Geleneksel bankacılığın karmaşık yapısı, uzun kuyruklar ve kullanıcı dostu olmayan uygulamalar artık geçmişte kalıyor. Finans dünyasını teknolojiyle yeniden şekillendiren MARS, bu dönüşümde kullanıcıya tam kontrol, hız ve esneklik vaat ediyor. MARS’ın kurucu ortağı Emrah Kaya ile finansal teknolojilerin yükselişini, Türkiye’de dijitalleşmenin geldiği noktayı ve yapay zekâ ile yeniden tanımlanan müşteri deneyimini konuştuk. Kaya, yalnızca bir banka değil, bir teknoloji şirketi olduklarının altını çizerek MARS’ın kısa sürede nasıl bu kadar dikkat çektiğini ve gelecek planlarını da paylaştı.

MARS nasıl bir ihtiyaçtan doğdu? Türkiye’de ve dünyada dijital bankacılık ve neobankacılık alanında nasıl bir boşluğu doldurmayı hedefliyorsunuz?

Aslında her şey bankacılığın neden bu kadar karmaşık olduğunu sorgulamakla başladı. Saatlerce şubede sıra beklemek, basit bir hesap işlemi için dakikalar harcamak, bankama uygun ATM bulamamak teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada oldukça zorlu bir hal almaya başladı. Teknolojiyi yakından takip eden biri olarak insanların finansal dünyaya daha kolay, daha özgür ve daha bilinçli bir şekilde adım atabilmesini istedim. Hayal ettiğim tam olarak şubeye gitmeden, kuyruk beklemeden, evrakla uğraşmadan; sadece bir uygulama ile tüm finansal hayatımın avucumun içinde olduğu bir sistem yaratmaktı. MARS ile tam olarak bunu başardık. Geliştirdiğimiz sistemle kullanıcılarımız artık bankacılık işlemleri için şubeye gitmek zorunda kalmıyor, cüzdanlarını onlarca kartla doldurmaya gerek duymuyor. Tek bir uygulama üzerinden tüm finansal ihtiyaçlarını kolayca yönetebiliyorlar. Üstelik, limit yetersizliği gibi can sıkıcı sorunları da akıllı çözümlerimizle ortadan kaldırıyoruz. Böylece kullanıcılarımızın hayatı daha pratik, daha esnek ve daha kontrollü bir hale geliyor. Dünyada bu sistemin birkaç örneğini görüyoruz ancak Türkiye’de bu sistemin öncüsüyüz. Amacımız teknolojimizi kullanarak dünyada da sektörün öncülerinden olmak. 

Pazar ivme kazandı

Dijital bankacılık pazarının Türkiye’deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk kullanıcılarının bu yeni nesil finans teknolojilerine adaptasyonu ne düzeyde?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital bankacılık pazarı oldukça ciddi bir ivme kazandı. Özellikle teknolojiye yatkın genç nüfus finansal işlemlerini mobil üzerinden hızlı ve kolayca yönetmek istiyor. Sektörde teknolojiyi takip etmek, gençleri yakalamak oldukça büyük rol oynuyor. Bu da pazarı rekabetçi ve yenilikçi hale getiriyor. Yeni nesil, dijital işlemlere kolayca adapte olabiliyor. Mobil uygulamaların yoğun bir şekilde kullanılması, QR’a ödeme yapmak para çekmek, temazsız kartlar gibi işlemlerin benimsenmesine baktığımızda Türkiye’nin oldukça geliştiğini söylemek mümkün. Elbette hala ulaşılması gereken bir kitle mevcut. Ancak genel kullanıcılara baktığımızda adaptasyon olarak oldukça umut verici bir tablo görüyoruz. Bu dönüşümün bir parçası olarak biz de kullanıcıların adaptasyonuna ve ihtiyacına göre hareket etmeyi sürdüreceğiz.  

İçgörüye dayalı tasarım

MARS olarak kullanıcı deneyiminde ve müşteri bağlılığında nasıl bir farklılık yaratmayı amaçlıyorsunuz? Size göre sektörde en büyük rekabet avantajınız nedir?

