GONDAR'IN SARAYLARI
Bazen seyahat ederken hiç beklemediğiniz sürprizlerle karşılaşırsınız. Beklenmedik tarihler, yapılar, insanlar, doğal güzellikler karşınıza çıkıverir. Ben de böylesine etkilendiğim bir kenti gördüğüm için kendimi şanslı sayıyorum. Hadi gelin bu hafta sizi sözünü ettiğim Etiyopya'nın Gondar kentine götüreyim ve bu kentin barındırdığı sürprizleri sizinle paylaşayım

Deniz DİKMEN
Etiyopya’nın Addis Ababa kentindeyiz ve seyahatimiz boyunca başkenti merkez kabul edip ülkenin birçok köşesine buradan hareket edip keşifler yapıyoruz. Bu sefer Etiyopya’nın eski bir başkenti olan Gondar’ı görmek için, sabah erkenden yola çıkıyoruz. Addis Ababa Havalimanı’ndan küçük yerel bir uçağa binip 650 km kuzeye doğru uçup Etiyopya’nın kuzeyinde bulunan Gondar’a varıyoruz.
Hava çok sıcak ama Afrika’da her türlü havayı çok seviyorum. Havalimanından bizi bölgede gezdirecek olan aracımıza biniyoruz. Rehberimiz çok genç, 28 yaşında yerel bir rehber. Adı Endelew, aslında Etiyopyalı bir MBA öğrencisi fakat bir yandan yabancılara rehberlik yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyor. Kendisi mükemmel derecede 4 dil konuşuyor. Bu konuştuğu diller Amharca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca ve Gondar’ın tarihi konusunda oldukça bilgili.
Gondar kenti Etiyopya’nın Amhara Bölgesi’nde bulunuyor ve Etiyopya’da bir Woreda yani idari bölge sayılıyor. Kent Küçük Angereb Nehri üzerindeki Tana Gölü’nün kuzeyinde ve Simien Dağları’nın güneybatısında. Eskiden Etiyopya İmparatorluğun ve daha sonra Begemder Eyaleti’nin başkenti olan bu şehir günümüzde 450 bin kişilik bir nüfusa sahip.
Aracımız ile önce Gondar’da kalacağımız otelimize gidiyoruz. Kentin yolları çok hareketli ve çok tozlu, sokaklara pazarlar kurulmuş ve yerel halk pazara alışverişe gidiyor. Afrika’daki pazarlar oldukça renkli oluyor. Otelimiz kentin en tepesinde bulunuyor. Uzun bir yolculuğun ardından otelin terasına geçiyoruz ve orada ikram edilen içeceklerimizi yudumluyoruz. Hava sıcak, üstümüzde büyük kanvas tenteler terasta bizi güneşten koruyor. Bir yandan rüzgar var ve bölgenin sarı tozu havaya karışıyor. Tam kentin en tepesinden aşağıda Gondar’ın hareketli yollarını izleyebiliyor ve sesini dinleyebiliyoruz.
Birkaç mahalleden oluşuyor
Ertesi gün Gondar’ın tarihi yapılarını görmek için yola koyuluyoruz. Gondar aslında geleneksel olarak birkaç mahalleden oluşuyor. Birincisi Addis Alem. Burada kentin Müslümanları yaşıyor. İkincisi ise, Kayla Mayda’dır ki burada da yahudiler yaşar. Abun Bet ise üçüncü mahalledir ve burada Etiyopya Kilisesi’nin Hıristiyan başkanı ikamet eder. Dördüncü mahalle ise Qagn Bet. Bu bölgede ise soylular yaşar.
