KIZ ÇOCUKLARI EĞİTİME ERİŞİYOR
Milli Eğitim Bakanı, eğitim sisteminin demokratikleşmesi ile ilgili devasa adımlar atıldığını belirterek, ilk kez kız çocuklarımızın okullaşma oranının erkek çocuklarını geçtiğini söyledi. Özer, "Kız çocukları okula gitmiyor retoriği de tarih oldu" dedi
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'nin son 19 yılda eğitimde büyük dönüşüm gerçekleştirdiğini, 81 ilde yeni okullar, derslikler yapılarak çocukların, eğitimin tüm kademesine erişmesinin kolaylaştırıldığını belirtti.
Okul öncesinden yüksekokula kadar her aşamada okullaşma oranlarının arttığına işaret eden Özer, "Gelişmiş OECD ülkelerinin İkinci Dünya Savaşından sonra başarmış olduğu okullaşma oranlarına biz 70 yıl gecikme ile ulaştık. Neden 70 yıl bekledik? Okul öncesinden orta öğretime, yükseköğretime kadar bu ülkenin çocuklarının eğitime erişimini tam rakama, yüzde 100, yüzde 90'lara ulaştırabilmek için 70 yılı niye bekledik? Bunu bir kenara not ediyoruz." dedi.
19 yıllık çalışmalar
Özer, 19 yılda yapılan çalışmalara değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beş yaştaki okul öncesi öğrenci 2000'li yıllarda yüzde 14 iken bugün yüzde 90'a ulaştı. Orta öğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44'den yüzde 90'lara ulaştı. Yüksek öğrenimdeki net okullaşma oranı yüzde 14'lerden yüzde 44'lere geldi. Bu eğitimin evrenselleşmesinden en fazla yaralanan iki kesim oldu. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesim. Yani bizim günlük kullandığımız tabirle garip gureba. İkincisi de kız çocuklarımız. 2000'li yıllarda ortaokullardaki kız çocuklarımızın okullaşma oranı yüzde 39'du. Bugün yüzde 88. Yükseköğrenimdeki okullaşma oranı ise çok daha dramatik. 2002'li yıllarda yüzde 11, bugün yüzde 48,5 ve ilk kez kız çocuklarımızın okullaşma oranı erkek çocuklarını geçti. Yani son 19 yılda eğitimde kitleselleşme sağlanırken, okullaşma oranları artarken aynı zamanda yıllardan beri Türkiye'nin gündemini oluşturan, 'Kız çocukları okula gitmiyor. Kız çocukları okula erişemiyor' retoriği de son 19 yılda tarih oldu. Artık Türkiye'nin kız çocuklarını eğitime eriştirememe gibi hiçbir sorunu kalmamıştır. Aynı zamanda kadınların istihdamı ile ilgili devasa adımlar atıldı."
Öğretmenlerin yüzde 60’ı kadın
Bakan Özer, 2002 yılında eğitim sisteminde 500 bin kayıtlı öğretmen olduğunu dile getirerek, "Bunun sadece yüzde 43'ü kadın öğretmenlerden oluşuyordu. Bugün eğitim sistemimizde 1,2 milyon öğretmenimiz var ve bunun yaklaşık yüzde 60'ı kadın öğretmenlerimizden oluşuyor." diye konuştu.
Eğitim sisteminde bunlara ek olarak büyük bir adımın daha atıldığına dikkati çeken Özer, şu değerlendirmede bulundu:
"Eğitim sisteminin demokratikleşmesi, toplumsal taleplere duyarlı olması ile ilgili devasa adımlar atıldı. Bugün eğitim ile ilgili çoğu sorunu dile getiren insanlara bakın, geçmişte bugün eğitim sisteminin maliyet ürettiği eğitim politikalarının yapıcıları arasında yer almaktadır. Bunların başında da başörtüsü uygulaması, katsayı uygulaması gelmektedir. Bugün kadına şiddet ile ilgili konuşanlar, dün başörtüsü ile ilgili gençlerimizin, çocuklarımızın eğitime erişimi engellendiği zaman kadına şiddet ile ilgili hiçbir şey söylemediler. Onun için son 20 yıl eğitimde kitleselleşme, eğitimde evrenselleşme, eğitimde toplumsal talepleri yerine getirme anlamında demokratikleşmenin en önemli tarihi dönemi olmuştur. Elbette böylesi devasa adımın çok güçlü bir liderliğe ihtiyacı vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda ülkemiz gecikmiş olan bu gelişmesini hızla tamamlayarak artık OECD ülkeleri ile eğitim sistemi olarak rekabet edebilir hale gelmiştir. Son 19 yıla bakın bütçede en büyük pay her zaman eğitime verilmiştir. 2022 yılında da en büyük bütçe, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi olmuştur."
Mesleki eğitimde üretimi odağa aldık
Mesleki eğitimde üretimi odağa aldıklarını belirten Özer, döner sermaye kapsamındaki üretimin üç faydası olduğunu söyledi. Özer, bunlardan birincisinin, öğrencilerin uygulamalı üreterek öğrenmeleri olduğunu, iş gücü piyasasına girdiklerinde hiç zorlanmadıklarını ifade etti.
İkincisinin de istihdam edilebilirlikteki artış olduğunu dile getiren Özer, "Üçüncü en önemli faydası, üretime yaptıkları katkı ölçüsünde öğrenciler asgari ücrete kadar, öğretmenler iki asgari ücrete kadar pay alabiliyorlar üretime katkılarından. 2018 yılında mesleki eğitimde üretimden elde edilen gelir 217 milyondu 3 bin 574 tane meslek lisesinden. 2021 yılını 1 milyar 162 milyonla kapattık. 6 kat artırdık. Öğrencilerimize dağıtmış olduğumuz pay 2021 yılında 52 milyon, öğretmenlerimize dağıttığımız pay maaşları haricinde 112 milyon" dedi.
Ukrayna’da okuyanlara yatay geçiş hakkı
Ukrayna'da okuyan Türk öğrenciler 11-15 Nisan'da yatay geçiş başvurusu yapabilecek
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Ukrayna'dan gelen Türk öğrencilerin 11-15 Nisan'da mesai bitimine kadar yatay geçiş için gerekli belgelerle beraber ilgili yükseköğretim kurumlarına başvuru yapması gerektiğini söyledi.
Özvar, bu kapsamda Ukrayna'daki yükseköğretim kurumlarının örgün eğitim programlarına kayıtlı öğrencilerin yatay geçiş başvurularının değerlendirilebilmesinde gerekli olan koşulları açıkladı.
Öğrencilerin kayıt yılındaki ÖSYS/YKS'ye girmesi, başarı sırası şartını ile bunun aranmadığı alanlarda eşdeğer diploma programlarının en düşük taban puanına sahip olma şartı gerektiğini belirten Özvar, özel yetenek programlarında ise üniversitelerin ilgili yılın ÖSYS/YKS'de özel yetenek programları için ilan edilen en düşük merkezi sınav puanına sahip olmaları gerektiğini anlattı.
Özvar, Ukrayna'daki diploma programına uluslararası sınav sonucuyla kayıt yaptıran Türk ve yabancı öğrencilerin, Türkiye'de yatay geçiş başvurusunda bulunacağı program için üniversitenin ilgili yılda kabul ettiği uluslararası sınav asgari puan şartını sağlaması gerektiğini söyledi.