GÜNDEM EKONOMİ VE İCRAAT!
31 Mart yerel seçimlerinin geride kaldığını ve 4,5 yıllık seçimsiz bir döneme girildiğini belirten iş dünyası temsilcileri, bundan sonra Türkiye'de tek gündemin ekonomi ve ekonomide atılacak adımlar olduğunu belirterek, "Hükümet, kamu ve özel kesimler olarak artık kesintisiz bir icraat dönemini başlatmalıyız" dediler
Sedat YILMAZ
31 Mart yerel seçimlerinde halk hükümetin devamından ve istikrardan yana oyunu kullanırken, büyük şehirleri muhalefete vererek iktidara kendini toparlaması için mesajlar verdi. İş dünyası ise kamu ve özel kesimler olarak kesintisiz bir icraat döneminin başlatılması gerektiğini, hükümetten 4,5 yıllık seçimsiz söz konusu dönemde Türkiye’nin tek gündeminin ekonomi olmasını istediler.
İş dünyası temsilcileri, 31 Mart yerel seçimlerini değerlendirirken hükümetten beklentilerini açıkladılar. “Türkiye’nin kaybedecek bir dakikası yok. Zira ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok işimiz var. Gelecek 4,5 yıllık seçimsiz zamanı yepyeni atılım dönemine çevirmeliyiz” diyen iş dünyası, Ekonominin temellerini daha güçlendirecek yapısal reformların arka arkaya hayata geçirilmesini istediler. Türkiye’nin bölgesinde ve küresel ekonomide yükselmesi için herkese görev düştüğünü de vurgulayan iş dünyası temsilcileri, yapısal reformlarla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ekonomide yeni bir döneme adım attıklarını söylediler.
Yapılacak çok işimiz var
Hükümetin geçen yıl açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (EYP) doğrultusunda sıkı para ve bütçe politikalarının ekonomik güven ortamında öncelik haline getirileceğine inandıklarını belirten iş dünyası temsilcileri, 2023 yılına kadar eş zamanlı olarak yatırım ortamı, eğitim, dijital dönüşüm ve iş piyasası başta olmak üzere tüm temel alanlarda yenilenme zamanının geldiğini söylediler. İş dünyası temsilcileri, “Ekonomik kırılganlıkları giderecek içinde hukuk, özgürlükler ve bağımsız düzenleyici kurullarıyla bütüncül bir ekonomik yaklaşım son derece etkili olacak. Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalı” önerisinde bulundular.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yerel seçim sonuçlarının ülkemize hayırlı olmasını dileyerek, “Seçimler artık geride kaldı. 4,5 yıllık seçimsiz bir döneme giriyoruz. Bundan sonra Türkiye'nin ilk gündem maddesi ekonomi olmalı. Zira ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok işimiz var. Bu dönemi, kesintisiz bir icraat dönemine çevirmeliyiz” dedi.
Daha çok icraat
Ekonomiye odaklanarak ekonominin temellerini daha güçlendirecek yapısal reformları arka arkaya hayata geçirmenin zamanı geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, söz konusu gelecek dönemin Türkiye için büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, “Ekonomi yönetimi, seçim öncesinde bunun sinyalini verdi. Seçim sonrasında hızla harekete geçilmesini bekliyoruz. Şimdi siyasi görüşümüz ne olursa olsun, milletimizin kararını saygı duyup, 82 milyon el ele, gönül gönüle verip, aydınlık geleceğimize birlik ve beraberlik içinde yürüme zamanıdır. Türkiye’nin bölgesinde ve küresel ekonomide yükselmesi için hepimize görev düşüyor. Türk iş dünyası olarak el birliği ile daha çok üretmek, daha fazla yatırım, istihdam ve ihracat için çalışacağız” diye konuştu.
Güven ortamı öncelikli
Başkanlığı Simone Kaslowski’nin yaptığı Türk Sanayicileri İşadamları Derneği’nden (TÜSİAD) yapılan açıklamada da belediye başkanlarına hayat kalitesi, akıllı kent teknolojileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri odakları başarılı bir görev dönemi temenni edilirken gerçekleştirilen yerel seçimlerin gelecek seçimsiz dönem için ekonomik, sosyal ve siyasal reformların gündeme alınmasında önemli bir fırsat olduğu belirtildi.
Hükümetin 2018 yılı Eylül ayında açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) doğrultusunda sıkı para ve bütçe politikalarının ekonomik güven ortamı için öncelik olacağı belirtilen TÜSİAD açıklamasında, “Eşzamanlı olarak yatırım ortamı, eğitim, dijital dönüşüm ve iş piyasası başta olmak üzere tüm temel alanlardaki yapısal reformlarda hızla ilerlenmesini temenni ediyoruz. Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır. Serbest piyasa ilkelerinden taviz vermeden, düzenleyici kurulların bağımsızlık ve saydamlığını güçlendiren, dünyada rekabet gücümüzü artırıcı yapısal reformları içeren ve ekonomik kırılganlıkları giderecek bütüncül bir ekonomik yaklaşım son derece etkili olacak” denildi.
