SON DAKİKA
sabancı holding mobil alt
Madencilik Pazartesi 28 Ekim 2024 02:40

İLİÇ ALTIN MADENİ KAZASINDA HATALI TASARIM

Çöpler Madeninde meydana gelen toprak kayması sonucu hayatını kaybeden işçilerin ardından üretimi durdurulan maden, daha güvenli standartlara uygun hale getirilerek yeniden üretime hazırlanıyor. Şirket yetkilileri, madendeki üretim yöntemlerinde önemli değişiklikler yapıldığını ve çevresel etkilerin azaltılması için çalışmaların sürdüğünü belirtirken, heyelanı tetikleyen kök nedeninin 'Tasarım' olduğunu aktardı.

İliç altın madeni kazasında hatalı tasarım

Kübra ÇETİNDAĞ

Erzincan İliç’teki altın madeni sahasında 13 Şubat günü saat 14.30 sıralarında meydana gelen heyelanda 9 işçi toprak altında kaldı. İş makineleri ve onlarca personelin katıldığı maden sahasında aylarca devam eden aramalar sonrasında tüm işçilerin cansız bedenlerine ulaşıldı. Olaydan sonra hukuki süreci devam eden Anagold Madencilik için 2021 tarihli ÇED olumlu kararı ilk derece idare mahkemesi tarafından iptal edildi. Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve MAPEG tarafından üretim faaliyetleri durduruldu. Kayma olayını tetikleyen ana faktör ve kök nedenleri ‘Tasarım’ kaynaklı olduğunu açıklayan SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci, şirketin dört bağımsız firma tarafından denetlendiğini ve operasyonel bir hata olmadığını aktardı. 

Çöpler Madeni, yaşanan toprak kayması sonucu ara verilen üretim faaliyetlerine yeniden başlamaya hazırlanıyor. Şirket yetkilileri, madendeki iş güvenliği ve çevresel önlemleri güçlendirerek ulusal ve uluslararası standartlara uygun hale getirdiklerini belirtti. Demirci, madendeki üretim yönteminde de önemli değişikliklere gidileceğini söyleyerek eskiden iki farklı yöntemle üretim yaparken, bundan sonra sadece sülfit tesisi kullanacaklarını ifade etti. Madendeki rehabilitasyon çalışmalarında toprak kaymasının olduğu bölge stabilize edildiğini, yeni drenaj sistemleri kurulduğunu ve çevresel etkileri en aza indirgemek için çeşitli önlemler alındığını aktardı.

Cengiz Demirci, “Çöpler’de sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Operasyonlar yeniden başladığında, üretime sadece sülfit tesisi ile devam edilecek, yığın liçi yapılmayacak. Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek. Çöpler, Türkiye’nin en yüksek altın üretimi gerçekleştiren madenlerinden biri olmasının yanı sıra, yüksek teknolojiye sahip sülfitli cevher işleme tesisleriyle de sektörde Türkiye’de ilk” diye belirtti.

ilic-i

MADEN SAHASI HAKKINDA İDDİALAR

1. Şirketin maden ruhsatı iptal edildi

2. Kapasitenin üzerinde üretim yapıldı

3. Çatlakları gören çalışanlar şirketi uyardı, bu olay bekleniyordu

4. Fırat Nehri ve toprağa siyanür bulaştı

5. Maden aktif fay hattının üzerine kuruldu

Aslında öne çıkan iddialar arasında çatlakların önceden görüldüğü, şirket çalışanlarının yetkilileri uyardığı ve beklenen bir olay olduğu söyleniyordu. Tam tersi çatlak ve uzun kırılmalara rağmen şirkette beklenen bir kriz ve risk hali söz konusu değildi. Hatta kriz yönetimi sunumunda, kazanın yaşandığı olayların saat akışı anlatımında; 08.00 da çatlakların tespitinden sonra sahadaki 50 işçiyi çalışma alanından tahliye ettiklerini aktardılar. Ekiplerce saha kontrollerinin yapılması için bariyerlerle fiziki olarak yığın İliç’e giden yolların kapatılması ve alınacak aksiyon için değerlendirme toplantısının yapılması ve ardından yetkililere telefon ve maille bilgilendirme yapıldığı aktarıldı. 13.03 de operasyon sorumlularına Kıdemli Jeoteknik Mühendisi tarafından; radarda 90 mm hareketlilik gözlemlediği, acil uyarı sisteminin bu alana tanımlanacağı, yığma operasyonlarının sonlandırılması, sahada oturmalar olduğu ve çatlakların çimento ile kapatılması şeklinde ilerleneceği söylendi. Kontrol için sahaya gönderilen 9 işçinin alanda çalışma yapıp yapamayacağı teyit için beklenirken, heyelan olayı 14.28 de gerçekleşti. Kırılma ve çatlakların oluştuğu noktada böyle bir olay beklenmezken, süreç izine ve incelemelere tabi olarak çatlakların çimento ile kapatılması gerçekleşeceği anlaşılıyordu. Maalesef ki, kaymanın olası bir çimentolama işlemi öncesi gerçekleşmesi daha çok can kaybının olacağı tezine iyimser bir bakış sunuyor. 

Şirketin İddialara Karşı Cevapları

Maden ruhsatı iptal edilmemiş, ancak ÇED raporunun bir kısmı yargı tarafından iptal edilmiştir. Bu durum, yeni yatırımlar için engel teşkil etmemektedir.

Anagold’un 2021 tarihli ÇED olumlu kararı ilk derece idare mahkemesi tarafından iptal edilmekle birlikte, bu iptal, yeni başvurular için yasal olarak doğrudan bir engel teşkil etmemektedir. Önceki ÇED raporları geçerliliğini korumaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve MAPEG tarafından üretim faaliyetleri durdurulmuştur. Maden Ruhsatı iptal edilmemiştir.