MARS, kullanıcıya “bütün finansal hayatını bir araya getirdin ve artık kontrol sende” duygusunu veriyor. Amacımız, kullanıcıyı her işlemde daha az uğraştırmak; zamanla ise uygulamamızın onun adına tüm finansal süreçleri yöneten bir tür kişisel finans orkestra şefine dönüşmesini sağlamak.

En büyük avantajımız içgörüye dayalı tasarım anlayışımız. Biz aslında finansal ürün değil, kullanıcı odaklı teknoloji üretiyoruz. Bu yüzden her süreci, her ekranı, her çözümü son kullanıcıyı merkeze alarak tasarlıyoruz. Kullanıcılarımızın gerçek ihtiyaçlarını anlıyor, alışkanlıklarına göre şekillendirilmiş çözümler geliştiriyoruz. Bu yaklaşım sayesinde kullanıcı bağlılığımız yüksek, memnuniyetimiz ise ölçülebilir şekilde artıyor.

Doğru ve kazançlı finansal karar

Geliştirdiğiniz teknolojilerde ve ürünlerde yapay zeka, veri analitiği gibi yeni nesil araçları nasıl kullanıyorsunuz? Önümüzdeki dönemde hangi teknolojik yenilikleri MARS’a entegre etmeyi planlıyorsunuz?

Yapay zekâyı MARS’ın temel bileşenlerinden biri olarak konumlandırıyoruz. Geliştirdiğimiz sistem, kullanıcının harcama alışkanlıklarını analiz ederek ona en avantajlı ödeme yöntemini önerebilecek; örneğin o an hangi kartta kampanya ya da taksit avantajı varsa, arkada o kartı otomatik olarak seçecek. Amacımız, kullanıcının düşünmesine gerek kalmadan her zaman en doğru ve kazançlı finansal kararı onun yerine verebilmek. Her yeni özelliği de gerçek kullanıcı davranışlarına ve geri bildirimlere göre geliştiriyoruz.

Şu anda geliştirmelerini tamamlamak üzere olduğumuz yapay zeka asistanımızla bu vizyonu bir adım öteye taşıyoruz. Martian, kullanıcılar adına bütçe planlamasından ödemeye, birikimden kampanya önerilerine kadar birçok süreci yöneten kişisel bir finansal asistan olacak. Hedefimiz, insanların artık finansal okuryazarlık gibi konularla zaman kaybetmeden, arka planda onlar adına en doğru kararları verecek bir akıllı sistemle yaşamalarını sağlamak.

Rota Avrupa’ya çevriliyor

MARS’ın kısa ve orta vadeli büyüme hedefleri neler? Türkiye dışındaki pazarlara açılma gibi planlarınız var mı?

Kısa vadede hedefimiz, ürün özelliklerimizi artırırken Türkiye’de daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmak. Sadakat programlarımızı genişletiyor, ödeme ve kullanım deneyimini her geçen gün daha akıllı ve pratik hale getiriyoruz. MARS’ı yalnızca bir finansal uygulama değil, kullanıcıların günlük hayatında vazgeçilmez bir yol arkadaşı haline getirmeyi amaçlıyoruz.

Orta vadede ise rotamızı Avrupa’ya çeviriyoruz. Avrupa’daki regülasyonlar dijital finans oyuncuları için önemli fırsatlar sunuyor. Biz de teknolojimizi ve iş modelimizi yurtdışında ölçekleyebileceğimiz şekilde kurguladık. 2025 sonuna kadar ilk global adımımızı atmayı hedefliyoruz. Şimdiden heyecan verici proje teklifleri ve stratejik iş birliği fırsatları almaya başladık. MARS’ın uluslararası sahnede de dikkat çeken bir oyuncu olması için güçlü ortaklıklarla yola çıkmaya hazırlanıyoruz.

Finansal okuryazarlık gelişmeye açık 

Türkiye’de finansal okuryazarlığın gelişimi ve dijitalleşme süreçleriyle ilgili gözlemleriniz nedir? Bu konuda MARS olarak toplumsal katkı sağlamayı düşünüyor musunuz?

Finansal okuryazarlık Türkiye’de hâlâ gelişmeye açık bir alan. Harcama bilinci, borç yönetimi, birikim alışkanlığı gibi temel konular birçok kullanıcıda eksik. Ancak dijitalleşme ve özellikle yapay zeka gibi teknolojiler, bu açığı kapatmak için büyük bir fırsat sunuyor.

