HONG KONG'UN SEVİMLİ PANDALARI
Ülkemizden neredeyse 10 bin kilometre uzaklıktaki bu modern kenti uzun seneler boyunca ziyaret ettim. İklimini, kent kültürünü, restoranlarını, dev otellerini, çarşısını pazarını ve insanlarını hep çok sevdim. Gittiğim dönemlerde genelde 8-10 gün kaldığım için hafta sonları üstümdeki iş stresini atmak için mutlaka bu özerk bölgenin her yerini keşfetmeye çıkardım
Deniz DİKMEN
Bir dönem her yıl senede en az üç kere işlerim dolayısı ile Hong Kong’a giderdim ve Hong Kong adeta orda edindiğim dostların da sayesinde ikinci bir evim gibi olmuştu.
Hong Kong ülke sanılmasına rağmen, bugün Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı Hong Kong Özel İdari Bölgesi olarak tanımlanıyor. Ve 1.100 kilometre karelik çok küçük bir alana sahip olmasına rağmen, neredeyse sekiz milyon insana ev sahipliği yapıyor.
Ülkemizden neredeyse 10 bin kilometre uzaklıktaki bu modern kenti uzun seneler boyunca ziyaret ettim. İklimini, kent kültürünü, restoranlarını, dev otellerini, çarşısını pazarını ve insanlarını hep çok sevdim. Gittiğim dönemlerde genelde 8-10 gün kaldığım için hafta sonları üstümdeki iş stresini atmak için mutlaka bu özerk bölgenin her yerini keşfetmeye çıkardım.
Bu yazımda size Hong Kong’un biraz dışında kalan tatlı bir tema parkını anlatmak istiyorum. Bunaltıcı sıcakların bittiği ve nemin azaldığı döneme denk geldiği için Ekim, Kasım ve Aralık ayları kenti gezmek için en elverişli zamandır.
Görsel bir şölen yeri gibi
Özellikle aralık ayına denk geldiğinizde Kanton Road, Ocean Terminal ve Heritage 1884 bölgeleri Noel ve yıl sonu süslemeleri ile görsel bir şölen yeri gibidir. Her yıl bu süslemeler farklı olur ve detaylara çok özen gösterilir.
Hong Kong’a çocuklarınızla gelirseniz bu güzel Uzak Doğu kentin çok eğlenceli yönleri vardır. Çin’in meşhur dev pandalarını hiç görmemiştim. Ocean Park’ta pandaların olduğunu duyunca bir hafta sonu bu özel hayvanları görmeye karar vermiştim. Gelin size bu hafta biraz Hong Kong’u gezdireyim ve sizi Ocean Park’a götüreyim.
Hong Kong ulaşım konusunda hem çok rahat, hem de çok ucuz. Ister MTR (metro ), ister otobüs, ister taksi kullanın, hem gideceğiniz her noktaya çok hızlı ulaşıyorsunuz hem de inanılmaz uygun fiyatlara seyahat edebiliyorsunuz.
Ben de bir Cumartesi günü Kowloon’daki otelimin önünden Tsim Sha Tsui MTR istasyonuna gidiyorum. Hava muhteşem, tam bir sonbahar havası.
Cumartesi günü herkes gezmeye çıktığından her yer kalabalık. Ama, her şey çok organize olduğundan beş dakika içinde MTR ile denizin altından Kowloon’un karşı kıyısına geçiyorum. Hong Kong Island’daki Central bölgesindeki Admiralty durağına varıyorum. Bu karşıya geçişi elbette geleneksel yerel şehir hatları vapuru olan ‘Starferry’ ile de yapabilirsiniz. Admiralty’den aktarma yaparak Ocean Park’a giden MTR hattına biniyorum.
