İMAMOĞLU: "ECDAT YADİGARI BÜTÜN ESERLERİ İSTANBULLULARLA BULUŞTURUYORUZ"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yıllardır kaderine terk edilen, Mimar Sinan üretimi Süleymaniye'deki Sıra Dükkanlar'ın, uzun soluklu bir restorasyonun ardından 'İBB İstanbul Tasarım Müzesi'ne dönüştürülmesi nedeniyle düzenlenen törende konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kentin kültürel mirasının en önemli yapılarından biri olan Mimar Sinan üretimi ‘Sıra Dükkanlar’ı yeniden canlandırdı. Son yıllarda kaderine terk edilen ‘Sıra Dükkanlar’, İBB Fen İşleri Dairesi Başkanlığı restorasyonu ve İBB Miras’ın yenilikçi vizyonuyla baştan aşağı yenilendi. UNESCO tarafından, 1985 yılında, ‘Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen dört bölgeden biri olan Süleymaniye Camii ve Külliyesi bünyesindeki dükkanlar, “İBB İstanbul Tasarım Müzesi” olarak işlev kazandı. Zanaatkâr, tasarımcı ve sanatçıları bir araya getiren dükkânları, sosyal mekânları, atölye ve etkinlikleriyle bulunduğu bölgeye değer katacak bir çekim merkezi olarak tasarlanan müzenin açılışı; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve CHP Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılış töreninde, İmamoğlu ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel birer konuşma yaptı.
Açılışı yağmurlu bir havada gerçekleştirdiklerini belirten İmamoğlu, “İstanbul'un her havası güzeldir; yaşamak, tatmak lazım. Nasılsa, İstanbul'un yağıştaki o kötü görüntülerine son verdik. Artık selde, su baskınında boğulan bir şehir değil, tam aksine yağmurun altında ıslanmanın bile güzel olduğu bir şehir var etme yolunda, güçlü bir şekilde ilerliyoruz” dedi. İstanbul’un özel noktalarından birinde olduklarını kaydeden İmamoğlu, “Ben, bu şehirdeki her insanı, dünyanın en seçkin konumundaki insanlar olarak görüyorum. Bu aziz şehirde yaşamak, sadece kişisel olarak hayatını yaşamak değil; aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet'le yaşamak, Kanuni Sultan Süleyman'la yaşamak, Mustafa Kemal Atatürk'le yaşamak demektir. Onun için çok özel bir durumdayız, özel bir pozisyondayız. Onların şehrin dokusuna nüfuz etmiş eserleriyle, hatıralarıyla nefes almak demektir. Biz, bu şehirde, burada ömrünü geçirmiş, İstanbul'a değer katmış kim varsa, onlarla birlikte yaşıyor, onların kıymetini biliyoruz. Ve onların özel noktalarını, anlarını yaşamak, geleceğe taşımak konusunda da yoğun bir gayret içerisindeyiz” diye konuştu.
“Bu onurlu görevi 5 yıldır yerine layıkıyla getirme konusunda, çok özenli bir çalışma dönemini yönettiğimizi gururla ifade etmek isterim” diyen İmamoğlu, “İstanbul'un tarihi mirasına büyük bir özenle, olağanüstü bir gayretle sahip çıkıyor ve geliştiriyoruz. Onun için İstanbul, tarihinin en çok restorasyon, iyileştirme, ihya etmek ile ilgili yoğun bir çalışma dönemini yaşıyor. Tarihi eserleri sadece restore etmiyoruz, restore ettiğimiz kadar, hayata kazandırıyoruz. Aktif bir parçası haline getiriyoruz. Geçmişle bugünü kaynaştıran, geleceği gözeten, bugünün bütün ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, önümüze inanılmaz bir vizyon koyan perspektifle, ecdat yadigarı bütün eserleri İstanbullularla buluşturuyoruz. Açılışını yaptığımız İstanbul Tasarım Müzesi de tam da bu anlayışla hayata kazandırdığımız çok özel bir alan. Burası, bütün İstanbulluların yoğun ilgisini görecek, İstanbullular burayı görmek için can atacak. Tarihi yarımadayı, güzel Fatih'i gezmeye gelen her insanın mutlak uğrak yerlerinden birisi olacak” ifadelerini kullandı.
