Tancan, Türkiye’de jeneratör, türbin, buhar enjektörü başta olmak üzere jeotermal santrallerde kullanılan 350 farklı ekipmanın artık yerli imkanlarla üretilebildiğini açıkladı.

Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu ile birlikte enerji talebinde de sürekli bir artış yaşandığını vurgulayan Tancan, Türkiye’nin birincil enerji arzının 2023 yılı sonu itibarıyla 158 milyon ton eşdeğeri petrol (TEP) seviyesine ulaştığını, 2035 yılına kadar ise 205 milyon TEP’e çıkmasının beklendiğini ifade etti. Türkiye’de 2024 yılında yaklaşık 350 terawatt saat (TWh) elektrik üretildiğini hatırlatan Tancan, bu miktarın toplam 115.975 megavat kurulu gücündeki santrallerden karşılandığını belirtti.

Tancan, Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek artan bir paya sahip olduğuna da dikkat çekerek, jeotermalin bu alanda önemli bir konuma sahip olduğunu söyledi. Türkiye’deki kurulu güç içinde jeotermal santrallerin payının yüzde 1.5 seviyesinde olduğunu belirten Tancan, toplam 1.734 megavat (MW) jeotermal kurulu gücüne ulaşıldığını ifade etti.

Bakan Yardımcısı Tancan, Türkiye’nin 2035 yılına kadar elektrik talebinin yıllık ortalama yüzde 3.5 düzeyinde artarak 510 TWh seviyesine ulaşmasının öngörüldüğünü belirtti. 2035-2055 yılları arasında ise elektrik talebinde yıllık ortalama artış oranının yüzde 5.2 seviyesine yükselerek 1.406 TWh’ye ulaşmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye’nin enerji politikalarının temel hedeflerinden birinin enerjide dışa bağımlılığı azaltmak olduğunu vurgulayan Tancan, bu doğrultuda geliştirilen Milli Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde yerli kaynakların kullanımına büyük önem verildiğini ifade etti. Özellikle yenilenebilir enerji alanında teşviklerin artırıldığını ve bu sayede enerji arz güvenliğinin sağlandığını belirtti.

Türkiye’de uygulanan teşvik mekanizmaları sayesinde sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücün artırılmadığını, aynı zamanda yenilenebilir enerji teknolojilerinde kullanılan ekipmanların da yerli olarak üretildiğini kaydeden Tancan, bugüne kadar 50 ana tedarikçi ve yaklaşık 350 alt tedarikçinin üretime başladığını, bu işletmelerde 50.000 kişiye istihdam sağlandığını belirtti.

Özellikle jeotermal enerji santrallerinde kullanılan ekipmanların yerlilik oranının yüzde 55 seviyesine ulaştığını ifade eden Tancan, “Jeneratör, güç elektroniği, gaz türbini, egzoz sistemi, yağlama sistemi, hız kontrol sistemi ve buhar enjektörü gibi kritik bileşenler Türkiye’de üretilebilir hale gelmiştir” dedi.

Bu gelişmelerin Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki bağımsızlığını artırdığını belirten Tancan, “Enerji sektöründe yerlileşme çalışmaları sayesinde ülkemizin dışa bağımlılığını her geçen gün daha da azaltıyoruz. Yerli üretim ekipmanlarımızla enerji arz güvenliğini sağlarken, sanayi ve teknoloji alanında da ülkemizin rekabet gücünü artırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin enerji politikalarının sadece arz güvenliğini sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği de ön planda tuttuğunu belirten Tancan, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Bu kapsamda, fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması için çeşitli teşviklerin devreye alındığını belirten Tancan, “Önümüzdeki yıllarda daha fazla yerli ve yenilenebilir enerji yatırımı yaparak, hem ekonomik bağımsızlığımızı artıracağız hem de çevresel sürdürülebilirliği sağlayacağız” diye konuştu.