GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ SERAMİK LAVABOSU
VitrA, yakın zamanda üretmeye başladığı dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu için İstanbul Modern'de tanıtım etkinliği düzenledi. Geçtiğimiz ay Milano Tasarım Haftası'nda sergilenen lavaboların, Londra'da Clerkenwell Design Week kapsamında da vitrine çıkacağı açıklandı.
Dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosunu üreten VitrA, ilk olarak Kasım ayında UNICERA 2023’te tanıttığı çevre dostu lavabolar için İstanbul Modern’de tanıtım etkinliği düzenledi. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan’ın ev sahipliği yaptığı etkinliğe, mimar ve tasarım camiasından pek çok isim katıldı. Ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’la birlikte tasarlanan enstalasyonla geçtiğimiz ay Milano Tasarım Haftası’nda sergilenen lavabolar için 21-23 Mayıs tarihlerinde Londra’daki Clerkenwell Design Week kapsamında da, bölgede yer alan VitrA showroomunda etkinlikler gerçekleştirileceği açıklandı.
İnovasyon inat işi
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin sürdürülebilirlik konusunda geçmişinden bahseden Özgen Özkan, “Eczacıbaşı’nın geneline baktığımız zaman, bu bizim için yeni bir hikaye değil. 2008’de başlamış bir konu. O yıldan itibaren Eczacıbaşı, kurumsal olarak sürdürülebilirliği gündemini almış bir şirket” dedi. Seramik sağlık gereçleri üretim süreçlerinde hiçbir zaman proses atıklarının atılmadığını söyleyen Özgen Özkan, “Endüstriyel simbiyozun parçası olarak, başka endüstrilere yönlendiriyorduk. Karo seramiğe gidiyordu, çimento sektörüne gidiyordu. Aslında biz hep o döngünün içindeydik” dedi. İnovasyonun inat işi olduğuna vurgu yapan Özgen Özkan, “Bu inatla biz bu endüstriyel atıklarımızı nihai tüketici yerine hizmet edebilecek şekilde nasıl bir ürüne çeviririz diye düşünüyorduk çok uzun süreden beri ve sonuçta bunu başardık. patent başvurularını da yaptık. Tamamıyla kendi mühendislerimiz tarafından geliştirilmiş bir süreç, dünyada bir ilk. Bu yüzden çok alçak gönüllü olamayacağız” açıklamasını yaptı.
Ürün gamı genişletilecek
Diğer ürünlerle karşılaştırıldığında, kalitesi açısından fark olmadığını, suyu emmesi düşük olduğu için daha bile üstün olduğunu ifade eden Özgen Özkan, “Büyük formları daha düz üretebiliyoruz ama şu anda lavabo yapıyoruz. Daha sonra duş teknesi ekleyeceğiz. Ardından da mutfak eviyesi gelecek, sonra da klozet devreye girecek. Ürün gamını bu şekilde geliştireceğiz” dedi. %100 geri dönüştürülmüş lavabonun, standart bir ürüne göre dünyaya %30 daha az zarar verdiğini söyleyen Özgen Özkan, “Bunun için hammadde taşımıyoruz. Hammadde ürettirmiyoruz. Zaten bizde olan bir hammaddeyi kullanıyoruz. Ve bunun için enerji harcamıyor bunu üretilen ürünün bir firmalar. Böyle baktığımız zaman, yaklaşık %30 daha temiz ve diğer ürünlere göre dünyaya faydalı bir ürün” diye konuştu.
Hammadde ve elektrikten tasarruf
VitrA’nın yeni çevre dostu lavabolarının içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere, üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretiliyor. Böylece, küresel ısınmaya üretim süreci kaynaklı etki, ürün başına %30 azaltılıyor. Ürün başına %36'lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kg hammadde ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde ediliyor. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan çanak lavabolar, mat bej renkte ve 5 formda tasarlanıyor. VitrA, geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renkler de eklenmeyi planlanıyor.
Önemli bir başarı hikayesi
Eczacıbaşı holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, önemli bir başarı hikayesini gerçekleştirdiklerini söyledi. Eczacıbaşı, “VitrA Karo kuruluşumuz dünyadaki sayılı tesisler arasına girdi. World Economic Forum’un, Dünya Ekonomik Forumu’nun Global Lighthouse diye bir kuruluşlar grubu var. Bu grubun içerisinde 153 çok ileri, seçkin kuruluş var. VitrA Karo da bu kuruluşlardan biri oldu ve dünyada karo alanında faaliyet gösterip bu gruba giren ilk kuruluş oldu. Bu da çok övündüğümüz bir başarı oldu” dedi. “Bundan sonra olması gereken gerçek anlamda sürdürülebilir bir kuruluş olmak diyen Eczacıbaşı şunları söyledi: “Sürdürülebilirliğe hizmet eden bir kuruluş olmak. Nasıl kuruluşlar bunlar? Bunlar, sürdürülebilirliği böyle önemli de olsa bir faaliyet olarak sürdüren kuruluşlar değil, tüm stratejilerinin içine sürdürülebilirliği entegre etmiş olan kuruluşlar. Ve bütün yöneticileri bir sürdürülebilirlik lideri, sürdürülebilirlik yöneticisi olan şirketler. Herkes yeşil yaka bu şirketlerde, yeşil yaka olmayan yok. Bu arada da nasıl bir değişim geçirdiğimizi gözler önüne sermek için gene bir anımdan bahsederek konuşmamı bitireyim. Galiba 2006 yıllarındaydı, belki biraz daha sonraydı, bilmiyorum. O yıllarda olması lazım. Bizim o zamanki CEO'umuz Erdal Karamercan bana geldi. Ve bu işi direktör seviyesinde bir yöneticimize teslim etmemiz gerektiğini söyledi. Erdal Bey doğrusu benim tanıdığım yöneticiler arasında, Türkiye'deki CEO’lar arasında ona en erken aşamada inanmış olan ve gereğini yapmış olan bir yöneticidir. O bunları söylediği zaman eyvah dedim, itiraf edeyim ki biz yeni bir bürokrasi yaratıyoruz. Ayrıca Global Compact'i imzalamamız gerektiğini söyledi. Ben de “Nedir o Global Compact?” falan diye sordum. Ama doğru karar verdik. Konuyu bugün de aramızda olan Okşan Atilla Sanön’e teslim ettik. Kendisi orada oturuyor. O zaman da ona “sürdürülebilir yenge” adını taktık. Ama şimdi ne diyoruz? Şimdi diyoruz ki konunun sorumlusu en tepedeki yönetim kuruludur. Ve bütün yöneticiler sürdürülebilirlik yöneticisidir, sürdürülebilirlik lideridir. Bu da dönüşümün ve uyanışın boyutlarını gözlerini de seriyor. Umarım geç kalmamışızdır.”