KARADENİZ KAYNIYOR!..
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından bu yana Karadeniz'de ticari gemilere yönelik saldırılar, mayın tehlikesi ve güvenlik riskleri, bölge ülkeleri kadar Avrupa Birliği'nin de radarında. Brüksel'de son dönemlerde, Karadeniz'in güvenliği ve olası AB müdahil olma senaryoları tartışılıyor

Karadeniz’de son günlerde art arda yaşanan saldırılar, bölgedeki güvenlik risklerini bir kez daha gündeme taşıdı. Rusya’dan Gürcistan’a ayçiçek yağı taşıyan MIDVOLGA-2 adlı ticari tanker, seyir hâlindeyken Karadeniz’in uluslararası sularında saldırıya uğradı. Türkiye Denizcilik Genel Müdürlüğü, olayla ilgili yaptığı açıklamada, saldırının Türkiye kıyılarından yaklaşık 80 mil açıkta gerçekleştiğini duyurdu.
Açıklamada, “MIDVOLGA-2 tankeri, Rusya’dan Gürcistan’a ayçiçek yağı yüklü olarak seyrederken kıyılarımızdan 80 mil açıkta saldırıya uğradığını bildirmiştir. Halihazırda 13 personelinde olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Geminin yardım talebi yoktur ve makineleri ile Sinop’a doğru seyrini sürdürmektedir.” ifadelerine yer verildi. Geminin güvenli bir şekilde limana ulaşması için Türk makamlarının süreci yakından izlediği öğrenildi.
Saldırılar art arda geliyor
MIDVOLGA-2’ye yönelik saldırı, son bir haftada Karadeniz’de yaşanan üçüncü olay oldu. Geçtiğimiz günlerde VIRAT ve KAIROS isimli ticari gemiler de benzer saldırıların hedefi olmuştu. Bu durum, Karadeniz hattının ticari gemiler için giderek daha riskli hâle geldiğine işaret ediyor.
Ukrayna medyasında yer alan haberlerde, saldırıların arkasında Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) ile Ukrayna Donanması’nın ortak operasyonlarının bulunduğu iddia edildi. Kiev yönetimi konuya ilişkin resmi bir açıklama yapmazken, Rusya tarafı iddiaları “uluslararası ticari trafiği hedef alan saldırgan tutum” olarak niteledi.
Güvenlik tartışmaları derinleşiyor
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana Karadeniz’de ticari gemilere yönelik saldırılar, mayın tehlikesi ve güvenlik riskleri, bölge ülkeleri kadar Avrupa Birliği’nin de radarında. Brüksel’de son dönemlerde, Karadeniz’in güvenliği ve olası AB müdahil olma senaryoları tartışılıyor.
Diplomatik kaynaklar, AB’nin Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin daha “ihtiyatlı ama ilgili” bir tutum benimsediğine dikkat çekiyor. Özellikle Karadeniz’e sahildar olmayan AB üyelerinin, bölgenin güvenliğinde daha fazla söz sahibi olmak istediği değerlendiriliyor. Ancak Montreux rejiminin, Karadeniz’deki askeri varlığı sınırlayan yapısı nedeniyle AB’nin nasıl bir pozisyon alacağı belirsizliğini koruyor.
Avrupa’da Rusya endişesi artıyor
Karadeniz’deki gerilim, Avrupa’nın büyük ekonomilerinde de Rusya kaynaklı tehdit algısını güçlendirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçtiğimiz haftalarda yaptığı “Fransız gençleri ülkemizin savunmasına hazır olmalı” açıklaması kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Macron’un bu uyarısı, Paris yönetiminin Rusya’dan gelebilecek olası bir hamleye karşı hazırlık içinde olduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Benzer şekilde Almanya da güvenlik politikalarında sertleşmeye gidiyor. Berlin yönetimi, savunma harcamalarını artırma kararı alırken, Alman kamuoyunda da “Rusya’nın her an saldırabileceği” yönündeki görüşler güç kazanıyor. Alman yetkililer, özellikle doğu sınırları başta olmak üzere NATO’nun caydırıcılığına ihtiyaç olduğunun altını çiziyor.
Bölgede tansiyon düşmüyor
MIDVOLGA-2’ye yönelik son saldırı, Karadeniz’de güvenlik tehditlerinin geçici değil, giderek kalıcı hâle gelen bir risk alanı oluşturduğunu bir kez daha ortaya koydu. Hem Rusya-Ukrayna hattındaki çatışmalar hem de Avrupa’nın giderek sertleşen güvenlik politikaları, önümüzdeki dönemde Karadeniz’in jeopolitik açıdan daha kritik bir bölge hâline geleceğine işaret ediyor.