SON DAKİKA
GÜNDEM Çarşamba 08 Eylül 2021 02:32

KIRSAL KALKINMADA MODELLEME YARIŞI

Çeyrek asırdan bu yana yerel yönetimlerde başarılarını katlayarak büyüten kamu ve belediyecilik anlayışı, meyvelerini vermeye başladı. Başta tarım olmak üzere kırsal kalkınmayı destekleyen ve G. Antep, Ordu, Kayseri gibi şehirler STK'lara da örnek oluyor. MÜSİAD şehirleri özgün değerleriyle kalkındırma, markalaştırma ve dünyaya açmada yeni bir atılıma geçti.

Kırsal kalkınmada  modelleme yarışı

Sedat YILMAZ

Türkiye, son 25 yıldır kırsal kalkınmaya verdiği programlı çalışmaların semeresini almaya başladı. Özellikle kamu, yerel yönetimler ve iş dünyasından sivil toplum kuruluşlarıyla sürdürülen yerinde kalkınma ve sanayileşmenin örnekleri Gaziantep, Ordu, Kayseri, Eskişehir, İzmir gibi vilayetlerde müşahhas hale geldi.

Hükümet, tarım ve ormancılık başta, turizm, enerji, sanayi bakanlıklarıyla yerel kalkınmanın önünü açarken belediyeler ellerindeki imkânları en iyi şekilde değerlendirerek devletle birlikte yürümeye çalışıyor. Söz konusu çabaya sivil toplum kuruluşlarından Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) de şubeleri aracılığıyla şehirleri özgün değerleriyle kalkındırma ve markalaştırma ile akıllı tarım kentleri modelleri eşliğinde şehirleri dünyaya açarak topyekûn bir yerel kalkınmaya destek veriyor.

Abdurrahman Kaan başkanlığındaki MÜSİAD, uygulamaya başladığı kırsal kalkınma modelleriyle büyük şehirlere sıkışan nüfusu ve özellikle kadın ve genç girişimlere sağladığı imkânlarıyla, kırsal hayatı özendirme ve kırsal kalkınmayı destekleme inisiyatifini geliştirdi. MÜSİAD halen uygulamakta olduğu çalışmalarda “beraber” ve “varız” mottosunu temel unsur kabul ediyor.

Yüzümüzü kırsala dönelim

MÜSİAD, Kırsal Kalkınma Komitesi’nin öncülüğünde, tarım sektörünün nabzını tutan ‘Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu’na yönelik inovatif verileri, düzenlenen bir basın toplantısıyla açıkladı.

İstanbul genel merkez binasında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “Dünyada katma değerli ürün üretimi konusunda ciddi bir rekabet yaşanıyor. Tarım sektöründe de teknolojinin gücüyle ilerlemeli, yeni projelere imza atarken kırsal dönüşüm anlayışı ile hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yüzümüzü kırsala dönmeliyiz” dedi.

Kırsalda üretim zihniyetinden uzaklaşma durumundan sıyrılarak verimliliği artırıcı projelere odaklanmak gerektiğini belirten Kaan, 2040 yılında 110 milyona ulaşması beklenen Türkiye nüfusunun baz alınarak tarımsal üretim ve hayvancılık yapılacak bölgeleri tek tek ele aldıklarını, söz konusu doğrultuda tarıma verilen destek sayesinde yılın ilk 7 ayında tarım ihracatının 15,6 milyar dolara ulaştığını, tarımın artık dış ticaret açığı vermeyen sektörler arasında yer aldığını kaydetti.

Soframızı kendimiz donatalım

Yerel kalkınmada yapılması gereken bazı önemli hususlara değinen Kaan, bu doğrultuda teknoloji transfer ofisleri ve teknoparkların desteklenmesinin gerektiğini, tarım topraklarının bütünlüğünün korunması için aile çiftliklerinin devamının sağlanmasını ve tarım arazilerinde tapular birleştirilerek büyük çiftliklerin oluşturulmasının lüzumuna temas etti.

Tarım teşviklerinin yerinde takip edilmesini isteyen Abdurrahman Kaan, aynı zamanda toplu tarım değil, hassas tarım ve hatta gelişen topraksız tarım uygulamalarına kentlerin de dahil edilmesine vurgu yaptı.

Tarım ve hayvancılık gibi hayati bir noktada küresel güçlerin ve çok uluslu firmaların ülke üzerinde baskısının devam ettiğinin altını çizen Abdurrahman Kaan, “Bu nedenle kendi sofrasına geleni bizzat kendisi üretemeyen ülke kaybetmeye mahkûmdur” açıklamasını yaptı.