Gondar aynı zamanda Etiyopya Ortodoks Tewahedo Kilisesi’nin dini öğrenim merkezidir ve 44 tane kilise içinde barındırır. Gondar ve çevresindeki kırsal alan ise Etiyopyalı Yahudilerin anavatanı olmuştur. Onüçüncü ve onyedinci yüzyılları arasında Etiyopya kralları değişik sebeplerden dolayı sık sık yönetim merkezlerini değiştirirlermiş. Bu vesile ile Kral Fasilides altında Gondar kenti 1636 yılında Etiyopya Krallığın başkenti olmuş. Kentin oniki girişi ve üç adet köprüsü vardı ve Fasıl Ghebbi adında on dokuzuncu yüzyıla kadar kullanılan, altı büyük yapı kompleksinden ve yardımcı binalardan oluşan büyük bir kraliyet sarayı yapısına da sahip bu şehir. Gondar 1864 yılına kadar Etiyopya krallarının başkenti oldu.
Kentin tarihi bölgesine yürüdük ve orada Fasil Ghebbi’deki kraliyet saraylarının kalıntılarını geziyoruz. Burası muazzam bir tarihi kompleks 17 ve 18’inci yüzyıllarda İmparator Fasilides tarafından kurulmuş bir kale aslında. Kalenin etrafını 900 metrelik kent surları çeviriyor. Bu özgün yapılar bir zamanlar Etiyopya krallarına ev sahipliği yapmış. Bu kalenin benzersiz mimarisini gördüğünüzde kendinizi kesinlikle Etiyopya’da hissetmeyeceksiniz. Kale sizi daha çok İngiltere krallarının yaşadığı 12’nci yüzyıla ve Kral Arthur’un Camelot Sarayı’na götürecektir. İnanılmaz- Etiyopya’nın ortasında Camelot tarzında bir masal kent yapılmış. Aslında Hint ve Arap mimarisinin çizgilerini taşıyan bu yapılar daha sonra Cizvit misyonerler tarafından ülkeye getirilen Avrupa Barok tarzında yeniden düzenlenmiş.
Fasıl Ghebbi’nin bahçesinde muazzam saray binaların kalıntılarını da görüyoruz. Binaları tek tek geziyoruz ve hikayelerini dinliyoruz. Fasıl Ghebbi 1979 yılından bu yana çok özgün tarihi dokusu ve yapıları ile Etiyopya’nın UNESCO Dünya Mirası kabul ediliyor. İmparator Fasilides’in kalesinin haricinde bu kompleksin içinde ayrıca Kral Davut’un Sarayı, İmparator Iyasu’nun Kalesi, içinde çok güzel bir ziyafet salonu, ahırlar, hemen yanı başında İmparatoriçe Mentewab’ın kalesi, kralın çok sevdiği aslanların barınakları, üç kilise, manastırlar, Tzadich Yohannes Kütüphanesi ve Şansölyesi ve İmparator Bekaffa Ziyafet Salonu bulunuyor.
Yüzyıllık ağaçla kaplı
Ayrıca, kompleksin yakınında Fasilides Hamamı’nı göreceksiniz. İki katlı olan bu bina aslında dikdörtgen bir su havuzunun içinde yükselen damsız bir mabet ve hamam yakındaki nehrin su kanallarından besleniyor. Etrafında kökleri dışarıda olan çok yüzyıllık ağaçlar da var. Her yıl geleneksel bir tören ile insanlar bu hamamda yıkanıp ve kutsanıyorlar. Halk toplanarak her yıl 19 Ocak tarihinde Fasilides Hamamı’na gelip Etiyopya Ortodoks Tewahedo Kilisesi’nin Epifani Timkat’ı kutlama törenine katılıyor. Timkat aslında Hristyan aleminde Hazreti İsa Peygamberin Ürdün Nehri’nde vaftiz olmasının anma ve kutlama merasimidir. Festivalde Fasilides Hamamı sularla doldurulup bu tarihi vaftiz merasimi tekrar canlandırılır. Gondor’un bu tarihi bölgesinde diğer yandan İmparatoriçe Mentewab’ın Qusquam kompleksi, Ras Mikael Sehul Sarayı, Gorgora Kilisesi ve Manastırı, Guzara Sarayı ve Debre Berhan Selassie Kilisesi ve Manastırı bulunuyor.
