SON DAKİKA
GÜNDEM Çarşamba 13 Kasım 2024 06:22

KADINLARIN SOYADI HAKKI 'YASADA KALDI'

Anayasa Mahkemesinin 2023 yılında aldığı tarihi karar ile evlenen kadınları artık eşlerinin soyadını almak zorunda bırakan TMK 187 hükmü iptal edilmişti. Ancak uygulamada bu iptalin etkisinin görülmediğini söyleyen Doç. Dr. Meliha Sermin Paksoy ve Dr. Öğretim Üyesi Nazile İrem Yeşilyurt, karara rağmen kadınların hâlâ eskisi gibi soyadı değiştirmeye zorlandığını belirterek hukuka aykırı fiili uygulamanın devam ettiğini vurguladı.

Kadınların soyadı hakkı 'yasada kaldı'

Hakan DİKMEN

Anayasa Mahkemesinin 22 Şubat 2023 tarihli kararı, kadınların evlendikten sonra soyadlarını değiştirmeye zorlanmasını hukuka aykırı bularak önemli bir dönüm noktasına işaret etmişti. Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesi iptal edilerek artık kadınların soyadlarını değiştirmek zorunda kalmadan evlenebileceği, dava açmaksızın kendi soyadlarını kullanmaya devam edebileceği karara bağlandı. Ancak, yasal düzeyde yaşanan bu olumlu gelişmeye rağmen uygulamada ciddi sorunlar yaşanıyor. Nüfus idareleri ve evlendirme memurlukları gibi kamu kuruluşlarında, kadınların hâlâ eski düzende olduğu gibi eşlerinin soyadını almaları yönünde ısrarcı davranışlar gözlemleniyor. Bu durum, kadınların anayasal haklarının ihlali anlamına geliyor ve ciddi bir hukuksal sorun oluşturuyor.

Kadınların evlilikle birlikte soyadlarını koruma hakkına sahip olduğunu hatırlatan Altınbaş Üniversitesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Nazile İrem Yeşilyurt ve Medeni Hukuk Uzmanı Doç. Dr. Meliha Sermin Paksoy ve bu kararın Resmî Gazetede yayınlanmasına ve iptal edilen maddenin yürürlükten kalkmasına rağmen uygulamada hâlâ eski kanun hükümlerinin izlerinin sürdüğünü ifade etti. Doç. Dr. Paksoy ve Dr. Öğretim Üyesi Yeşilyurt, “Özellikle nüfus idareleri ve evlendirme memurlukları, kadınlara sadece eşlerinin soyadını alma veya kendi soyadlarına ekleme seçenekleri sunmaya devam ediyor. Yani kadınlar hâlâ soyadı değişikliğine zorlanıyor” dedi. 

Bu durumun, idari makamların Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uymadığının ve hukuka aykırı uygulamalarda ısrar ettiğinin bir göstergesi olduğunu söyleyen Paksoy ve Yeşilyurt, uygulamaların açıkça hukuka aykırı olduğunu ve kadınların anayasal haklarının ihlal edildiğini belirtti. Kadınların evlenince soyadlarını değiştirmeye zorlanmalarının, eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama olarak uzun süredir eleştirildiğinin de altını çizen Paksoy ve Yeşilyurt, “Anayasa Mahkemesi kararı ile bu konuda önemli bir adım atılmış olsa da idari uygulamalarda yaşanan direnç, kadınların haklarını kullanılamaz kılıyor. Kadınların kendi kimliklerini ve soyadlarını koruma hakkı, sadece hukuksal bir konu değil aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadının bireysel kimliğinin bir ifadesidir. Kadınların soyadlarını koruma hakkı, kimliklerini kaybetmeden evlilik kurumunda var olabilmelerinin önemli unsurudur” değerlendirmesinde bulundu. 

Ağır hukuk ihlali, iptal davası açılabilir

Doç. Dr. Paksoy ve Dr. Öğretim Üyesi Yeşilyurt, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu ve bu kararlara uymamanın ciddi bir hukuk ihlali olduğunu belirterek “Kadınların soyadı değişikliğini zorunlu kılan eski kanun hükümlerine göre işlem yapılması, hukuka aykırı bir uygulama olmasının yanı sıra hizmet kusuru ve görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilebilir.  Ayrıca kadınlar, soyadı haklarını engelleyen uygulamalara ve bu uygulamalara dayanak gösterilen TMK 187’nin iptali sonrası geçersiz kaldığını düşünmemiz gereken Nüfus Hizmetleri Yönetmeliği m. 24’e karşı idari yargıya başvurabilirler. Kadınların yalnızca kendileri hakkındaki soyadı değişikliğini yargıya taşımakla yetinmeyerek tüm hukuka aykırı soyadı değişikliklerine dayanak yapılan Yönetmelik maddesine karşı da dava açmaları kadın haklarının daha fazla güçlenmesi için önemli bir adım olacaktır” diye konuştu. 

Kadın hakları güvence altında, ancak uygulamada sorunlar devam ediyor

Altınbaş Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Yeşilyurt, şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca, kadınlar artık dava açmak zorunda kalmadan soyadlarını koruyabilmeli. Ancak uygulamada, bu haklara rağmen idari direnç ve hukuksuz uygulamalar devam ediyor. Kadınların bu konudaki haklarını daha güçlü bir şekilde savunabilmeleri için idari birimlerin de hukuk düzeninde artık var olmayan yasa ve yönetmelik maddelerine dayanmaya son vermeleri gerekiyor.”

TMK 187’nin iptali ile evlenen kadının eşinin soyadını almasına veya çift soyadı taşımasına ilişkin yasal zemin ortadan kalkmıştır. 

Dr. Öğretim Üyesi Yeşilyurt’a göre adın değişmezliğinin esas alındığı hukuk sistemimizde TMK 187’nin iptali ve bu maddenin uygulamasına ilişkin yasa altı düzenlemelerin iptale bağlı olarak geçersiz kalması ile sadece evlenen kadının soyadı değiştirme zorunluluğu ortadan kalkmamıştır. Aynı zamanda iptal kararının yürürlüğe girmesinden sonra evlenen kadınlara eşinin soyadını veya iki soyadı taşıma olanağı veren herhangi bir yasal dayanarak artık bulunmamaktadır.