren KOBİ’ler, başta Avrupa olmak üzere Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarlarına ürünlerini ulaştırabiliyor. Devlet destekli programlar sayesinde fuar katılımı, lojistik giderleri ve dijital altyapı yatırımları için verilen hibeler, bu başarıda büyük rol oynuyor.
KOSGEB, TKDK ve kalkınma ajansları başta olmak üzere birçok kamu kurumu, KOBİ’lere yönelik destek ve teşvik programları sunuyor. Son olarak KOSGEB’in 2025 için duyurduğu “Dijitalleşme Odaklı KOBİ Dönüşüm Programı” ile işletmelere teknoloji yatırımlarında 2 milyon TL’ye kadar geri ödemesiz destek sağlanıyor.
Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı da kırsal bölgelerde faaliyet gösteren tarım ve gıda KOBİ’lerine hibe ve eğitim programları sunarak bu kesimin rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.
KOBİ ekosisteminin önemli parçalarından biri de kadın girişimciler. Son yıllarda kadın kooperatifleri, kadın girişimcilik destekleri ve mikro finans programları ile birçok kadın kendi işini kurdu ve bölgesel ekonomide aktif rol almaya başladı.
Özellikle el sanatları, organik tarım, gastronomi ve butik üretim alanlarında faaliyet gösteren kadın KOBİ’ler, yerel istihdamı artırarak toplumsal kalkınmaya doğrudan katkı sağlıyor. Ayrıca birçok kadın girişimci, sosyal medya ve dijital pazarlama yöntemleriyle ürünlerini ülke geneline hatta yurt dışına ulaştırabiliyor.
Dijitalleşme, KOBİ’ler için artık bir lüks değil, zorunluluk. Pandemi sonrası hızlanan dijital dönüşüm süreci, KOBİ’lerin e-ticaret, bulut teknolojileri, otomasyon sistemleri ve yapay zekâ gibi alanlara yatırım yapmasını teşvik etti. Bu sayede üretim süreçlerinde verimlilik artarken, müşteri erişimi de kolaylaştı.
Öte yandan, çevresel sürdürülebilirlik de KOBİ’lerin gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında karbon ayak izini azaltmak ve çevre dostu üretim sistemlerine geçmek isteyen işletmeler, yeşil sertifikalar, geri dönüşüm sistemleri ve yenilenebilir enerji projelerine yöneliyor.
KOBİ’ler sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal dönüşümde de ana aktörler arasında yer alıyor. Yerli üretimin sürdürülmesi, yeni istihdam alanlarının yaratılması, kırsal kalkınmanın desteklenmesi ve kadın girişimciliğinin yaygınlaştırılması gibi alanlarda KOBİ’lerin rolü her geçen gün artıyor. Bu nedenle, onların gelişimi sadece ekonomik büyüme değil, toplumsal refah için de kritik öneme sahip.