Rehberimiz Endelew bizi her yere götürüyor. Bu yapıların tarihlerini ve özelliklerini bize anlatıyor. En son yapı olarak Debre Berhan Selassie Kilisesi’ne gidiyoruz. Burası sessiz sedasız bir bahçenin içinde bulunuyor. Bu kilise hala faal bir kilise ancak bugün pek fazla ziyaretçisi yok. Kadınlar ayrı kapıdan erkekler ayrı kapıdan tarihi kiliseye giriş yapıyorlar. Kadınların başı beyaz bir başörtü ile kapalı. Kapıda ayakkabılarınızı çıkarıp kiliseye öyle giriyorsunuz. Kilisenin içinde tavanda ve duvarlardaki süslemeler hemen dikkati çekiyor. Koyu renk ahşap tavanın üstü tamamen melek yüzleri ile süslü. Duvarlarda ise, eski ahitin hikayelerinden sahneler yer alıyor.
Endalew bu yerel kilisedeki törenleri anlatırken aslında Afrika geleneklerin ve enstrümanların Hıristiyan dini ile burada nasıl harmanladığını görüyorsunuz. Kilisenin bir köşesinde davullar, ziller ve hepsi ritüeller esnasında Hazreti İsa Peygamberin çarmıha gerilişine atıfta bulunuyor oysa bunlar hep Afrika ritimlerinde ve müziklerinde kullanılan aletler. Siz Avrupa’daki bir kilisede hiç davul veya zil çaldıklarını gördünüz mü?
Gerçekten çok enteresan. Rehberimizi sessizlik içinde dinliyoruz ve Gondar’ın renkli tarihini, törelerini ve kültürünü öğrenmeye çalışıyoruz.
Akşamüstü tekrar araçlarımıza binip kente geri dönüyoruz. Şehrin keşmekeşi bizi sarıyor. Ne yazık ki buralar çok da tekin yerler değil. Kent sakin gibi görünse de zaman zaman bölgeler arasında çatışmalar yaşanıyor ve sivillerde zarar görebiliyor.
Şiddete kalma riski var
Genelde gerilim yerel etnik gruplar arasında olsa da ve normalde bir yabancı olarak sizi hedef almasalar da her an bir şiddete maruz kalma durumunuz olabilir ne yazık ki bu kavga devam ediyor hala.
Genç rehber arkadaşım da bundan dert yanıyor. Bir yandan ülkeye turist olarak geldiğimiz için çok mutlu ve beraber bir iki gün gezip bize ülkesinin bu bölgesini tanıtabildiği için çok sevinçli. Bu iş onun için çok önemli ama diğer yandan ülkedeki işsizlik, siyasi çekişmeler ve çatışmalar bu tarz yetenekli gençleri çok tedirgin ediyor ve üzüyor.
Bazı zorluklara rağmen Etiyopya muhteşem bir ülke ve kesinlikle gezmeye değer. Hiç aklınıza gelmeyecek doğal ve kültürel zenginliklerle ve dokularla ülke sizi şaşırtıyor.
Kim derdi Etiyopya’nın ortasında Avrupa’nın orta çağ yapısı olan meşhur Camelot’a çok benzer bir saray yapısı ile karşılaşacaksınız ve bu yapılar dünyada ‘Afrika’nın Camelot’u olarak ün yapacak? Bu nedenle dünyayı gezmenin ve öğrenmenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha keşfediyorsunuz aslında.
Umarım sizin bu bölge ile ilgili biraz olsun merakınızı uyandırmışımdır ve sizi bilgilendirebilmişimdir. Muhtemelen benim gibi Gondar’ı siz de daha önce pek duymamıştınız.
Gün olur da bu topraklara yolunuz düşerse mutlaka Etiyopya’nın bütün bölgelerini gezmenizi şiddetle tavsiye ederim.