Çin Denizi’nin kıyısında
Ocean Park kentin güneyinde Wong Chuk Hang’da semtinde tam Çin Denizi’nin kıyısında bulunuyor. 5 yıllık bir inşaat döneminin ardından 10 Ocak 1977 de açılışı yapılmıştı. Ocean Park iki ayrı bölümden oluşuyor. Birisi ‘Waterfront’ yani sahil kısmı, diğeri ise ‘Summit’ yani zirve tarafı. İki bölge arasında geniş yemyeşil dağlık bir alan var. Arada teleferik ve füniküler ile ulaşım sağlanıyor. Park 92 hektarlık büyük bir araziye kurulu ve yılda buraya Asya’dan gelen milyonlarca ziyaretçi sayesinde Ocean Park bölgenin en büyük tema parklarından bir tanesi kabul ediliyor. Park dünya çapında hayvanları, şovları ve heyecan verici kaydıraklar gibi bir çok oyun alanları ile oldukça ünlü. Ocean Park özellikle bünyesinde bulunan dev Panda Habitatı. Tünel Aquarium’u ve Seaworld bünyesinde bulunan yunus ve orkalarla meşhur olmuştu. Ancak, kısa bir süre içinde hayvanseverler tarafından orka ve yunusları bulundurmasından dolayı büyük tenkitlere uğramıştı. Zira, bu hayvanlar Filipinler, Japonya ve Taiwan’a yakın Penghu Adaları’nda deniz de kurulan üslerde avlanıyordu. Beni parka çeken en önemli unsurlardan bir tanesi burada görebileceğimiz dev pandalar. Dev pandalar günümüzde nesli en çok tükenmekte olan hayvanlarda üst sıralarda yer alıyor maalesef. Kendileri ayıgiller familyasından sayılıyorlar ve beyaz kürklerinde yer yer siyah büyük benekleri bulunuyor. Boyları 150 cm civarında olup 100-115 kilo ağırlığına ulaşabiliyorlar. Dev pandalar diğer küçük pandalara göre hem boyut olarak farklılar, hem de sadece bambu ağaçları ile besleniyorlar. Yaşam süreleri yaklaşık 20 yıl civarında oluyor.
Dev pandanın doğal habitatı genelde Çin’in Sichuan, Gansu, Shaanxi ve Tibet’in yüksek dağlık bölgelerinde bulunuyor. Eski Çin ve Japon kültüründe bu hayvanlar kutsal kabul ediliyor ve Ejderhanın yanı sıra Çin’in sembolü sayılıyorlar. Bir pandanın günlük bambu ihtiyacı 12-38 kilo dolaylarında ancak günümüzde bambudan elde edilen gelirlerin artması nedeniyle bu hayvanların besinleri doğada azalmaya başladı. Diğer yandan yüksek dağlık bölgelerdeki yaşam alanları iklimin ısınması ile birlikte pandalar için daraldı. 1973 ile 1984 yılları arasında Asya’daki panda popülasyonu yarı yarıya azaldı.
Pandaları başka bir yerde görmeniz zor
Ocean Park’ta yürüyüş yapmayı çok seviyorum çünkü aileler hafta sonu çocuklarını almışlar ve buraya eğlenmeye gelmişler. Parkın bir yandan Hong Kong’un doğal yapısının içinde olması ve diğer yandan çok iyi organize edilmiş olması dikkatimi çekiyor. Her yer tertemiz. Her tematik birimin yanında çok tatlı dekore edilmiş restoranlar, dondurmacılar, hediyelik eşya satan dükkanlar bulunuyor. Nereye baksam her yer bana ilginç, güzel ve neşeli geliyor. İnsanlar saygılı, hiç kimse diğerinin önüne geçmeye çalışmıyor.
Öncelikle pandaların bulunduğu ‘Amazing Asian Animals Zone’ birimine gidiyorum. Bu hayvanları gerçekten çok merak ediyorum ve pandaları başka bir yerde görmeniz de çok zor. Şansıma pandalar kendi alanlarında çok neşeliler, yuvarlanıyor, birbirleri ile oynuyorlar. Kimisi bambularını yiyor. Bakıcılarını belli ki çok seviyorlar. Çok tatlılar. Hong Kong’da bu güzel havada bu muazzam hayvanları izlemekten büyük keyif alıyorum. Elbette doğada yaşamaları çok daha doğru ancak nesli tükenen hayvanları kollamak, korumak, tanıtmak ve insanlara sevdirmek te çok önemli. Tabi ki bulundukları bölüm daha büyük ve doğal yaşamlarına en yakın şekilde tasarlanmış olsa müthiş olacak.
