IEA enerji analistleri Emi Bertoli, Silvia Laera ve Floris van Dedem'in ortak raporunda, "Küçük ve uzak adalar bir dizi enerji sorunuyla karşı karşıyadır. Genellikle anakaradaki elektrik şebekelerinden izole olduklarından, çoğu arz ve talebi dengelemekte zorluklarla karşılaşmaktadır. İthal fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı olma eğilimindedirler, bu da yüksek maliyetlere ve enerji güvenliği risklerine yol açabilir. Ve küresel emisyonlara sınırlı katkılarına rağmen, aşırı hava olayları da dahil olmak üzere iklim değişikliğinin etkilerinden orantısız bir şekilde etkilenmektedirler" denildi.

Ortak rapor bulgularına göre, adalarda elektrik üretiminin anakara bölgelerine ve ülkelerine kıyasla 10 kat daha pahalıya mal olabileceği belirtilerek, "2021 yılında, ada ülkeleri dünyadaki en pahalı ortalama elektrik maliyetine sahipti; örneğin Solomon Adaları'nda elektrik ABD'dekinden neredeyse yedi kat daha pahalıya mal olurken, Karayip ülkelerindeki elektrik tarifeleri ABD ortalamasının iki katından fazladır. Bu durum sosyo-ekonomik kalkınmayı olumsuz etkileyebilir. Pasifik ada ülkelerinde yakıt ithalatı 2019 yılında GSYH'nin yüzde 13'üne kadar çıktı" denildi.

Raporda, "Sonuç olarak, birçok sistem, Maria Kasırgası'nın uzun mesafeli şebekesine zarar vermesinin ardından 2017'de aylarca elektriksiz kalan Sint Maarten, Guam ve Dominika'da olduğu gibi yük atma olaylarına ve tekrarlayan kesintilere eğilimlidir" denildi ve eklendi:

"Dünya genelinde sürekli yerleşim olan 11.000 adada 730 milyondan fazla insanın yaşadığı ve son yıllarda doğal afetlerin sayısının hızla arttığı göz önünde bulundurulduğunda, bu sorunlara çözüm bulmak ve ada sakinlerinin enerji ihtiyaçlarını güvenli, sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir şekilde karşılamak büyük önem taşıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları da dâhil olmak üzere temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılması bu nedenle büyük bir fırsat sunarken, enerji sistemlerinin verimliliğinin ve dijitalleşmesinin arttırılması da kullanılması halinde büyük faydalar sağlayabilir."