Söz konusu bütüncül yaklaşım çerçevesinde, hukuk devletinin, özgürlüklerin ve bağımsız düzenleyici kurulları ile piyasa ekonomisinin güçlenmesi yönündeki tüm atılımların Türkiye’nin demokrasisi, milli birlik ortamı ve küresel rekabet gücü açısından belirleyici önemde olduğu belirtilen yazılı açıklamada, “Hızla değişen uluslararası ekonomik ortamda, Avrupa Birliği üyelik hedefini sorgulatmaksızın, hizmetler, tarım, dijital tek pazar ve kamu ihaleleri gibi önemli alanlara genişlemiş bir gümrük birliğinin gerçekleşmesi de, Türkiye’nin milli menfaatleri açısından son derece faydalı olacaktır. Avrupa ekonomisi ile bütünleşirken aynı zamanda bir Avrasya merkezi olarak tüm dünyaya açık bir Türkiye’nin 21. yüzyılda yükselen bir ülke olacağına olan inancımız tamdır” ifadelerine yer verildi.
Reformlar hızlanacak
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı (DEİK) Nail Olpak ise seçim sonuçlarının halkın milli iradesi olduğunu, kazananın da kaybedenin de bu iradeye saygı duyması gerektiğini kaydetti. Olpak, “Önümüzde 4,5 yıllık kesintisiz ve seçimsiz bir dönem bizi bekliyor. Bundan sonra önemli olan; daha çok çalışmak, daha çok üretmek, istikrarlı ve dengeli bir şekilde büyümektir. Ülkemiz, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ekonomi alanındaki yapısal reformların da hızlanacağı bir döneme girecek. Cumhurbaşkanımızın ve ekonomi yönetimimizin ortaya koyduğu gelecek vizyonu ışığında, yapısal reformların ekonomimize ivme katmasını bekliyoruz. Böylelikle, ülkemizin dünyada yaşanan olumsuzluklardan daha az etkilenmesi ve sürdürülebilir büyümeye hız kesmeden devam edebilmesi için kırılganlıktan uzak ve daha dayanıklı bir yapıya kavuşacağını düşünüyoruz” dedi.
2023 hedefine odaklanılmalı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de açıklamasında bugünden itibaren tüm kurumlarımızla birlikte siyasi istikrarın sağladığı güven ve destekle 2023 ve 2030 hedeflerine ulaşmak üzere ihracat için mücadelenin bir saniye durmaksızın sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Güller, Türkiye’nin küresel ticaretteki saha neferleri ihracatçılar olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kazandırdığı imkan ve kabiliyetlerle, Türkiye’nin refahı, büyümesi ve istihdamı adına rekorları aynı azimle devam ettireceklerini kaydetti. Gülle şöyle devam etti:
“Önümüzdeki 4.5 yılda, siyasi istikrarla birlikte, Türkiye ekonomisinde 2. ve 3. nesil reformlara odaklanacağımız, Türkiye'nin küresel rekabetteki konumunu güçlendirecek adımlar adına, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonuyla, ekonomi yönetimimizle omuz omuza çalışacağız. İhracatımızın önünü açacak devrimsel düzenleme ve dijitalleşme sürecine imza atan Ticaret Bakanlığı’mızla birlikte, Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak bu tarihsel dönüşüme her türlü katkıyı sağlayacağız.”
Güçlü Türkiye, güçlü ihracat, güçlü ekonomi, güçlü insan kıymetleri, güçlü altyapı ve ihracat ekosistemi vizyonuyla, Türk İhracat Ailesi'nin temsilcisi olarak, 2019-2020 döneminde ihracatı 200 milyar dolar ve üstüne, ihracatçı sayısını da 100 bine taşıyacaklarına vurgu yapan TİM Başkanı Gülle, “Hedefimiz, dış ticaret fazlası veren Türkiye. Türkiye ihracatla yükselecek” dedi.
YAPISAL REFORMLAR OLMAZSA OLMAZ
Ulusla arası Yatırımcılar Derneği’nden (YASED) yapılan açıklamada da seçim geride kalırken öncelikli olarak ekonomiye ve iş ve yatırım ortamının ilerlemesine odaklanması ve bunu sağlayacak yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi istendi. Açıklamada, “Bu doğrultuda da yerel yöneticilerimizin seçildikleri bölgelerde, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlayacak yatırımların arttırılması hedefi ile önemli çalışmalara imza atmalarını diliyoruz. Bu yaklaşımın tüm siyasi partiler tarafından ortak olarak benimsenmesinin önemine inanıyoruz” denildi.