GONG "KÜRESEL PARA HAFTASI" İÇİN ÇALDI
BDDK İkinci Başkanı Yakup Asarkaya: "Tasarruf oranlarını artırmak için başta geleceğimizin teminatı olan genç ve çocuklarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımıza tasarruf bilincini aşılamalıyız. Öncelikle gençlerimizin ve çocuklarımızın harcama alışkanlıklarını doğru şekilde yönlendirmemiz ve onlara israftan kaçınan bir tüketim kültürünü aşılamamız gerekiyor"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) İkinci Başkanı Yakup
Asarkaya, tasarruf oranlarını artırmak için başta geleceğin teminatı
olan genç ve çocuklar olmak üzere tüm vatandaşlara tasarruf bilincini
aşılamak gerektiğini belirterek, "Öncelikle gençlerimizin ve
çocuklarımızın harcama alışkanlıklarını doğru şekilde yönlendirmemiz ve
onlara israftan kaçınan bir tüketim kültürünü aşılamamız gerekiyor."
dedi.
Gençlerin ve çocukların finans okuryazarlık konusunda
bilinçlendirilmesi amacıyla tüm dünyada kutlanan "Küresel Para Haftası"
(Global Money Week), Borsa İstanbul'da düzenlenen gong töreniyle
başladı.
Gong törenine, BDDK İkinci Başkanı Yakup Asarkaya, Borsa
İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen, Finansal Okuryazarlık ve
Erişim Derneği (FODER) Başkan Yardımcısı Attila Köksal ve yönetim kurulu
üyelerinin yanı sıra birçok lise öğrencisi katıldı.
"Şikayetler faiz, ücret, masraf ve komisyonlarda yoğunlaşıyor"
BDDK İkinci Başkanı Yakup Asarkaya, törendeki konuşmasında, BDDK açısından bankaların finansal sağlamlığı ve kredi piyasasının etkin bir şekilde çalışmasının yanı sıra finansal tüketicilerin korunması ve finansal hizmetlere erişimlerinin artırılmasının önemli bir konu olduğunu söyledi.
Son yıllarda finansal hizmetlere yönelik talebin artmasının, finans sektörü müşterilerinin korunmasını finansal piyasaların istikrarı ve gelişimi açısından kritik bir konu haline getirdiğini vurgulayan Asarkaya, "Özellikle teknolojik ve finansal mühendislik alanındaki gelişmeler nedeniyle finansal ürünlerin karmaşıklaşmış olması, tüketicilerin bilgilendirilmesi konusunda bizlere önemli görevler yükledi. Bu çerçevede, 2013 yılında finansal hizmetlere erişimden kaynaklı sorunlara kalıcı çözümler getirilmesi ve finansal sektör müşterilerinin korunması amacıyla kurumumuz bünyesinde Finansal Tüketici İlişkileri Daire Başkanlığı kuruldu. Ayrıca finansal tüketicilerin başvuru ve şikayetlerinin BDDK'ya daha kolay ve hızlı ulaştırılmasını sağlamak üzere bir çağrı merkezi tesis edildi ve bu merkezimiz 2014 yılının son çeyreğinde faaliyete geçirildi. Finansal tüketicilerin şikayet ve bilgi edinme talepleri kurumumuza, E-Şikayet Sistemi, dilekçe, bilgi edinme sistemi, CİMER, ilişkili Bakanlık ve diğer kurumlar ile çağrı merkezi olmak üzere 6 farklı kanaldan iletilmektedir." diye konuştu.
Asarkaya, BDDK'ya ulaşan şikayetlerin bankaların sunduğu ürün ve hizmetlerdeki faiz, ücret, masraf ve komisyonlara ilişkin olarak yoğunlaştığını belirterek, bu kapsamda 2015 yılında çıkardıkları Ücretler Yönetmeliği ile sınıflandırılan bireysel müşterilerden alınabilecek ücretlerin, banka bazında karşılaştırılabilir bir platformda finansal tüketiciye sunulmasına yönelik geliştirilen uygulama ile şikayetlerin giderilmesinde ve vatandaşların sağlıklı bilgilendirilmesinde önemli bir adım attıklarını ifade etti.
25-31 Mart haftasında kutlanan Küresel Para Haftası'nda çocuk ve gençlerde tasarruf bilincinin artırılmasına yönelik etkinlikler düzenlendiğini aktaran Asarkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya üzerindeki birçok ülke aşırı tüketim ve tasarruf eksikliğinden kaynaklanan sorunlar yaşamaktadır. Ülkemiz de maalesef tasarruf fazlası veren bir ülke konumunda değildir. Tasarruf açığımız, ekonomimizin güçlü yapısı sayesinde, yurt dışından gelen yatırımlarla kapatılmakla birlikte bu durumun sürdürülebilirliği her zaman bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu problemi düzeltmek için önümüzde iki aşamalı bir yol bulunmaktadır. Birinci aşama tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak ve onlara geniş finansal araç ve imkan yelpazesi sunmaktır. Bu özellikle kamunun üstlenmesi gereken bir görev olup, sektörden gelen finansal ürün taleplerinin hızlı bir şekilde mevzuat altyapısına kavuşturulması büyük önem arz etmektedir. Geçtiğimiz dönemlerde gerek konvansiyonel gerekse faizsiz birçok finansal ürünün geliştirilmesi noktasında önemli adımlar atılmıştır. Bu yöndeki çabalar hem Bakanlık düzeyinde hem de kurumumuz bünyesinde hala devam ediyor. Önümüzdeki zamanlarda da müşteri ihtiyaçlarına göre yeni finansal bir mimarinin tasarlanması çalışmaları İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinin de önemli bir ayağını oluşturmaktadır.