Tüm çalışma ve üretim süreçlerimiz ÇED dahil bütün yasal mevzuata uygun biçimde ve sürekli denetimlere tabi olunarak yürütülmüştür. İlgili bakanlık ve kurumlar tarafından sürekli denetimden geçirilmektedir. Bugüne kadar 135 denetim gerçekleşmiştir. İddiaların aksine, son yıllarda, operasyonel gerçeklikleri ve sürdürülebilirlik hedeflerini dikkate alarak üretim hedeflerinde küçülmeye gidilmiştir. Yargıya ve TBMM Araştırma Komisyonu’na da bilgi verdiğimiz üzere; 58 milyon ton kapasiteli Faz 4 istiflemesi Ağustos 2020’de 55,4 milyon ton ile tamamlanmıştır. Faz 4B projesi ile onaylanmış olan 64 milyon tonluk kapasite mevcuttur. Kaldı ki bu kapasite; 2014 ve 2021 ÇED raporlarında sırasıyla tanımlanmış olan 73 milyon ton ve 85,3 milyon tonluk nihai kapasitelerin altında kalmaktadır. Ocak 2024 itibariyle toplam serili cevher miktarı 60,1 milyon tondur. 

Yığın liç yüksekliğinin 257 metre olduğu iddiası, maalesef ilk kez Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından toprak kaymasından hemen sonra öne sürülmüştür. Bu bilgi doğru değildir, bu ifade daha sonra Üniversite tarafından da düzeltilmiştir. Anagold’un yığın liçinin en yüksek noktası tasarım parametrelerinde 102 metre olup, gerçekte de 95 metre olarak inşa edilmiştir. Şu ana kadar yığına serilen jeomembran ile liç yığınının en üst kotu arasındaki maksimum yükseklik 95 metre olarak ölçülmüştür. Karadeniz Teknik Üniversitesi Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan nihai raporda da bu hata düzeltilmiş olup, yükseklik bilgileri güncellenmiştir. 

Maden sahası Fırat Nehri’ne en yakın 2,3 kilometre uzaklıktadır. Toprak kayması maden sahası içerisinde gerçekleşmiştir. Kayma meydana gelen yığın liç alanından alınan ve yapılan bütün numune ve analizler, alanda çevreye ve halk sağlığına zararlı kimyasal olmadığını gösteriyor. Bu numuneler, alanın çok farklı bölgelerinden hem şirket hem de devletin ilgili kurumları tarafından düzenli olarak alınıyor ve analiz ettiriliyor. Yaşanan toprak kayması sonrasında Fırat Nehri’nde en ufak bir kirliliğin yaşanmaması için, devletin ilgili birimleriyle koordine olunarak hızlıca işlem yapılmıştır ve Sabırlı Vadisi’nde birden fazla sedde inşa edilmiştir. Yüzeysel suların Fırat Nehri’ne ulaşması engellenmiştir. DSİ yönlendirmesiyle, Sabırlı Deresi üzerine 1 adet geçirimsiz, 1 adet geçirimli iki baraj seddesi inşa edilmiştir. Olay anından itibaren yığından gelen geri dönüş solüsyonu, önce fırtına havuzuna, sonra atık depolama tesisine yönlendirilmektedir. 

Yetkin fay kavramı, bir fayın aktif olup olmamasından çok, üretebileceği depremlerin sıklığı ve büyüklüğünü temel alır. Yetkin fayın zaman limitleri bölgenin tektonik aktivitesine bağlı olarak değişir. Sabırlı Fayı gibi yeni tanımlanmış faylar hakkında herhangi bir yayımlanmış belge veya fayın aktivitesi ile ilgili bir değerlendirme olmadığı için bu konuda yorum yapmak yanlış olacaktır. Ayrıca bahsi geçen fay hattı Bağıştaş Barajı gövde yapısı üzerinden de geçmektedir. Çöpler Kompleks Maden sahasında yer alan cevherlerin yüzeye ulaşmasını bölgede bulunan faylar sağlamakta olup, işletmenin bulunduğu sahada fayların olması doğaldır. Maden işletme tesisleri temel zemin jeolojik ve jeoteknik araştırmaları göz önünde bulundurularak tasarlanmış ve bu dizaynlar doğrultusunda inşa edilmiştir. Ayrıca; güncel olarak, ODTÜ Jeoloji Mühendisliği tarafından şirketimizin de desteklediği bağımsız bir akademik çalışma da şu anda bilahare yürütülmektedir. 

Madende alınan çevresel ek önlemleri de anlatan Cengiz Demirci, ilgili bakanlıkların ve kamu kuruluşlarının denetiminde, bugüne kadar günlük ve haftalık olarak binlerce yüzey, yeraltı suyu ve toprak numuneleri alındığını, hava kalitesinin ise izleme istasyonları aracılığıyla takip edildiğini aktardı. Demirci, Anagold’un da kendi iç izleme süreçlerinde her gün numune alımı yapıldığını belirterek, “Anagold’un hem kendi laboratuvarında hem de akredite dış laboratuvarlarda numunelerin analizleri yapılmıştır.  Ayrıca, yine Anagold’tan bağımsız olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da benzer numuneleri kendi anlaşmalı akredite laboratuvarlarında analiz ettirmiştir. Olay gününden bugüne kadar yapılan analizlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamıştır” diye konuştu. Operasyonların güvenliğini sağlamak için sahayı dört adet jeoradar ile 7/24 izlediklerini bildiren Demirci, “Radarlarımızı acil anons sistemiyle desteklidir. Güvenliğin sağlanması için teknolojik altyapıyı en yüksek seviyede kullandık” dedi.  

ABONE OL
sabancı detay