İHRACAT ALARM VERİYOR
Türkiye plastik sektörünün çatı kuruluşu PAGEV, "Plastik Sektörü İzleme Raporu 2019" ilk yarı verilerini yayınladı. Rapora göre; sektörün 2019 yılının ilk yarısındaki üretimi miktarda yüzde 11 azalışla 4,5 milyon tona, değerde ise yüzde 18 düşüş ile 15,9 milyar dolara geriledi. İç pazardaki kayıplarını ihracat ile dengelemeye çalışan sektörün kurlardaki yüksek seyre rağmen ihracatı da tehlike sinyalleri vermeye başladı.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) verilerine göre 2019 yılının ilk altı ayında plastik mamul üretimi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla, miktarda yüzde 11 azalışla 4,5 milyon tona, değerde ise yüzde 18 düşüş ile 15,9 milyar dolara geriledi.
Makine teçhizat yatırımı da yüzde 42 azaldı
Sanayinin içinde bulunduğu duruma ilişkin en önemli göstergelerinden biri olan makine ve teçhizat yatırımlarından da kötü haberler gelmeye devam etti. Plastik sektöründe 2019’un ilk yarısındaki makine teçhizat yatırımları geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 42 azaldı ve altı ayda sadece 306 milyon dolarlık makine teçhizat yatırımı gerçekleşti. Yılın geri kalanında sürpriz bir gelişme olmaması halinde plastik makine ve teçhizat yatırımlarının yılsonunda 2018 yılının tamamına göre yüzde 35 gerileyeceği ve 611 milyon dolar seviyesinde kalacağı ön görülüyor.
İç pazar daralmaya devam ediyor
2019’un ilk altı ayında plastik mamul iç pazar tüketimi geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında miktarda yüzde 15 azalışla 3,8 milyon tona, değerde yüzde 20 azalışla 14,8 milyar dolara düştü.
Yılın ilk yarısında gerçekleşen 3,8 milyon tonluk plastik mamul iç tüketiminin yaklaşık 1,9 milyon tonu otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalı ile yarı mamul ve mamul şeklinde dolaylı olarak ihraç edildi. Kalan 1 milyon 9 bin tonluk kısım ise doğrudan tüketici tarafından kullanıldı.
Üretim ve iç pazardaki daralmanın panzehri olan ihracatta tehlike çanları çalıyor!
Geçen yıldan bu yana üretim ve iç pazarda yaşanan daralmayı ihracat ile dengelemeye çalışan plastik sektörü, kur avantajına rağmen ihracatta da beklentilerin gerisinde kalan bir performans gösterdi. Plastik mamul ihracatı 2019 yılı Ocak-Haziran döneminde geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 1 yükselişle 2,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde sektörün en büyük ihracat pazarları Irak, Almanya, İngiltere, İsrail ve Fransa oldu.
PAGEV sektör izleme raporunda; plastik sektörünün 2019 yılı ihracatının yüzde 2 azalarak 4,7 milyar dolara düşmesi bekleniyor.
İlk yarıda plastik mamul ithalatı miktarda yüzde 15, değerde yüzde 20 düştü
2019 yılı Ocak – Haziran döneminde plastik mamul ithalatı miktarda yüzde 15 düşüşle 270 bin ton; değerde yüzde 20 düşüşle 1,2 milyar dolara geriledi.
2019 yılının ilk yarısında 3,5 milyon ton ve 4,7 milyar dolarlık plastik hammadde ithalatı yapıldı. Aynı trendle sürmesi halinde plastik hammadde ithalatının 2019 sonunda 7 milyon tona ve 9,4 milyar dolara çıkması bekleniyor. Yılın altı ayındaki yerli hammadde üretimi 507 bin ton seviyesinde kaldı.
Plastik mamul sektöründe 2019 yılının ilk yarısında miktarda yüzde 23 artışla 662 bin ton ve değerde yüzde 42 yükselişle 1,1 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi.
Türkiye plastik sektörünün ilk yarı verilerini değerlendiren PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları söyledi; “Geçen yılın ikinci yarısından itibaren negatif sinyaller veren sektörümüzde sanayicilerimiz üretim gayretlerini korumaya çalışıyor. Sektörümüzün altı aylık görünümünü ortaya koyan son veriler iç pazardaki daralmanın panzehri olarak gördüğümüz ihracatın da artık güvenli liman olmadığını gösteriyor. Yılın ilk yarısında kur avantajına rağmen ihracatımızın değerde sadece yüzde 1 arttığını görüyoruz. Ekonomik zorluklara rağmen ülkeye verdiği katkıyı sürdürmek için var gücü ile çalışan plastik sektörümüzün çıkış yolu ihracattadır. Ancak firmalarımızın masraflarını azaltacak ve ihracat yapmalarını sağlayacak çözümler geliştirmeleri gerekiyor. Örneğin; lojistik maliyetleri ve bunlarla bağlantılı limanlarda alınan birçok yan masraf ihracatı zorlaştırıyor. Yurtdışı fuarlara milli katılım bedelleri çok pahalı ve stantlar firmaların markalarını öne çıkarmaktan çok uzak. Bu konuda hızlı bir seferberliğe ihtiyaç var. PAGEV olarak her zaman sektörümüzü de kapsayan sorunların çözümünde ilgili kurumlarla birlikte hareket etmeye hazırız.”
Sektörün yurtiçinde karşılaştığı en önemli sorunlarının başında ise karalama kampanyalarının geldiğini belirten Yavuz Eroğlu; “Ekonomik zorluklara rağmen ülkeye verdiği katkıyı sürdürmek için var gücü ile çalışan plastik sektörümüzün kanayan yaralarından birini de bilimsellikten uzak yaklaşımlarla yapılan karalama kampanyaları oluşturuyor. Yanlış algı yönetimi ile plastik düşmanlığı yaratılırken asıl kaybeden ülkemiz ekonomisi oluyor. Örneğin Avrupa Birliği’nde plastiklerle ilgili kısıtlamalar AB’de üretilmeyen ürün gruplarını kapsıyor. Poşeti Türkiye ve Vietnam’dan alan AB ülkeleri için plastik poşetlere kısıtlama getirmek doğal bir sonuç. Türkiye’de de kısıtlamalara gidilirken neleri ürettiğimiz ve sanayimizin nasıl etkileneceği noktasında akılcı politikalar izlememiz büyük önem taşıyor. Bilimsellikten uzak yaklaşımlar, Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanın en büyük altıncı üreticisi konumunda olan plastik sektörümüzü yıkıyor, binlerce kişiyi işsiz bırakıyor. Bu doğru bir yöntem değil. Plastik mamul satılmayınca, hammadde satılmıyor, geri dönüşüm için atık kalmıyor, makine satılmıyor, kalıp satılmıyor” dedi.