FİYAT ARTIŞLARI EN BÜYÜK RİSK
Kovide bağlı kapanmalardan sonra aşılamayla normalleşen ekonomiler enflasyonla boğuşuyor. ABD'de yüzde 6,8, Avrupa'da yüzde 5, Çin'de 2,3, Rusya'da yüzde 8,11 ve Türkiye'de yüzde 21,31 ile boy gösteren, G7, G20 ve OECD ülkelerinde tehlikeli boyutlara ulaşan enflasyon birinci sorun haline geldi.

Sedat YILMAZ
Gıdadan, emtiaya, çipten hammaddeye kadar yaşanan arza yönelik küresel dar boğaz birçok ülkede enflasyonları ciddi şekilde yukarı çekiyor. Söz konusu alanlarda fiyat artışlarını tedarikte lojistik sıkıntılar, iş gücü eksikliği ve yüksek enerji fiyatları enflasyonist baskısı artıyor.
Ekonomileri çift yönlü sıkıştıran olumsuz duruma çare arayan ülkelerin ise kısa vadede hareket alanı pek bulunmuyor. Delta varyantından sonra ortaya çıkan Omicron varyantına yönelik belirsizliklerin meydana getirdiği ekonomik kargaşa dünyanın şu anda en önemli meselesi olarak ortaya çıkıyor.
Küresel dar boğazın merkezinde tedarikteki sıkıntılar bulunuyor. Uzmanlara göre tedarik lojistik uluslararası alanda lojistik sorununun çözülmemesi durumunda fiyat artışlarıyla yükselen enflasyonların 2022 yılında da süreceğini öngörüyor.
Diğer taraftan uluslararası ticarette yaşanan arz dar boğazları ve yüksek emtia fiyatları, üretici ile tüketici fiyatlarını yukarı yönlü baskılarken devletler arası artan kur oyunları ve mal satmama eğiliminin etkisiyle küresel ekonomide içe dönüşü zorluyor.
Çare var, eylem yok
Kovide bağlı kapanmalardan sonra aşılamayla normalleşen ekonomiler enflasyonla boğuşuyor. ABD’de yüzde 6,8, Avrupa’da yüzde 5, Çin’de 2,3, Rusya’da yüzde 8,11 ve Türkiye’de yüzde 21,31 ile boy gösteren, G7, G20 ve OECD ülkelerinde tehlikeli boyutlara ulaşan enflasyon birinci sorun haline geldi. Üretici fiyatları ve yüksek talebe bağlı tüketici enflasyonu tedarik sıkıntıları kaynaklı arz sorunları, iklim değişikliği, gıda ve emtiada yaklaşık bir yılda iki katına çıkan uluslararası fiyatlarla zirvelere koşuyor.
Küresel ekonomi salgını değil enflasyondaki yükselişe karşı alınacak tedbirleri öne almaya başladı. Birçok küresel merkez bankası gelenekselliği bırakmayarak enflasyona karşı faiz artırmayı planlarken bazı ülkeler ise üretimi artırarak enflasyona çare aramaya çalışıyor.
Kovid sürecinde yüzde 2’lik enflasyon hedefine ulaşmada sıkıntılar yaşayan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyonlardaki yükselişi kovid sonrası ekonomilerdeki güçlü toparlanmaya bağlıyor ve “Şu anda yeniden açılmayla bağlantılı geçici bir enflasyon süreci görüyoruz” açıklamasını yapıyor.
Enflasyonun Almanya’da yüzde 5 ve diğer birçok Euro Bölgesi ülkesinde yüzde 5’leri geçtiğini vurgulayan ECB Başkanı Lagarde, oranların 2022 yılının ilk çeyreğinde de hızlı bir şekilde devam edeceğini, enflasyondaki geri çekilmelerin ancak salgın etkilerinin ortadan kalkmasıyla oluşacağını kaydediyor.
Bu arada Almanya üretici enflasyonu (ÜFE) Kasım’da yıllık yüzde 19,2 ile rekor kırdı. Almanya’da üretici enflasyonu Ekim ayında bir önceki yıla göre yüzde 18,4 artış kaydetmişti. Kasım’da bir önceki aya göre yaşanan üretici enflasyonu artışı ise yüzde 0,8 oldu.
Enflasyon geçici mi, değil mi?
Ülkeler enflasyon beklentilerini kırıcı önlemleri arasına merkez bankalarıyla iletişimi birinci sıraya oturturken dolaşımdaki para arzına yönelik daraltmaların yanında sıkı piyasa tedbirlerini gündeme getirme aşamasına geldi.
Ülkeler kalem kalem yerinde takiple kısa vadede fiyat artışlarına tolerans göstermeyecek. Orta ve uzun vadede ise orta kesimi enflasyona ezdirmemek için tedbirlerini artıracak. Devletlerin enflasyonu önlemede kendi kendine yeten ülke olma yolunda yeni bir yol haritası izleyeceği gözleniyor.
Gelişmiş ülkelerdeki yüksek enflasyon endişe kaynağı oluştururken, ekonomistler iki farklı görüş ortaya koyuyor.Bazı ekonomistler, enflasyonun arkasındaki itici faktörlerin geçici olduğunu, baz etkilerinin 2022’nin ilk yarısında ortadan kalkacağını savunuyor. Bazıları ise pandemi sonrası uygun zemin olduğu için enflasyonun hızlanma riskinin geniş olduğunu belirtiyor. İş gücü piyasasındaki gevşekliğin enflasyonu frenleyeceği görüşü de son zamanlarda ivme kazanıyor.
