SON DAKİKA
Turizm Pazar 20 Nisan 2025 02:43

JİNKA ARİ KABİLESİ İLE BİR GÜN

Bugün sizi Mago National Park'ta Jinka'da yaylalarında yaşayan Ari Kabilesi'ne götürmek istiyorum. Çok merak ettiğimiz Ari kabilesinin yaşadığı köye gidiyoruz. Jinka, deniz seviyesinden yaklaşık 1500 metrenin üstünde konumlanıyor. Bu bölgede 16 kendine has etnik özellikleri olan kabile yaşıyor

Jinka Ari Kabilesi ile bir gün

Deniz DİKMEN

Dünya değişmeden dünyayı görmek lazım diye düşünüyorum. Maalesef her geçen gün dünyanın her anlamda daha çok kirlendiğine şahit oluyoruz. Sahip çıkılmayan doğa, kültür ve tarih, herşeyin ticarileşmesi, betonlaşması ve çok kıymetli değerlerimizin kaybolması beni çok üzüyor. Bu nedenle gördüklerimizi ve deneyimlediklerimizi yazmaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki, belki yakın gelecekte bu gördüklerimiz de yok olacak.

Bu duygularla Addis Ababa uçağında oturuyorum ve Etiyopya’nın güneyinde bulunan Jinka kentine uçuyoruz. Uçağın camından aşağıya baktığımda inanılmaz güzel manzaralar görüyorum. İşte şurası yemyeşil Mago National Park. Çok heyecanlıyım çünkü kim bilir ne güzel maceralar bizi orada bekliyor. Bir araca binip yol yapmayı, çevreyi izlemeyi ve yerel insanlar ve kültürleri ile tanışmayı gerçekten çok seviyorum.

Bugün sizi Mago National Park’ta Jinka’da yaylalarında yaşayan Ari Kabilesi’ne götürmek istiyorum. Düşünemeyeceğiniz kadar ilkel bir havalimanına iniyoruz. Bir çamur deryasını aşıp bavullarımızı 4x4 jeeplerimize koyuyoruz. Ardından Jinka’daki otelimize gidip yerleşiyoruz. Otel dediğimiz aslında tropikal bir bahçenin içinde çok derme çatma barakalardan oluşan minik bir tesis. 

16 kabile yaşıyor

Otelimiz tam Omo Vadisi’nin girişinde bulunuyor. Ari, Mursi ve diğer bölge kabilelerini ve olağanüstü güzellikteki vadiyi keşfetmek için mükemmel bir konumda. Eşyalarımızı hızlıca bırakıyoruz ve tekrar araçlarımıza binip çok merak ettiğimiz Ari kabilesinin yaşadığı köye gidiyoruz. Jinka, deniz seviyesinden yaklaşık 1500 metrenin üstünde konumlanıyor. Bu bölgede 16 kendine has etnik özellikleri olan kabile yaşıyor. Ari halkının yaşadığı alan Mago Ulusal Park’ın kuzey sınırlarında başlar ve Jinka’nın kuzey bölgesine kadar uzanır. Ülke bazında 300 bin civarında nüfusu olduğu söylenir.

Kabile günümüzde küçük topluluklardan oluşsa da aslında 19uncu yüzyılın sonlarına kadar bireyler daha bağımsız olarak yaşıyorlardı. Etiyopya İmparatorluğu bu bireyleri birleştirip topluluklar haline getirmiş. Günümüzde ise, bu küçük topluluklar Omo Vadisi’nin ekonomik ve kültürel olarak en güçlü grupları haline geldiler ve bölgenin en büyük arazilerine sahipler. Kabilenin yaşadığı topraklar çok verimli olduğundan en büyük geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ariler tahıl, bakliyat, kök bitkileri, meyve, sebze, kahve ve kakule yetiştirir. Bu nedenle bahçelerinde mango, muz, avokado, papaya ve benzeri ağaçlara çok denk gelirsiniz. Tarımın yanı sıra sığır sürülerine ve eşeklere sahiplerdir. Eşekleri özellikle pazarlara ürünlerini taşımak veya köye su taşımak için kullanırlar. 

