HALK SİGORTA PEŞİNE DÜŞTÜ
Quick Sigorta Kurumsal ve Bireysel Riskler Satış Direktörü Sibel Doğaç: "Şirketimizin DASK satışları tüm ülkede arttığı gibi şirketimizde de günlük olarak yüzde 100 artmıştır. DASK poliçelerine olan talep maalesef depremin kendisini hatırlatması sonucunda artıyor ve etkisi kısa süreli oluyor. Sigorta şirketleri DASK üzerinde kalan ve DASK'a tabi olmayan yapılara deprem teminatı vermektedir. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin DASK poliçesi düzenlemeyi durdurması olası bir durum değildir. Bazı sigorta şirketleri DASK dışında kalan bölümler için teminat vermeyi durdurmuş olabilir. Depremin vereceği maddi zararlar nedeniyle kişilerin tüm mal varlıklarını kaybetmesi riskine karşı hiç vakit kaybetmeden Zorunlu Deprem Sigortalarını yaptırmalarını öneriyorum"
Quick Sigorta Kurumsal ve Bireysel Riskler Satış Direktörü Sibel Doğaç, “Şirketimizin DASK satışları tüm ülkede arttığı gibi şirketimizde de günlük olarak yüzde 100 oranında artmıştır. DASK poliçelerine olan talep maalesef depremin kendisini hatırlatması sonucunda artıyor ve etkisi kısa süreli oluyor.” dedi.
Doğaç, İstanbul’da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin DASK poliçelerinin önemini insanlara bir kez daha hatırlattığını vurguladı.
Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması ve büyük İstanbul depreminin beklendiği bilinmesine rağmen DASK poliçesini yaptırmayan çok sayıda vatandaşın bulunduğunu ifade eden Doğaç, şunları kaydetti:
“Türkiye’de DASK sigortalılık oranı yüzde 52,4’e ulaşabilmiş durumdadır. Şirketimizin DASK satışları tüm ülkede arttığı gibi şirketimizde de günlük olarak yüzde 100 oranında artmıştır. DASK poliçelerine olan talep maalesef depremin kendisini hatırlatması sonucunda artıyor ve etkisi kısa süreli oluyor ancak deprem riski ülkemiz için bir gerçek ve DASK bu anlamda bir zorunluluk diyebiliriz. Bu rakam ve oranların artması için bu alanla ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının kamu ve özel sektör tarafından sürekli bir şekilde gerçekleşmesi lazım. Unutmamak lazım ki DASK sigorta şirketlerinin bir ürünü değil. DASK kamunun yönettiği bir yapı ve biz özel şirketler bu zorunlu ürünü satıyoruz.”
“Deprem korkusu DASK poliçesine dönemsel bir talep yarattı”
Doğaç, henüz İstanbul genelinde gerçekleşen konsolide rakamların ellerine ulaşmadığını, şirketin rakamlarına göre geçen hafta yüzde 59 oranında, deprem sonrasında ise günlük yüzde 100 artışın gerçekleştiğini aktararak, “Şirketimiz üretim hacmi dikkate alındığında rakamların bu seviyede gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Oranlara baktığımız zaman deprem korkusunun DASK poliçesine dönemsel bir talep yarattığını görüyoruz. Oysa deprem riski geçen ay ne idi ise yarın da aynısı olacak. Tüm sigorta şirketleri açısından bakıldığında DASK poliçe satışı yüzde 10-15 arttı.” diye konuştu.
Bazı sigorta şirketlerinin DASK poliçesi satmayı durdurduğu iddialarına ilişkin Doğaç, “Konutlardaki ve mevzuat kapsamındaki işyerlerinin deprem sigortaları DASK kurumu tarafından yapılmakta ve deprem hasarları DASK havuzundan karşılanmaktadır. Sigorta şirketleri DASK üzerinde kalan ve DASK’a tabi olmayan yapılara deprem teminatı vermektedir. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin DASK poliçesi düzenlemeyi durdurması olası bir durum değildir. Bazı sigorta şirketleri DASK dışında kalan bölümler için teminat vermeyi durdurmuş olabilir.” yanıtını verdi.
Doğaç, deprem sigortasının aynı zamanda Türkiye için bir sosyal sorumluluk olduğuna işaret ederek, şirket olarak görüşlerinin deprem teminatı vermeye devam edilmesi yönünde olduğunu vurguladı.
“Ülke içindeki tüm varlıklar sonuçta bu ülkede yaşayan insanların ortak varlığı”
Doğaç, Türkiye’nin yüksek riskli deprem kuşaklarından birinde yer alması ve İstanbul’da beklenen olası depreme işaret ederek, depremin vereceği maddi zararlar nedeniyle kişilerin tüm mal varlıklarını kaybetmesi riskine karşı hiç vakit kaybetmeden Zorunlu Deprem Sigortalarını yaptırmalarını önerdi.
Deprem riski sadece kişinin üstlendiği değil, aynı zamanda ülkeyi de içine alan bir risk durumu olduğuna dikkati çeken Doğaç, şunları kaydetti:
“Bu ülke içindeki tüm varlıklar sonuçta bu ülkede yaşayan insanların ortak varlığı. Bu konuya böyle bakmak lazım. Aslında sigorta yaptırmayı sadece depremin zararları ile sınırlandırmamak gerekir. Depremin yanı sıra büyük maddi kayıplara neden olan yangın, sel baskınları, hırsızlık ve daha çok sayıda sayılabilecek risklere karşı da sigorta yaptırılması konusunda sosyal medyalarda yaptığımız reklamlarla ve katılım sağladığımız tüm sponsorluklarda ürünlerimizi ve sigortayı anlatarak halkı bilinçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”