Birkaç ay öncesine kadar dünya merkez bankaları enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu savunurken artık olayın farklı bir yöne evrildiğini, yükselen enflasyonu geçici olarak değerlendirmenin yanlış olabileceğini vurguluyor.
ABD’de üç katını aştı
ABD Merkez Bankası Başkanı (FED) Jerome Powell ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun kalıcı olmayacağını belirtiyor. Ancak Powell, son açıklamalarında, enflasyonun temelinde yatan arz yönlü kısıtlamaların daha da kötüleştiğine işaret ederek, enflasyonun düşürülebilmesi için önce arz dar boğazlarının çözülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Gelişmiş ülkelerin liderliğini üstlenen ABD de Avrupa gibi enflasyondan muzdarip. Halen yüzde 6,8 civarında yıllık bir enflasyona sahip olan ABD’de yüzde 2’lik enflasyon öngörüsü daha şimdiden 3 katını geçmiş görünüyor. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell da, “Daha yüksek enflasyon riskinin arttığını düşünüyorum. Bizim için yüzde 2’lik enflasyon hedefi 3 katını geçti. Enflasyonun geçici olduğu yolundaki değerlendirmeler artık bırakılmalı” diyor.
ABD'de yıllık enflasyonun ağustosta yüzde 6,8 seviyesinde gerçekleşmesi gelecek aylarda fiyatların yükseleceği korkusunun artmasına sebep oluyor. ABD basınında, mevcut ekonomik durum ile 1960’lı yılların sonları arasında kıyaslamalar yapılarak enflasyon bir kez yükselmeye başladığında suni resesyon oluşturmadan enflasyonu dizginlemenin çok zor olacağına yönelik yorumlara yer veriliyor.
Konuyu en fazla savunanlar arasında ABD Hazine eski bakanı ve Dünya Bankası Başekonomisti Larry Summer görünüyor. Summer’a göre ABD’deki enflasyon tehlikesinin Avrupa’dakinden daha tehlikeli boyutta olduğunu kaydediyor ve “Fiyat gelişmeleri konusunda ciddi endişelerim var. ABD'deki ve dünyadaki enflasyon risklerinin hafife alındığına inanıyorum” diyor.
İyimser olan ekonomistler
Diğer yandan enflasyonun 2022 yılında gerileceğine dair mesajlar veren ekonomistler de yok değil. Moody’s ekonomisti Ryan Sweet, küresel enflasyonun geçici olduğunu ileri sürüyor.
Ekonominin yeniden normalleşmesi, küresel tedarik zinciri sorunları ve çok sayıda emtia eksikliğinin tüketici fiyatlarındaki hızlanmanın arkasındaki nedenler olarak sıralayan Sweet, “Ekonominin yeniden açılması tek seferlik bir olay ve emtia kıtlığı önümüzdeki yıl içinde çözülecek. Tedarik zinciri sorunları gelecek yıla kadar sorunlu olmaya devam edecek ancak enflasyonun etkisi azalmaya başlayacak” yorumunu yapıyor.
Sweet, artan ücretlerin harcanabilir gelirleri artırdığı, mal talebini yükselttiği ve fiyatların artmasına neden olan bir ücret-fiyat sarmalının gelişmesi halinde ABD’deki enflasyonun mevcut krizi daha kötü bir şeye dönüştürebileceğini, bunun genellikle geçici olmadığını söylüyor.
Sweet, ABD’deki enflasyonun FED’i endişelendirecek kadar artan beklenti ve talep yönlü fiyat artışları olduğunu kaydediyor. Sweet, enflasyon sorunu daha kalıcı hale gelme sinyali verdiği takdirde merkez bankalarının sıkılaşmayı mecburen gündeme taşıyacaklarını ve salgın etkilerini geri plana atacaklarını dile getiriyor.
Gelenekçi yenilikçi savaşı
Fiyat artışlarına karşı hükümetlerin son noktada olduklarını ve yeni tedbirler için kolları sıvadıklarını belirten uzmanlar, merkez bankalarının yavaş yavaş enflasyonun geçiciliği konusunda fikir değiştirmeye başladıklarını ve ellerindeki enstrümanlara yenilerini ekleyebileceklerini söylüyorlar. Omicron varyantının hükümet ve merkez bankalarının davranışlarını değiştirmeyeceğine vurgu yapan uzmanların Türkiye’de yükselen enflasyona dair görüşleri de dikkat çekiyor.
TCMB’nin faiz indirim döngüsünün tam olarak netleşmesini isteyen ekonomi uzmanları, piyasa ile sağlanabilecek bir iletişimin TL’deki değer kaybını sonlandırabileceğini belirtiyorlar. Türkiye ile ilgili değerlendirme yapan Credit Agricole yöneticisi Sebastien Barbe, faizlerin sabit bırakılmasını ima eden bir piyasa algısının TL’deki yükselişi durdurabileceğini ve arkadan gelecek Merkez Bankası hamlelerinin sağlıklı bir yol çizebileceğini bildiriyor. Aynı düzlemde enflasyonun gelecek aylarda da hızlanmasını beklediklerini ifade eden Barbe, TL’ye güvenin kazanılmasıyla normalleşmenin başlayacağına vurgu yapıyor.
Ekonomi uzmanlarının diğer üzerinde durduğu konu da yeni ekonomi politikası. Yeni modelin cari açığı kapatma adına yapıldığına dikkat çeken uzmanlar, söz konusu yaklaşımın TL’ye değer kaybettirdiğini, şu anda piyasada gelenekçilerle yenilikçilerin çetin savaş verdiğini dile getiriyorlar.