GÖZLERİNİ AVRUPA'YA DİKTİLER
Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Başkanı Halil Kozan: "Türk sera üreticilerinin projeleri Kore ve Çin üreticilerinin önünde, Avrupa'nın sadece bir tık gerisinde olarak görülüyor. Kısacası, Kore ve Çin'i geçtik, Avrupa'ya kafa tutuyoruz. 2019 yılında bu teşvikler ile 2018 yılına göre yüzde 70 büyüme öngörüyoruz. Özbekistan, 3 yıl içinde 10 bin hektar, 13 yılda 50 bin hektar modern sera kurmayı hedefliyor. Bu pazardan büyük bir pay alacağımızı düşünüyoruz. Bu pazarın en az yüzde 50'sine talibiz. (Sera AŞ'nin kurulması) Yapılacak yatırım, kayda değer öneme sahip ve sera imalat sektörümüz için önemli bir fırsat. Sera AŞ kapsamında hedeflenen 2 bin hektar sera alanlarının altyapı bedelleri hariç anahtar teslimi kurulum bedelinin 1,2 milyar dolar olması öngörülebilir"
Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (SERKONDER) Başkanı Halil Kozan, "Türk sera üreticilerinin projeleri Kore ve Çin üreticilerinin önünde Avrupa'nın sadece bir tık gerisinde olarak görülüyor. Kısacası Kore ve Çin'i geçtik, Avrupa'ya kafa tutuyoruz." dedi.
Kozan, yaptığı açıklamada, sektörde son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin bilgi verdi. Son zamanlarda sektörde bir hareketlenme olduğuna işaret eden Kozan, Türkiye'nin sanayiden sonra en fazla yatırım yapılan sektörünün seracılık olduğunu söyledi.
Türkiye'de sektörle ilgili doğru bilinen yanlışlar olduğuna dikkati çeken Kozan, şunları anlattı:
"Türkiye'de 750 bin dekar seranın sadece 13 bin dekarı modern sera durumunda. Domates özelinde baktığımızda normal bir serada sezonda metrekareden 15-20 kilogram ürün elde edilirken, bu rakamın modern seralarda 60 kilograma kadar ulaştığını görüyoruz. Bu yüzden yeni sera yapılacaksa modern sera olması daha doğru. İstihdam olarak da her bir dekar serada bir kişi çalışıyor. Özellikle kadın istihdamına çok önemli katkı sağlıyor. Maliyetler konusunda da farklı değerler var. Bölgeye ve enerji maliyetine göre değişkenlik gösteriyor. Maksimum maliyet 45-50 avro/metrekare düzeyinde. Seralarda yanlış yatırım fizibilitesinden dolayı el değiştirmeler ile çok karşılaşıyoruz."
Sektöre yoğun bir ilgi olduğunu dile getiren Kozan, kendilerini çok fazla yatırımcının aramaya başladığını bildirdi.
Kozan, "100 telefon geliyorsa yüzde 20'si gerçek yatırımcı konumunda. 2019 yılı üyelerimiz ve bizim için fırsat yılı. Geçtiğimiz yıllarda birçok firmamız, iç pazardaki daralma nedeniyle çok sıkıntılı süreçler yaşadı. Türkiye olarak son yıllarda özellikle Türk Cumhuriyetleri ve Katar pazarına odaklandık. Özellikle Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan bandında önemli projelere imza attık. 2019 yılında bu teşvikler ile 2018 yılına göre yüzde 70 oranında büyüme öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu
"Geçen yıl verimli geçti"
Geçen yıl, yurt içinde yaklaşık olarak alçak tünel, tünel, plastik ve cam olmak üzere toplamda 20 bin dekar yeni sera yapıldığını belirten Kozan, "Yeni desteklerle birlikte bu talepte artış olacağını düşünüyoruz. SERKONDER üyesi firmalar, özellikle ihracat pazarında Özbekistan ve Türkmenistan'a yaklaşık olarak 2 bin 500 dekar topraksız sistem modern sera ihracatı gerçekleştirdi. Bu noktada geçen senenin seracılık anlamında verimli geçtiğini söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Yaşanan doğal afetten kimsenin fırsat yaratmak istemediğini fakat yatırımcıların çok sıkıntılı bir süreç yaşadığını söyleyen Kozan, bakanlık destek paketi ile ilgili uzun zamandır zaten bir çalışma yapıldığını anlattı.
Kozan, bu desteğin sadece doğal afetten dolayı olmadığına işaret ederek, şunları anlattı:
"Yerinde ve doğru uygulanan bir karardır. Reel faizin yüzde 22 olduğu bir ortamda devlet yüzde sekiz faizle kredi veriyor. Aradaki faiz farkını devlet karşılıyor. Bu kredinin ilk iki yıl ödemesinin olmaması, toplamda beş yılda ödeniyor olması çok büyük bir avantajdır. Devlet desteğini alıyorsunuz, üç ay içinde ekim yapıyorsunuz ve 9'uncu ayın sonunda elde ettiğiniz mahsul ile kasanıza para giriyor. Siz ilk iki yıl bankaya ödeme de yapmıyorsunuz. Burada önemli olan doğru noktada doğru yatırımı yapmanız. Böyle olursa yatırım 4-7 yıl içinde amorti oluyor. Toplamda yedi yıla yayılmış durumda. Siz sadece yüzde 25'ini kaynak olarak koyacaksınız. Kurallarına göre hareket etmeniz halinde ikinci bir yatırım dahi yapabilirsiniz."