Dokuz bölgeye ayrılıyor

Ari Kabilesi’nin yaşadığı bu topraklar dokuz bölgeye ayrılır. Bu topraklarda Babi ve Godmi olarak adlandırdıkları geleneksel spiritüel liderleri ve onların asistanı bulunur. Bu iki figür yerel halk için büyük önem arz eder.

Ari Kabilesi 19uncu yüzyılda Etiyopya Krallığı tarafından fethedildiği dönemde baskı altına alınmış ve asimile edilmeye çalışılmıştır. Krallık kendilerini Etiyopya’nın resmi dili olan Amharca dilini konuşmaları konusunda zorlamış ve bu nedenle bölgede Amharca da çok konuşulan bir dil haline gelmiştir. Ari halkı ancak Ari dilini de kullanmaya devam ettiğinden Ari dili günümüze kadar yaşayarak gelmiştir. Bu vesile ile bölge halkı hem Amharca hem de Ari dilini konuşur.  Ari dili Bako, Biyo, Laydo, Seyki, Shangama, Sido, Wubahamer ve Zeddo olmak üzere dokuz ayrı lehçeden oluşur. Ariler hala eski geleneksel dinlerine çok bağlıdır ve atalarına büyük saygı duyarlar.

Kökenlerinin geldiği yer

Ari topluluğu, kendi yerel efsanelerine göre kökenlerinin nehirlerden, ağaçlardan ve dağlardan geldiğine inanır. Kabilede yaşanan bir hastalığın, kısırlığın veya ölümün bir atalarının rahatsızlığına, öfkesine bağlarlar ve bu öfkeyi dizginlemek için bir koyun kurban ederler. Kabiledeki kahin ölen hayvanın bağırsaklarını okur ve yaşanan sorunun nereden kaynaklandığını yorumlar.

Biz de bütün bu özellikleri deneyimlemek için öğleden sonra Ari köyüne varıyoruz. Hava güneşli, sıcaklık 25 derece ve gökyüzü çok berrak. Bu köylere bir yabancı olarak tek başınıza gelmeniz çok mümkün değil. Köyün lideri ile koordine olmanız gerekiyor. Çünkü, köyün lideri sizi karşılıyor ve köyde o gezdiriyor. Bu şekilde hem köye girip çıkanlar belli oluyor, hem de köye bir gelir sağlanmış oluyor. Rehber aynı zamanda köylülerin taşkın hareketlerine karşı sizi de koruyor.

Araçlarımızı köyün girişinde bir ağacın altına çekiyoruz. Köyümüzün rehberi bizi orada beklemeye koyulmuş bile. Tabii bizi merak edip de hemen yanımıza başka gelenler kimler?  Tabi ki çocuklar ve gençler. Köyün çok pitoresk yolundan hep birlikte yürümeye başlıyoruz. Bana burası açıkçası küçük bir cennet gibi geliyor. Havanın, insanların, çocukların ve hayvanların duruluğu, saflığı hiç bu dünyadan değil gibi. Yaşam çok doğal. Doğa çok zengin. Yaylaların yeşilliği ve gökyüzünün mavisi pırıl pırıl, muazzam güzel ve çok etkileyici bir yöre. Çocukların tebessümleri ve gülüşleri bile burada çok farklı sanki.

Genelde sazdan çatısı olan evlerin önünden geçiyoruz. Evlerin duvarları önce evin hanımı tarafından çamurla sıvanarak hazırlanıyor. Ardından doğal boyalarla duvarlara desenler çiziliyor ve çok güzel freskler ortaya çıkıyor. Ari kadını bu şekilde resimler çizerek evine bir güzellik katmaya çalışıyor. Desenleri çizerken tavuk tüyleri, patates veya benzeri araçlar kullanıyor. Boyayı ise evde elinin altında bulunan kül, kızıl renginde toprak, gübre veya kömüre su ekleyerek elde ediyor. Köyün içinden yürürken bu evleri seyrederek geçiyoruz. Köyün çocukları ve gençleri bize yol boyu eşlik ediyor ve bize sürekli sorular soruyorlar. Dünya keşke her zaman böyle barış ve güzellik içinde olsa.

