GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEN PLASTİKLERDE HALK SAĞLIĞI RİSKİ
Peletlerde bulunan 491 organik ve 170 geçici bileşik, pestisit, farmasötik, endüstriyel kimyasal ve plastik katkı maddesi gibi sınıflara ayrıldı.
Göteborg Üniversitesinden Profesör Bethanie Carney Almroth öncülüğünde bir grup bilim insanı tarafından Afrika, Güney Amerika, Asya ve Doğu Avrupa'daki 13 ülkede bulunan plastik geri dönüşüm tesislerinden alınan peletler üzerinde yapılan çalışmada, bu peletlerin üzerinde 600'den fazla zehirli kimyasal tespit edildi. Peletlerde bulunan 491 organik ve 170 geçici bileşik, pestisit, farmasötik, endüstriyel kimyasal ve plastik katkı maddesi gibi sınıflara ayrıldı.
Plastiklerdeki 13 binden fazla kimyasalın yüzde 25'i zararlı olarak nitelendirilirken, plastiklerin kullanım esnasında diğer kimyasalları adsorbe ettiği bu nedenle hiçbir plastiğin güvenli kategoride sınıflandırılmayacağı sonucuna ulaşıldı. Çalışmada, plastiklerdeki zehirli kimyasalların, plastiklerin geri dönüşümünü ve bertarafını zorlaştırdığı dolayısıyla geri dönüştürülmüş plastiklerin hiçbir alanda yeniden kullanımının uygun olmadığı tespitinde bulunuldu.
Plastikteki tüm maddelerin tek başına olmasa bile başka kimyasallarla bir araya geldiğinde zehirli etki oluşturduğunu belirten Talınlı, "Plastiğin içindeki bu kimyasallar geri dönüşümle daha tehlikeli oluyor. Bu da geri dönüşüm sürecinde yapılan işleme bağlı. Polietilen tereftalatları diğer atıklardan ayrı bir yerde topladığınızı varsayalım. Bunları toplayan endüstri, sadece polietilen tereftalatın peletlerini yeniden üretir fakat bu esnada geri kazanmak üzere solventler kullanıp farklı maddeler eklerse hem kendi endüstrisi kirletici olacak hem de ürettiği yeni plastik artık mesela su şişesi olmayacak da oyuncak olarak çocuklar için tehlikeli olacak. Bu kimyasallar, geri dönüşümlü plastiklerin özelliklerini kazansa bile kullanım açısından birincil plastiklere göre daha tehlikelidir" dedi.
Tanıl, geri dönüşümün, plastik atıkların önüne geçmek için yetersiz bir çözüm, geri dönüştürme mantığıyla plastik kullanmaya devam edilmesinin de yanlış bir düşünce olduğunu ifade etti.
Plastik üretiminin sınırlandırılması, petrol ithalatının durdurularak çevreye dost rüzgar ve güneş enerjisi sistemlerine geçiş yapılması tavsiyesinde bulunan Talınlı, şunları kaydetti:
"Plastik kimyasalların hepsi tehlikelidir. Bu plastikleri toprağa gömdüğünüzde 100-200 yıl çözünmüyor. Bunun üzerine plastiklerin yüzde 5'inin içine biyobozunur plastikler yapılması için nişastalar konuldu ama yüzde 95'i kaldı. Aynı plastik kimyasalların sıvı olanları suya karıştığında yer altı sularını kirletir, oradan bu kimyasallar biyobozunur olmadıkları yani dirençli kimyasal oldukları için suyu kirletirler. Yer altı ve yer üstü suları, yağmurlar, nehirler, göller, giderek artan şekilde çevreyi kirleterek toksik ve kanserojen özellikler gösterebilirler."