Pandaları görmüş olmanın büyük mutluluğu ile parkı gezmeye devam ediyorum. Siyah-beyaz pandaların yanı sıra kırmızı panda da var. Ocean Park’ın her bir bölümü çok eğlenceli. Aquarium, Yağmur Ormanı, Deniz Anası bölümü, Whiskers Harbour, Rollercoasterlar. Bazı bölgelerden arka fonda Çin Denizi’ni görebiliyorsunuz. Ocean Park’ın her iki bölümünü de gezdiğim için fünikülere de biniyorum. Buradan da manzaralar harika görünüyor.
Farklı rotalar deneyimlemek
Bütün bir gün burada kurtlarımı döküyorum, çok eğleniyorum. İnsanın bazen tek başına gezmesi de kanımca çok keyifli oluyor. Hürsünüz, gününüzü tamamen kendi isteğiniz doğrultusunda ve her şeyi içinize sindire sindire gezebiliyorsunuz, deneyimleyebiliyorsunuz. Gruplarla gezdiğiniz zaman gruba tabi oluyorsunuz. O da sizi başka insanlara bağlı kılıyor ve istediğiniz gibi gezmenize engel olabiliyor. Çocuklar gibi şenim gerçekten. Özellikle zor ve gergin bir iş haftasının ardından burada bir çocuk gibi eğlenmek, hiçbir şey düşünmemek, sadece etrafınızdaki mutlu çocukları ve ailelerini görmek insana o kadar iyi geliyor ki. Bütün bir günümü Ocean Park’ta doya doya gezdikten sonra bu sefer otobüs ile Hong Kong merkeze dönmeye karar veriyorum. Farklı rotalar deneyimlemek, farklı yollardan otele dönmek çok güzel oluyor. Hong Kong’da kaybolma şansınız yok kaldı ki ben artık buraları gerçekten cebimin içi gibi biliyorum ve çok büyük keyif alıyorum.
Akşam vakti Kowloon Tsim Sha Tsui’ye varıyorum. Hong Kong akşamları da ayrı bir güzel oluyor. Lezziz bir akşam yemeğini hak ettim.Hafta boyunca zaten çok yoğun olduğumdan güzel bir yemek için vakit ayıramamıştım. Çin Restoranı’nda bir Pekin Ördeği veya meşhur makarnacımda Angelhair Pasta yiyebilirim. Bir diğer seçenek ise, deniz kıyısındaki harika İtalyan veya müzikli Alman restoranları. İtalyan lokantalarında muhteşem yerel deniz mahsülleri de var. O kadar acıkmışım ki, sonunda İtalyan restoranına gitmeye karar veriyorum. Yıl sonu olduğundan restoranlarda ve sokaklarda Hong Kong’da Noel süslemeleri var. Herkes kendini yıl sonu tatiline hazırlıyor.
Ben de İtalyan’da Cumartesi akşamı tek başına da olsam harika bir yemek yiyorum. Mekanda dostlarla karşılaşıyorum. Günü güzel bir İtalyan kahvesi ve tatlısı ile bitiriyoruz.
Hong Kong’da olmak her daim çok keyifli
Eğer Uzak Doğu’da Hong Kong’a gitme fırsatınız olursa buraya biraz zaman ayırmanızı ve kenti doya doya gezmenizi ve deneyimlemenizi tavsiye ederim. Güzel havaya denk gelirseniz de Ocean Park’ta o güzel pandaları gidip seyretmenizi ve gün boyu bu eğlence parkında çocuklar gibi, keyifle eğlenmenizi dilerim.
Çok seveceksiniz.