GÖSTERGELER OLUMSUZ
Yüksek Seçim Kurulu'nun 31 Mart'taki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenileme kararının ardından Türk ekonomisindeki temel göstergelerde olumsuz gelişmeler yaşandı. Yerel seçimin ertesi günü 5,48 olan Dolar/TL kuru bu sabah 6,19 o gördükten sonra 6,15-6,16 aralığında bulunuyor. Böylelikle Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısındaki değer kaybı, %12'yi aştı.
Ekonomideki negatif işaretler Dolar/TL kuru ile sınırlı değil. İki yıllık devlet tahvili faizi de Pazartesi gününe göre %4.82 artış göstererek %25,22’ye ulaştı. İki yıllık devlet tahvili 11 Ekim 2018 tarihinde son on yılın rekorunu kırarak %27’ye ulaştıktan sonra 15 Ocak 2019’da %18’in altına düşmüştü.
Borsa İstanbul da bir önceki kapanışına göre, %1,61 değer kaybederek 91 bin 482 puana geriledi. 29 Ocak 2018’de 120 bin puanı görerek tarihi zirvesini ulaşan Borsa İstanbul, o tarihten bugüne kaybı %25’e ulaştı.
Prof. Güneş: “Demokrasiyi ve hukuku geliştirmeden ekonomiyi toparlamak mümkün değil.
Ekonomist Hurşit Güneş, yerel seçim tekrarının yerli ve yabancı yatırımcının Türkiye’nin demokrasisine inancını daha da sorgular hale getireceğinden endişe duyuyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi, “Türkiye’de ekonomi iyi bir yere gitmiyor. Gitmediği işadamları açıklamasından belli. Karar işadamlarını mutlu etmedi. Döviz rezervleri yetersiz, işsizlik ve enflasyon yüksek, büyümeden eser yok. Ekonomide güçlü bir yer gözükmüyor. İşin en kötü tarafı böyle bir konjonktürde iktisadi yapı bozukken dış politika da problemli. Dış dengelerimiz iyi olsa müttefiklerimiz ve Batı finans dünyası yardım edip ekonomiyi düze çıkarabilir ama işler onlarla da kötü. Bu durum sermaye akışlarını örseliyor. Bulunduğumuz noktadan çıkış için içeride alacağımız iktisadi politika değişikliği tek başına sonuç vermez dış politika değişikliği de lazım. Öte yandan içeride demokrasi ve hukuku geliştirmeden tüketici güvenini arttırmak ve ekonomiyi toparlamak mümkün olmaz. İstanbul seçimleri hukuk ve güven noktasında hem tüketiciyi hem de yatırımcıyı örselemiştir” dedi.
TÜSİAD: “Ekonomik ve demokratik reform gündemine odaklanmalıyız, seçim ortamına geri dönmek kaygı verici”
Türkiye’nin “patronlar kulübü” olarak bilinen TÜSİAD da YSK’nın seçimi ertelemesinin ardından twitter hesabı üzerinden yayınladığı açıklamasında durumu “kaygı verici” buldu.
31 Mart gecesi yayınladığı açıklamasında “Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla, önümüzdeki seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemimiz için önemli bir fırsattır. Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır” diyerek siyaset dünyasını ekonomiye odaklanmaya çalışan TÜSİAD, kısa açıklamasında da bu konulara dikkat çekti.
“31 Mart yerel seçim sonuçları açıklanmadan evvel vurgulamış olduğumuz gibi, kapsamlı bir ekonomik ve demokratik reform gündemine odaklanmamız gereken bu dönemde, seçim ortamına geri dönmek kaygı vericidir.”
Erdoğan’dan TÜSİAD’a, “Herkes haddini bilecek” çıkışı
Türkiye’nin “ekonomik sabotaj” ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD’ı sert bir dille eleştirdi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Bazı işadamı grupları bu karardan sonra baktık garip açıklamalar yapıyorlar. Bundan sonra da tabii ki bizden bu tavırlarınızla ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıklamayı yaparsanız bunlar normalleşmeyi getirmez. Yanlış yapıyorsunuz. Herkes haddini bilecek. İşadamıysan sen işini yap, seçim yargısının bu noktada verdiği karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız sizin de nerede olduğunuzu ortaya koyar, bizim de size bakış açımız değişecektir” dedi.
Dr. Akman: “Türkiye’de iktidarın kabul etmediği seçim yenilenir düşüncesinin oluşması güvensizliği artırır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TÜSİAD’ın demokratik hukuk çerçevesinde kalan açıklamasına bile tahammül edemediğinin altını çizen ekonomist Cüneyt Akman, Türk ekonomi yönetiminin yatırımcılara güven vermekten uzak olduğu görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Akman, “Ekonomiyle ilgili parlak şeyler söylemek mümkün değil. Faizler %25’nin üzerine çıktı. Dolar malum 6.15-6.20 arasında gidiyor, Borsa İstanbul 91 bin seviyesine indi. Banka hisselerinde düşüş daha yüksek. Her türlü şeyde düşüş var. Uluslararası ajanslar yabancı yatırımcıların kaçtıklarını yazıyor. Tek fren mekanizması çok hızlı çıkarlarsa aşırı zarar ederler. O yüzden yavaş hareket ediliyor. TÜSİAD’ın olabilecek en yumuşak en kibar tondaki eleştirisi ‘sabotaj’ gibi değerlendiriliyor. Bu durum ekonomide var olan sorunların inkar edildiğini gösteriyor. Bu da problemlerin çözülemeyeceği duygusunu yaratıyor. Seçimlerden sonra hükümetin en büyük kozu siyasi istikrardı. Ekonomiye odaklanacağı beklentisi vardı. Fakat Bakan Albayrak’ın açıkladığı reform programında reformdan eser yoktu. Şimdi bunların üzerinde ‘Türkiye’de bir daha demokratik seçim yapılabilir mi?’ sorusu da eklendi. Çünkü bugüne kadar Türkiye’nin demokrasiyle ilgili tartışılsa seçim yapabilir bir ülke olarak düşünülüyordu. Bu seçim tekrarı hükümetin istemediği sonuç çıkarsa o seçimler yeniden yapılabilir düşüncesini ortaya koyuyor ki bu güvensizliği arttırır” dedi.