Alanın ikinci etabının da yaklaşık 5 ay sonra tamamlanacağı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Sizler de buradaki o sürpriz köşeleri gördükçe, yaşadığınız bu şehirle daha fazla gurur duyacak ve kendinizi bu şehre daha fazla sorumlu hissedeceksiniz. Tabii yeni alanlar ve yeni kültür sanat mekanlarının bu şehre bu tür noktalarda kazandırılması, bizleri de heyecanlandırıyor. Böylece bu bölgenin yoğun ilgi odağı haline gelmesi, bizleri şimdiden sabırsızlandırıyor. Nasıl Fatih Sultan Mehmet'in emaneti olan Haliç Tersanesi’ni kapanmış bir halden tekrar canlanan, üretim yapan ama aynı zamanda tasarımla, sanatla buluşturan bir çalışmayı yapabilmişsek, burada da aynı şeyi yapmaya devam ediyoruz. Nasıl Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti olan Büyükdere Fidanlığı’nı İstanbul'a kazandırmışsak, aynısını yapıyoruz. Kanuni Sultan Süleyman'ın ve Mimar Sinan'ın emanetini yok olmaktan kurtarıyor, yeniden üretim yapılan, insanlarımızın capcanlı bir şekilde yaşamın içine katılmasını gördükleri ve buluştukları bir merkez haline getiriyoruz. Ve daha da güzeli, halka açıyoruz. Bunları da ancak biz yapabiliriz” dedi.
Meral Akşener'in toplantısındac “Bizi engelleyen Beştepe değil, Saraçhane" ifadesi hakkında açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “Bizim öyle bir engelleme veya bu tarz girişim, eylemde bulunmayacağımızı en iyi kendileri bilirler. Bu noktada ne için yaptığını bilmiyorum bu açıklamayı, ama muhtemelen bu billboard meselesi… Çünkü öyle bir yansıyı bana gösterdi arkadaşlar. Bir kere, bu işin sadece İstanbul'u yok, muhtelif şehirleri var. Bu işler de şehirlerde, firmalarda; firmalarda yönetiliyor. Onlarla konuşabilirler, görüşebilirler. Belli ki İstanbul'da ve Ekrem İmamoğlu üzerinden konuşmak veya Ekrem İmamoğlu’na taş atmak, böyle bir prim yapacak zannedilir şekle doğru gidiyor. Hayırlısı. Neyse; Allah'tan alışığız. Bize atılan hiçbir taşın etkisi olmaz.” şeklinde konuştu.
"5 yıllık iktidarında kendisine bile faydası olmayanın, insanlarımıza nasıl faydası olacak…?" ifadelerine cevap olarak İmamoğu, şunları kaydetti:
Bıraksınlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden, bütçeler üzerinden yorum yapmayı. Ki bizim liyakatli ve işini, ekonomisini, bütçesini iyi yöneten, az önce ifade ettiğim gibi, birlikte çalıştığım yol yol arkadaşlarım, o milletin evlatları, ekonomi kurallarına ve icraatların daha iyi yapılmasına dönük yönetiyorlar. Bütün zorluklara rağmen yönetiyorlar. Türkiye'deki enflasyona dönük yönetiyorlar. Ama şu anda görüyoruz ki; Türkiye'yi yöneten akıl, zihniyet ve Sayın Cumhurbaşkanı, bizim bu rakamlarımızda İstanbul'un işiyle uğraşmasın, emeklinin zor geçindiğiyle ve onun aldığı maaşla ilgilensin. Açlık sınırının altında kaç milyon hane var bütün Türkiye'de; ona baksın. Ve yine söyleyeyim: Türkiye'deki döviz artışına, maliyet artışlarına çare bulsun, çözüm bulsun. Görevi ve sorumluluğu o. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nı da görevini yapmaya davet ediyorum.”