SON DAKİKA
Tarım ve hayvancılık Cumartesi 27 Kasım 2021 02:06

İSRAİL TOHUMU İDDİASI BİR ŞEHİR EFSANESİ

Uluslararası kurallar çerçevesinde İsrail'den tohum ithalatının yapıldığını ancak bu ülkeye ihracatın da gerçekleştirildiğini belirten TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, "İsrail'den tohum almazsak üretim yapamayacağız gibi kamuoyunda bir intiba var. Tohumda toplam ithalatımız içinde İsrail'in payı yüzde 5 bile değil. Tohumculukta yerlilik oranımız da yüzde 70'lerin üzerinde" dedi.

İsrail tohumu iddiası bir şehir efsanesi

Sedat YILMAZ

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Savaş Akcan, çok uluslu şirketlerin tohumculuk sektörüne hakim olduğunu söylemek büyük haksızlık olacağını söyledi. Akcan, “İsrail tohumu konusu da bir şehir efsanesinden öteye geçemez” dedi.

Antalya’da devam eden Growtech Fuarı bünyesinde TÜRKTOB ve Güvenilir Ürün Platformu tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen organizasyonda gazetecilerin sorularını cevaplandıran TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akcan, tarımsal üretimin en stratejik ögesinin tohum olduğunu bildirdi.

İklim değişikliği ile birlikte tarım ve gıdanın büyük önem taşıdığına vurgu yapan Akcan, “Milli ekonominin temeli de tarım ve tarımsal üretimdir. O zaman tohum ve tohumculuk sektörüne büyük önem verip bakış açılarımızı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.

İklim değişiklikleri, teknolojik gelişmeler ve pandemi nedeniyle farklılaşan üretim ve tedarik koşullarının tohumun misyonunu dönüştürürken diğer yandan dönüştürdüğünü belirten Savaş Akcan, “İklim krizine çözüm alternatifleri arasında ilk sırada tohum var. Kuraklığa dayanıklı/toleranslı yeni bitki çeşitleri talep ediliyor. Değişen gıda güvenliği anlayışının üretime etkisi tarladan, bahçeden yani tohumdan başlıyor” diye konuştu.

Giderek büyüyen sektör

Tohumculuğun; bitki ıslahı, yetiştiricilik, sanayi, dağıtım, pazarlama ve satış süreçlerini kapsayan dev bir sektör olduğunun altını çizen Akcan, TÜRKTOB’un 65 bin üyesi ile sadece tohum değil, meyve financılığı, sebze fideciliği ve süs bitkiciliğini kapsayan geniş kapsamlı bir faaliyet alanı olduğunu belirtti.

Tohumculuk sektörünün gelişimindeki en önemli parametrelerden birinin sertifikalı tohumluk üretimi olduğunu, sertifikalı tohum kullanımının giderek daha da arttığını dile getiren Savaş Akcan, “Türkiye’de 2000 yılında 145 bin ton olan üretim, 2007 yılında 325 bin tona, özel sektörün gayretleri ve sertifikalı tohum kulanım ve üretim desteklerinin etkisi ile 2010 yılında 497 bin tona yükselmiş, 2017 yılında 1 milyon tonu aşmış, 2020 yılında ise 1 milyon 242 bin ton oldu” dedi.

TÜRKTOB bünyesinde görev yapan 7 alt birliğin görev alanına giren fide, fidan ve süs bitkisi üretimlerinde de büyük artışların olduğuna dikkat çeken Savaş Akcan, “2016 yılında yaklaşık 138 milyon adet olan meyve fidanı üretimi 2020 yılında 192 milyon adede, 4 milyar adet olan sebze fidesi üretimi 5 milyar adede yükselmiş, ayrıca 1 milyar 620 bin adet süs bitkisi üretildi” şeklinde konuştu.  

93 ülkeye ihracat

Söz konusu alanda dış ticaret dengesinin ihracat lehine değiştiğine işaret eden Savaş Akcan, 2007 yılında yüzde 38 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılında yüzde 76’ya ulaşırken ilk kez 2018 yılında ihracatın ithalatı geçtiğini hatırlattı.

İhracatın sürekli arttığına vurgu yapan Akcan, “Türkiye’de son 15 yılda ihracatını 8 kat arttıran başka sektör yoktur. 2020 yılında toplam (tohum, fidan, süs bitkileri) ihracat 278 milyon dolar, ithalat 242 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 114 oldu. Veriler, 2021 yılında da dış ticaret fazlası verileceğini gösteriyor. Türkiye 93 ülkeye tohum ihraç ediliyor. Hedefimiz küresel tohum ticaretinde dünyada ilk 5 ülke arasına girmek” dedi.

Tohum, fidan ve fidenin tarımsal ürünler olarak Türkiye’nin önünü açtığını, ancak oluşan yüksek maliyetlerin sektörün önünde büyük engel olarak durduğunu belirten Savaş Akcan, deneme, tescil ve sertifikasyon gibi merhaleleri olan buğday tohumu üretmenin buğday üretmekten daha maliyetli olduğunu kaydetti. Akcan, “Gübresiz, ilaçsız hatta susuz tarım yapabilirsiniz. Veriminiz çok düşer ama yine de ürün elde edebilirsiniz. Ama tohumsuz üretim yapamazsınız” diye konuştu.

İsrail şehir efsanesi

Tohum sektöründe şirket bazında yerlilik oranının yüzde 70’lerin üzerinde olduğuna vurgu yapan Savaş Akcan, “Bugün Türkiye Tohumcular Birliği’nin yapısına çok uluslu şirketlerin ve yabancıların yerli ortaklarının hâkim olduğunu söylemek büyük haksızlık” diye konuştu.

“İsrail tohumları kullanılıyor” iddiasının bir şehir efsanesi olduğunu belirten Savaş Akcan, “Uluslararası üretim ve ticaret kuralları çerçevesinde İsrail’den tohum ithalatı yapıyoruz ama ihracat da yapıyoruz. Ancak öyle bir izlenim var ki; sanki bütün tohumları İsrail’den alıyoruz veya İsrail’den tohum almazsak üretim yapamayacağız. 2020 yılında İsrail’den aldığımız tohumun değeri 13,7 milyon dolardır. Bu, toplam ithalatımızın yüzde 5’i bile değil” bilgisini verdi.

Son bir yılda ortalama gübreye yüzde 200, tarım ilaçlarına yüzde 70, tarımsal sulamada kullanılan elektriğe yüzde 60, mazota yüzde 40 zam geldiğini ve işçilik maliyetlerinin arttığını dile getiren Savaş Akcan, “Son dönemdeki dövizdeki yükseliş zaten sektör için önemli olumsuzluk. Diğer girdi maliyetleriyle üreticimiz büyük zorluklar yaşıyor” ifadelerini kullandı.

ABONE OL