"Dışarıdan firma aramamıza gerek yok"
SERKONDER üyesi firmaların tamamının yerli sermaye ve yerli teknoloji ile üretim yaptıklarını belirten Kozan, donanım ve konstrüksiyon olmak üzere sektör genelinde 50 firma bulunduğuna işaret etti.
Kozan, eskiden yabancı sermayeli firma sayısının sektördeki oranının yüzde 50 olduğunu anımsatarak, günümüzde yurt içi pazarda yabancı menşeili firma sayısı yüzde 10'lar seviyesinde bulunduğuna dikkati çekti.
Yerli üreticilerin üretim kalitesi olarak çok iyi bir noktaya geldiğine işaret eden Kozan, "Yerli üreticilerimizin yaptıkları seraların Avrupa'daki seralardan hiçbir farkı yok. Bu konuda önemli bir yol kat ettik. Artık bütün yatırımcılar yerli sera konstrüksiyon ve donanım firmalarına güvensinler. Bizim yurt dışına donanım satan üyelerimiz var. Türkiye'de çok başarılı firmalarımız var. Dışarıdan firma aramamıza gerek yok." ifadelerini kullandı.
"Talepte Özbekistan ve Türkmenistan başı çekiyor"
Kozan, talepte Özbekistan ve Türkmenistan'ın başı çektiğini bildirdi.
İran pazarının da son dönemde bulunduğu talep ile dikkati çektiğini dile getiren Kozan, şu bilgileri verdi:
"Özbekistan, üç yıl içinde 10 bin hektar, 13 yılda ise 50 bin hektar modern sera kurmayı hedefliyor. Bu pazardan Türkiye olarak büyük bir pay alacağımızı düşünüyoruz. Bu pazarın en az yüzde 50'sine talibiz. Türkiye'nin 30 yılda geldiği noktaya onlar 13 yılda gelecek. Yeni pazar arayışlarımız var. Rusya ve Katar pazarını yakından takip ediyoruz. Hollanda, İspanya ve Fransa dünya pazarında söz sahibi. Bunlar Avrupa pazarına hakim. O pazarı zorlayamıyoruz. Özbekistan pazarı üzerinden örnekleme yapmak gerekirse, bu pazarda Türk firmalarına güveniliyor. Türk sera üreticilerinin projeleri Kore ve Çin üreticilerinin önünde Avrupa'nın sadece bir tık gerisinde olarak görülüyor. Kısacası Kore ve Çin'i geçtik, Avrupa'ya kafa tutuyoruz."
KDV konusunda yaşadıkları sıkıntıların çözülmesi durumunda sektörün önünün daha da açılacağına dikkati çeken Kozan, sektöre yatırım yaparken, 12 ay seracılık yapacak şekilde bir politika ve yatırım modeline odaklanılması gerektiğini söyledi.
"Sera AŞ için yerli pazarı koruyacak yasalar, teşvikler ve gümrük kısıtlamaları oluşturulmalı"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından kurulacağı açıklanan Sera AŞ'ye yönelik de değerlendirmelerde bulunan Kozan, "Yapılacak yatırım kayda değer öneme sahiptir ve sera imalat sektörümüz için önemli bir fırsattır. Uygun bir projelendirme ve belirlenecek teknik şartname ve zamana yayılacak bir üretim planlaması ile hem sektörümüz gelişecektir hem de imalat sırasında 8-10 bin kişiye ve devamında üretime geçildiği andan itibaren yaklaşık 25 bin kişiye istihdam sağlayabilecektir." ifadesini kullandı
Dolaylı olarak demir, çelik, inşaat, plastik, elektrik-elektronik, mühendislik, mimarlık gibi alanlara da istihdam sağlanabileceğine işaret eden Kozan, şunları söyledi:
"Bu noktada önemli olan Sera İmalat Sektörü ve bağlı sektörlerin kapasite ve kabiliyetleri göz önüne alınarak dış pazardan gelebilecek Sera konstrüksiyon ve donanımlarına fırsat yaratılmamalıdır. 2016 yılı itibarıyla dünya sera imalat pazarı 21,2 milyar dolar seviyelerindedir. 2021 yılında, yıllık yüzde 8,8 bileşik büyüme oranı ile 32,3 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir.
Sera AŞ kapsamında hedeflenen 2 bin hektar sera alanlarının altyapı bedelleri hariç anahtar teslimi kurulum bedeli 1,2 milyar dolar olması öngörülebilir. Dünyadaki artış trendine bakıldığında 1.2 milyar dolarlık pazar tüm dünyadaki firmaların iştahlarını kabartacak miktardadır. O nedenle yerli pazarı koruyacak yasalar, teşvikler ve gümrük kısıtlamaları oluşturmadan yapılmaması gerektiğini düşünmekteyiz."