Yüksel, “Resmi Gazete'de yayımlanan Ticaret Bakanlığı tebliğleriyle aralarında muz, sarımsak, ayçiçeği yağı ve deniz ürünleri olan bazı gıda ürünlerinin ithalatı kayda bağlandı. Çerezlik ve yağlık ayçiçeğinin gümrük vergisi indirildi. Dünyayı besleyebilecek potansiyeli olan ülkemizde demek ki ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar üretimin olmadığını görüyoruz. Arz talep dengesinde sorunlarımız var. Bunu dengelemenin yolu ithalat olarak görmekten vazgeçmek gerekiyor. Bu işin kolayına kaçmaktır. Yapmamız gereken herkesin bildiği gibi üretmektir, üretime daha fazla destek, üretime teşvik etmektir. Kırsal alanlarımız hızla boşalmakta, tarımsal girdilerin artık çiftçinin boyunu aştığından dolayı üretimi terk etmektedirler” dedi. 

Bu mili bir sorun

Bunun milli bir sorun olduğunu söyleyen Yüksel, “Bu sorun sadece bir bakanlığın ve/veya bir kurumun çözebileceğini sınırı çoktan aştığını düşünüyoruz. Topyekûn bir mücadele gerektirdiğini bir kabullensek, sorunların üzerini bir örtmeden çözüm arayabilsek, devletimizi oluşturan her bir kurumun, toplumuzu oluşturan her bir bireyinin katkısına, desteğine ihtiyaç duyan bir sektör haline geldi tarımımız. Tarım öyle bir sektördür ki beni ilgilendirmez diye bilen ne bir kurum-kuruluş ne de bir birey olabilir. Kimse artık üç maymunu oynamasın” diye konuştu. 

Yüksel, son zamanlarda kurumların, hatta toplumun tüm bireylerinin nasıl savunma sanayinin geliştiğinden övünüyorsa, bu teknolojileri geliştirenlerle nasıl gururlanıyorsa, tarıma da o kadar destek verilmesi, elinden gelenin daha fazlasının yapılması gerektiğini vurguladı.  

Yüksel, “Unutulmalıdır ki bir devlet için nasıl savunma sanayi olmazsa geleceği tehdit altında ise Tarımı da terk eden bir toplumun geleceği her zaman tehdit altındadır” ifadelerini kullandı.