FUZUL TOPRAKTAN 3 YILDA 10 BİN KONUT ÜRETİMİNE HAZIRLANIYOR
Aşamalı konut sahibi olma modeli kapsamında 3 yılda 1,3 milyar Euro yatırımla 10 bin konut üretimine hazırlanan Fuzul Topraktan, önümüzdeki yıl konut kredisi vermek üzere bir finans şirketi kuracak. Şirket, aynı zamanda 300 milyon euroluk erişilebilir konut fonu kurmayı planlıyor.
Kübra ÇETİNDAĞ
Türkiye’de erişilebilir konutlar üretmek için ‘Aşamalı Konut Sahibi Olma Sistemi’ni hayata geçiren Fuzul Topraktan, ilk yılında önemli başarılara imza attığını açıkladı. 2024 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve 2025 yılı hedeflerini açıklayan Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, bu model kapsamında son bir yılda 7 farklı projede 2 binden fazla konutun arzını gerçekleştirdiklerini, ayrıca 1300 bağımsız birime tekabül eden arsa payı satışını tamamladıklarını ifade etti.
3 yılda 10 bin konut
Hedeflerinin 3 yılda 1,3 milyar Euro yatırım yaparak 10 bin konut üretimine başlamak olduğunu söyleyen Akbal, şu bilgileri verdi: “Vatandaşların konuta erişim sorununa çözüm üretebilmek için 2 yıldır çalışıyoruz. Özellikle orta gelir grubunu ev sahibi yapma çalışmalarımız sırasında ortaya çıkan aşamalı konut sahibi olma modelimizi büyük ölçüde oturttuk. Bu modelin Amerika, Yeni Zelanda, Suudi Arabistan’da örnekleri bulunuyor. Arsa stoğumuz artıyor, müşteri hacmimiz büyüyor; her 3 ayda bir yeni şantiyeye başlıyoruz, önümüzdeki dönemde bu süreyi 2 aya düşürerek daha hızlı ilerlemeyi planlıyoruz. Başlangıçta 5 yıllık bir hedef olarak belirlediğimiz 10 bin konut planımızı yoğun talepten dolayı 3 yıla çekmiş bulunuyoruz. Her yıl 3 binden fazla konut üretmeyi hedefliyoruz ve ilk yılımızda 2 bin konutu geçmeyi başardık. İlerisi için çok pozitifiz. Mevcut piyasa koşullarında finansal kaynakların sınırlı olmasına rağmen bazı engelleri aşabildiğimizi görmek, geleceğe dair motivasyonumuzu artırıyor. Kaynakların gelişimiyle daha büyük yatırımların mümkün olacağını düşünüyoruz.”
Konut kredisi için finans şirketi kuracağız
Konut kredisine alternatif oluşturmak üzere bir finansman şirketi kuracaklarını belirten Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konut geliştirme sistemi aslında temelde bir finansal planlama işi. Konutun finansman sorununu çözemediğimiz sürece bizim vatandaşa konut aldırmamız mümkün değil. Konut geliştirme dediğimiz şey aslında bir inşaat mühendisliği değil bir finans mühendisliğidir. Türkiye’nin ortak sorunlarından biri olan finansman konusunu çözmek amacıyla sadece konut finansmanı sağlayacak bir finans şirketi kuruyoruz. Bu sayede konut almak isteyen müşterilerimize finans kaynağı oluşturacağız. Ekiplerimiz çalışmalara başladı. Bunun için bir ekosistem oluşturuyoruz. Şu an çalıştığımız bazı bankalar var, sadece bize özgü, aşamalı konut mantığını kredilendirecek birtakım iş birliklerimiz bulunuyor.”
Sektöre de proje sunulacak
Konut projelerinin sektöre açılacağını belirten Faruk Akbal, “Bu kadar konutu tek başımıza üretmek yerine piyasa ile paylaşacağız. Şu anda 10 arsa daha belirledik, önümüzdeki yıl daha fazla projenin eş zamanlı olarak yürütülebileceği bir döneme doğru ilerliyoruz. Bu hedef doğrultusunda masayı genişletmemiz, partnerler oluşturmamız gerekiyor. Kendimize özgü bir ekosistem kurarak GYO’ları, geliştiricileri ve proje gayrimenkul fonlarını partner olarak yanımıza almayı hedefliyoruz,” dedi.
“Yastık altı arsa stoğu var”
Bilinenin aksine piyasada yastık altı arsa stoğu olduğuna dikkat çeken Akbal, “Büyük sanayi kuruluşlarının, köklü şirketlerin, GYO’ların ve holdinglerin varlıklarında ciddi miktarda arsa mevcut. Biz de bu kadar büyük bir arsa stoğu olduğunu bilmiyorduk. Burada mesele arsayı bulmak değil, üretime kazandıracak yöntemler bulmak. Türkiye’de uzun süredir kat karşılığı sistem dışında bir alternatif olmaması maliyetleri artırıp üretimi düşürdü. Doğru enstrümanları devreye alabilseydik çok daha fazla konut üretebilirdik. Gündemimizde arsa stoğu oluşturup bunları hızlıca üretime kazandırmak var. Talep oldukça yüksek, ancak ev sahipliği oranı yüzde 55’lere kadar düştü. Her yıl 800 bin konut üretilmesi gerekirken bu rakam 500-600 binlere geriledi. Üstelik üretilen konutlar da ihtiyacı olan kesime hitap etmiyor. Bu nedenle özel sektörün kamu ile güçlü bir iş birliği yapmaya ihtiyacı var’’ şeklinde konuştu.