İkinci görev olarak tasarruf oranlarını artırmak için başta geleceğimizin teminatı olan genç ve çocuklarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımıza tasarruf bilincini aşılamalıyız. Öncelikle gençlerimizin ve çocuklarımızın harcama alışkanlıklarını doğru şekilde yönlendirmemiz ve onlara israftan kaçınan bir tüketim kültürünü aşılamamız gerekiyor. Çünkü tasarruf her şeyden önce gereksiz harcamaların kısılmasını gerektiren bir eylemdir. Diğer yandan, tasarruf geleceğe yatırım yapmaktır. Doğru yatırım ise ancak belirli bir seviyede finansal okuryazarlık seviyesine erişmek ile mümkün olabilir. Bu bakış açısıyla finansal okuryazarlık düzeyi gelişmiş toplumların, aynı zamanda tasarruf bilincine de sahip olduğunu görmekteyiz. Beklentimiz önümüzdeki dönemlerde ülkemizin de hem finansal okuryazarlık hem de tasarruf seviyesi bakımından hak ettiği iyi yerlere gelmesidir."
"Finansal okuryazarlık, yerli para birimi ile yatırım yapmaya teşvik edilmesi bakımından da önemli"
Yakup Asarkaya, finansal okuryazarlığın geliştirilmesinin, özellikle son zamanlarda daha sık karşılan internet üzerinden dolandırıcılık girişimlerinin engellenmesi ve vatandaşların kredi kartı, telefon ve internet bankacılığı erişim şifrelerinin korunmasına yönelik gerekli tedbirleri almaları yönünde bilinçlendirilmesi bakımından acil bir nitelik taşımakta olduğunu söyledi.
Finansal okuryazarlık
kavramının aynı zamanda hane halklarının yerli para birimi ile yatırım
yapmaya teşvik edilmesi ve ticari işlemlerde dürüstlük ve ahlakın
gelişmesi bakımından da önemli olduğuna dikkati çeken Asarkaya, finansal
okuryazarlık faaliyetlerinin kapsamının, Türkiye'nin ekonomik
menfaatlerini içine alınacak şekilde geniş biçimde ele alınması
gerektiğinin altını çizdi.
"Tasarruflar sistem içinde değerlendirilmeli"
Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen de tasarrufların doğru değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, tasarrufların ülkenin büyümesine katkı sağladığını söyledi.
Tasarrufların sistemin içinde kalması gerektiğinin altını çizen Gönen, "Finans piyasası dediğimiz şey, sizlerin tasarrufları ile başkalarının ihtiyaçlarını eşleştiren bir sistemdir. Siz para biriktirip evde tutarsanız, sisteme fazla bir yararınız olmaz. Kendinize de çok fazla yararınız yok. Ama ülkenin büyümesinden, yapılan işlerin karından pay alacaksanız, yaptığınız tasarruflarınızı sistemin içinde değerlendirmeniz lazım." şeklinde konuştu.
Gönen, hangi
meslekten olursa olsun herkesin belli bir seviyede finans piyasasını
öğrenmesi gerektiğini belirterek, finansal okuryazarlığın iyi
öğrenildiği ölçüde tasarrufların daha iyi değerlendirileceğini ve
Türkiye'nin daha hızlı büyüyeceğini ifade etti.
"Türkiye’de bu yıl 20 bin gence ulaşmayı planlıyoruz"
FODER Başkanı Yardımcısı Attila Köksal ise FODER’in 2012 yılında kurulduğunu belirterek, Türkiye'de Küresel Para Haftası’nın da 2012 yılından bu yana kutlandığını söyledi.
Küresel Para Haftası için bu yıl üçüncü kez Borsa İstanbul’da gong töreni düzenlediklerini bildiren Köksal, “Küresel Para Haftası 169 ülkede kutlanıyor ve 32 milyon gence ulaşıyor. Bu hafta boyunca gençlere tasarrufun önemi, birikimin önemi, bütçe yapmak ve yatırım yapma konusunda bilgiler veriliyor. Türkiye’de de biz bunu yapıyoruz.” diye konuştu.
Köksal, Küresel Para Haftası kapsamında gerçekleştirecekleri etkinliklerle Türkiye’de bu yıl 20 bin gence ulaşmayı planladıklarını belirterek, geçen yıl 500’e yakın gönüllü ile 15-20 bin arası gence ulaştıklarını kaydetti.