MARS olarak bu sorumluluğun farkındayız ancak klasik yöntemlerle değil, geleceğin araçlarıyla hareket ediyoruz. Uygulama içi yönlendirmelerden kişiselleştirilmiş önerilere, yapay zekâ destekli finansal koçluk modüllerine kadar birçok çözümle kullanıcıya okuryazarlık kazandırmak yerine, doğrudan doğru kararlar almasını sağlamayı hedefliyoruz.

Aynı zamanda gençlerle birlikte, finansal teknolojiler odağında sosyal etki yaratacak projeler geliştiriyoruz. Bu alandaki farkındalığı artırmak için üniversitelerle iş birlikleri, gençlere yönelik destek programları ve teknoloji temelli eğitim modelleri de gündemimizde.

Regülasyon sağlıklı büyümesi için önemli

Dijital bankacılık ve neobankacılık alanındaki regülasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alandaki mevzuat değişikliklerinin sektöre etkisi ne olabilir? 

Regülasyon, bu alanın sağlıklı büyümesi için çok önemli. Türkiye’de BDDK ve Merkez Bankası dijital bankacılığın önünü açan ama aynı zamanda kullanıcıyı da koruyan adımlar atıyor. Ancak hızlı inovasyonla birlikte daha esnek ve proaktif bir regülasyon anlayışına da ihtiyaç var. Mevzuatın yenilikçi çözümleri teşvik edici olması, sektörde hem güveni hem yatırımı artıracaktır.

Kullanıcı beklentileri artık çok daha net

Kısaca sektörel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Kullanıcı beklentileri artık çok daha net: sadece güvenli değil, aynı zamanda kolay, hızlı ve kazandıran bir finansal deneyim arıyorlar. Bu değişim, özellikle yeni nesil dijital oyuncular için büyük bir fırsat yaratıyor.

Geleneksel bankalar da bu dönüşümü fark etmiş durumda. Artık daha şubesiz olmayı, daha dijital görünmeyi, gençlerle konuşmayı hedefliyorlar yani uzun yıllar benimsedikleri yapıların tam tersine evrilmeye çalışıyorlar. Ancak burada kritik bir fark var: onlar temelde birer finans şirketi. Biz ise bir teknoloji şirketiyiz. Bu nedenle, bugün 100 yıllık bir bankanın ancak yapabildiği birçok çözümü biz MARS olarak kuruluşumuzdan kısa süre sonra hayata geçirdik ve her geçen gün bunun üzerine daha fazlasını koyarak ilerliyoruz.

Sektörde değerli oyuncuların olması bizim için tehdit değil, motivasyon. Rekabetle birlikte iş birliğinin olduğu bir “rekaberlik” ortamında, biz bu dönüşüme sadece ayak uydurmakla kalmayacak, yön verenlerden biri olacağız. Bu fark bizi sektörde ayrı bir konuma taşıyor.

Gençlere tavsiyeler

Son olarak, girişimci bir lider olarak genç girişimcilere ve fintech 

dünyasına adım atmak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Her şey bir problemi fark etmekle başlıyor. Eğer bir sorunu kendiniz yaşıyor ve onu çözmeye tutkuyla bağlıysanız, orada gerçek bir iş fikri vardır. İş dünyasında ise hız, güven ve sürekli güncel kalmak başarıyı belirleyen temel unsurlar. Bugün işe yarayan bir fikir, yarın demode olabilir. Bu yüzden sadece bugünü değil, yarını da düşünebilen; geleceği öngörebilen bir zihin yapısına sahip olmak şart.

İyi bir fikir, güçlü bir ekip ve değişime açık bir zihniyetle birleştiğinde başarı zaten kendiliğinden gelir. Ama her zaman her fikir tutmayabilir. Bazen en değerli tecrübeler başarısızlıklardan doğar. Her çöküş, doğru analiz edildiğinde bir sonraki adım için sağlam bir zemin haline gelir. Asıl farkı yaratanlar, yılmadan deneyen, öğrenen ve yeniden inşa edebilenlerdir.