HAM ÇELİK ÜRETİMİ AZALDI
Türkiye'nin ham çelik üretimi ocak-nisan döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,5 azalışla 11,2 milyon ton oldu. Çelik ürünleri ihracatı, bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 18,1 artışla 7,7 milyon ton, değer bazında da yüzde 5,1 artarak 5,7 milyar dolar seviyesine yükseldi
Türkiye'nin ham çelik üretimi, ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,5 azalarak 11,2 milyon tona geriledi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinden (TÇÜD) yapılan açıklamaya göre, ham çelik üretimi nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 artışla 3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Ham çelik üretimi ocak-nisan döneminde ise yüzde 10,5 azalışla 11,2 milyon ton oldu.
Nihai mamul çelik tüketimi, nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17 azalarak 2,5 milyon tona geriledi. Söz konusu tüketim, ocak-nisan döneminde ise yüzde 33,2 azalışla 7,9 milyon ton olarak kaydedildi.
Çelik ihracatında artış
Dış ticaret açısından değerlendirildiğinde, Türkiye'nin çelik ürünleri ihracatı nisanda miktar bazında yüzde 27,4 artışla 1.9 milyon tona yükseldi. Söz konusu ihracat değer bazında da yüzde 9,8 artarak 1,4 milyar dolara oldu.
Çelik ürünleri ihracatı, ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 18,1 artışla 7,7 milyon ton, değer bazında ise yüzde 5,1 artarak 5,7 milyar dolara ulaştı.
İthalat ise nisanda geçen yılın aynı ayına göre miktar bazında yüzde 20,4 azalışla 1,2 milyon tona, değer bazında yüzde 26,4 azalarak 965 milyon dolara düştü.
Türkiye'nin çelik ürünleri ithalatı, ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 31,2 azalışla 3,9 milyon tona, değer bazında da yüzde 31,1 azalarak 3,3 milyar dolara geriledi.
Geçen yılın ilk 4 ayında yüzde 113 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 172 oldu.
AB'nin kota uygulaması Türkiye'nin ihracatını sınırladı
Sektöre ilişkin gelişmelerin de değerlendirildiği açıklamada, dünya genelinde ham çelik üretiminin nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 artışla 156,8 milyon tona, yılın ilk 4 ayında ise yüzde 4,8 artışla 600 milyon tona yükseldiği bildirildi.
Açıklamada, Çin'in ham çelik üretiminin ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 10,3 artarak 315 milyon ton, Hindistan'ın üretiminin yüzde 0,2 artarak 36 milyon ton, Japonya'nın üretiminin ise yüzde 4,3 azalışla 33,6 milyon ton olarak geçekleştiği ifade edildi. Ocak-nisan döneminde çelik üretimiyle listede 9'uncu sırada yer alan Türkiye'nin ilk 10 üretici arasında üretimi en fazla gerileyen ülke olduğu belirtildi.
Başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere uygulanan koruma önlemlerinin dünyada hız kazarak devam ettiğinin hatırlatıldığı açıklamada, AB'nin Türkiye ile olan Serbest Ticaret Anlaşması'na uymadığının altı çizildi.
AB'nin ülke bazlı kota ve kotayı aşan kısım için yüzde 25 vergi uygulamasının, Türkiye'nin AB'ye olan çelik ürünleri ihracatını büyük ölçüde sınırlandırdığının ve AB Komisyonu tarafından 17 Mayıs'ta korunma önleminin gözden geçirilmesi amacıyla soruşturma başlatıldığının aktarıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Devam etmekte olan soruşturmayla sıcak haddelenmiş ürünlerde uygulanan global kotanın da ülke kotasına dönüştürülmesi yönünde bazı çelik üreticileri ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) girişimlerde bulunduğu öğrenilmiştir. AB'ye sıcak sac ihracatımız, şubat ayındaki 272 bin ton seviyesinden nisan ayında 154 bin ton seviyesine düşerken, ithalatımız yüzde 127 artışla şubat ayındaki 100 bin ton seviyesinden, nisan ayında 227 bin ton seviyesine yükselmiştir. Buna rağmen bazı AB çelik üreticilerinin ve STK'ların, yassı sıcak ürünlerinin de global kotadan çıkarılarak ülke bazında kota uygulamasına tabi tutulması yolundaki talepleri, Türkiye ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması ile bağdaşmamaktadır. AB'nin nisan ayında ülkemize sıcak sac ihracatı yüzde 132 oranında ciddi bir artış gösterirken, AB Komisyonu tarafından ülkemizden yapılacak sıcak sac ihracatını sınırlayıcı yönde adımlar atılıyor olması, hali hazırda gerilemekte olan ihracatımızı olumsuz yönde etkileyecektir.
AB'nin bu yönde uygulamalara devam etmesi halinde, Türkiye olarak mütekabiliyet esaslı, eşit düzeyde etki yaratacak, 2018 yılı ithalatı baz alınarak belirlenecek kota ve kotayı aşan kısım için daha fazla geç kalınmadan yüzde 25 gümrük vergisi uygulamasına geçilmesinde zaruret olduğu değerlendirilmektedir."