Süngerimsi injera ekmeği

Bizi de bir evin bahçesine davet ediyorlar. Bir kabile hanımı ateşin üstünde yerde lavaşa benzeyen süngerimsi injera ekmeği pişiriyor. Aktiviteyi izlerken bu genç hanım beni yanına çağırıyor ve bir sonraki injerayı birlikte hazırlıyoruz. Elimden tutup bir kabın içindeki hamuru ateşin üstündeki bir tepsinin içine birlikte döküyoruz. Bu sıcak ve samimi davranışını çok seviyorum. Beraber olmak, bir şeyleri paylaşmak, iletişim kurmak, kin gütmemek, savaşmamak ne güzel bir duygu. Nerdeyse tüm köy halkı etrafımızı sarmış, evin etrafında bir çember oluşturmuş bizi izliyor. Yapmış olduğumuz injera ekmeğinden bize ikram ediyorlar. Gayet güzel bir tadı var.

Köydeki yürüyüşümüze devam ediyoruz. Başka bir evin bahçesinde genç bir kadın sırtında bebeği ile bahçeye yaptığı seramikleri diziyor. Büyük bir özenle hepsini tek tek bize gösteriyor. Bir yandan seramikleri inceliyoruz bir yandan bizi takip eden çocuklarla sohbete devam ediyoruz. 

Ari halkı genel olarak uzun soluklu bir zanaatkarlık geleneğinden geliyor. Kadınlar seramik yapımının yanı sıra sepet örmeciliği de yapıyorlar, erkekler demir dövüyor veya ahşap oymacılığı ile uğraşıyor. Bir diğer evin önünde bize burada yetiştirdikleri kahveleri tanıtıyorlar ve kendi ürettikleri  likörden ikram ediyorlar. Bu yaptıkları ticaret ile hayatlarının daha rahat geçmesini sağlıyorlar. Köye de gelir oluyor. 

Her yeri muz bahçeleri sarmış

Hep birlikte köyün tepesine tırmanıyoruz. Her yeri muz bahçeleri sarmış. Köyün sığırlarının ve yeni doğmuş buzağaların yanından geçiyoruz. Diyorum ya, hayat burada bambaşka sade ve çok güzel akıyor. Köyün kadınları geleneksel giyiniyorlar. Renkli boncuklar ile yerel tarzda küpeler, kemerler, bilezikler, kolyeler hazırlayıp bunları süs olarak kullanıyorlar. Kimisinin üstünde muz yapraklarından yapılmış etekler var. Daha evvel zamanlarda Ari halkı vücut boyaması da çok kullanırmış ancak bu kültürleri yavaş yavaş yok oluyor.  Ari kabilelerinde kadın veya erkek sünnet olmuyor. Ari erkekleri birçok Omo Vadisi’nin kabilesinde olduğu gibi bedelini ödeyebildikten sonra istediği sayıda kadınla evlenebiliyor. Bu bedel bazen 60 keçi olabiliyor. Gün boyunca köyün rehberi ve köylüler ile bu kızıl, verimli toprakların üstüne kurulmuş köyü geziyoruz. Kabile ile ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyoruz. 

Akşam vakti köyden ve köyün çocuklarından ve gençlerinden ayrılma vakti geliyor. Gün boyu bizimle sohbet eden ve peşimizi hiç bırakmayan gençler arkamızdan el sallayarak ve arabamızın etrafını sararak bizi uğurluyorlar. Ne güzelsiniz. Onlar için getirildiğimiz hediyeler de pek hoşlarına gidiyor. Bu kabileleri, geleneklerini ve doğal yaşam alanlarını birer dünya mirası olarak görüyorum ve korunmalarını çok önemsiyorum. Umarım bu güzellikler insanlık için daha çok uzun seneler sadeliğini, doğallığını ve özgünlüğünü korur ve insanlık bu kıymetlerin farkına varır. 

Bir gün Jinka’ya yolunuz düşerse mutlaka Omo Vadisi’nin bu hamarat yerel Ari halkını sizin de ziyaret etmenizi çok isterim.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR

ajet 160x600