ENFLASYON ÜZERİ FAİZ İLE SIKI DURUŞ
TCMB, Mayıs PPK toplantısında politika faizini değiştirmedi. Banka orta vadede yüzde 5'lik enflasyon hedefine ulaşıncaya ve fiyat artışlarında kalıcı düşüşler oluşuncaya kadar güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde politika faizinin, enflasyonun üzerinde kalmaya devam edeceğini bildirdi.

Sedat YILMAZ
Şahap Kavcıoğlu başkanlığında gerçekleştirilen ikinci Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası (TCMB), politika faizini Nisan ayında olduğu gibi bu ay da yüzde 19’da sabit bıraktı. Banka, 2021 yılı için Nisan Enflasyon raporunda tahmin edilen faiz patikası hedefinin yakalanıncaya kadar mevcut para politikası duruşunun süreceğini bildirdi.
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, üyeler Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Uğur Namık Küçük, Oğuzhan Özbaş, Emrah Şener ve Abdullah Yavaş’ın katıldığı PPK toplantısında enflasyonla ilgili riskler ön plana çıkarıldı.
TCMB Mayıs ayı faiz kararı metninde, yurt içi ve yurt dışında talep, maliyet faktörleri, sektörlerdeki arz kısıtlamaları ve yüksek enflasyon beklentilerinin fiyatlama davranışları ile enflasyon görünümünde riskler oluşturmayı sürdürdüğünü belirtti. Parasal sıkı duruşla birlikte yurt içinde kredi büyümesinde yavaşlamanın gözlendiğini vurgulayan banka, bunun yanında küresel emtia fiyatlarındaki artışa karşılık ihracattaki rekor artışlar, altın ithalatındaki düşüşün cari dengeyi desteklediğini vurguladı.
Banka orta vadede yüzde 5’lik enflasyon hedefine ulaşıncaya ve fiyat artışlarında kalıcı düşüşler oluşuncaya kadar güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde politika faizinin, enflasyonun üzerinde kalmaya devam edeceğini bildirdi.
Yılsonu hedefi yüzde 12,2
TCMB, talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler ile fiyatlama davranışlarının enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiğini vurgularken Nisan Enflasyon Raporu’nda belirtilen 2021 yılı sonunda orta noktası yüzde 12,2 olmak üzere yüzde 10 ile yüzde 14,4 aralığında oluşan tahmin patikasında belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruşun sürdürüleceğini açıkladı.
TCMB, dünyada emtia fiyatlarının sürekli arttığını, buna karşılık pandemiye bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonominin destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam ettiğini hatırlattı. Söz konusu durumun dünyada olduğu gibi yurt içinde de ekonomik aktiviteyi iyileştirmekle birlikte enflasyonda yukarı yönlü bir yükselişi beraberinde getirdiğine işaret eden TCMB, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin, uluslararası finansal piyasalar üzerindeki önemini koruduğunu dile getirdi.
Kredi yavaşlaması başladı
PPK’nın Nisan ayı faiz kararı metninde ifade edilen mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gelecek dönemde belirginleşeceği ifade edilirken, Mayıs ayı faiz kararı metninde ise söz konusu ifade, “Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir” şeklinde değiştirildi.
TCMB’nin Nisan ayındaki faiz karar metninde de sıkça belirtilen, talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği yolundaki tespiti Mayıs ayı faiz kararı metninde de yer aldı.
Sıkı duruşa yeni tanımlama
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun göre gelmesiyle birlikte para politikasındaki sıkı duruş ile parasal sıkılaştırmanın adı “enflasyon üzeri faiz” şeklinde belirginleşti. Mayıs ayı faiz karar metninde de yer alan tanımlama, “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir” denilerek bir kez daha pekiştirildi.
Para politikasının fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda TCMB’nin elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edileceği vurgulanan metinde, talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmayı sürdürdüğü, hedeflenen enflasyon oranlarına ulaşılıncaya kadar mevcut duruşta devam edileceği kaydedildi.
İktisadi aktivite toparlanıyor
Pandemiye bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonominin destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanma yoluna girdiğini belirten TCMB faiz karar metninde, “Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Son dönemde emtia fiyatlarında yeniden artış gözlenirken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. Salgın kısıtlamalarına bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. İmalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyir sürmektedir. Bununla birlikte, salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır” açıklamasını yaptı.
Cari dengede iyileşme
Ticari kredilerin yanı sıra bireysel kredilerde de daha ılımlı bir seyrin gözlendiğine işaret eden Merkez Bankası, söz konusu gelişmenin makro ekonomik istikrar açısından yakından takip edildiğinin altını çizdi. Banka emtia fiyatlarındaki yükselişe karşılık, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal şartlardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredi büyümesindeki yavaşlamanın Türkiye’nin cari işlemler dengesinde öngörülen iyileşmeleri desteklediğini kaydetti.
TCMB açıklamasının sonunda, “Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul (PPK), kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir” ifadelerine yer verdi.
Gevşemeye izin vermiyor
TCMB’nin faiz kararını değerlendiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, TCMB’deki yeni yönetimin göreve geldiğinden bu yana benimsediği “enflasyon üzerinde faiz” uygulamasının devam ettiğinin görüldüğünü söyledi.
Mevcut enflasyonun şu anda bir parasal gevşemeye müsaade etmeyen bir noktada olduğunu ve politika faizinin de yüzde 19’larda olduğunu hatırlatan Erkan, “Gerçekleşen enflasyona göre, belli bir koruma alanı sağlayan yüzde 19 faizin gevşetilmesi noktasında yüzde 17,1’lik enflasyon ideal alanı sağlamıyor. Dolayısıyla, aslında Merkez Bankası’nın güncel enflasyon ve beklentilere dair riskleri değerlendirerek sıkı kalmaya devam etmesi önemli. Zayıf liranın ve artan enerji maliyetlerinin etkisiyle enflasyon yükselmeye devam etti ve ana metriklere dair belirsizlikler enflasyonun Nisan’dan sonra yeni bir zirve yapıp yapmayacağını da belirsiz kılıyor” dedi.
Reel faiz daha güçlü olmalı
TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini yüzde 12,2 olarak yüzde 9,4’den revize ettiğini ancak genel tahminlerin enflasyonun bu oranın üzerinde gerçekleşebileceğini gösterdiğine dikkat çeken Enver Erkan, “Enflasyona baz etkisi dışında yardımcı olacak bir faktör olmaması, bunun da etkisinin dönemsel kalacak olması çerçevesinde tahminlere dair yukarı yönlü risklerin ağırlıkta olduğundan söz edilebilir. Bu da daha düşük borçlanma maliyetlerinin uygulanmasında politika gevşetmesi için fazla bir alan olmayacağını gösteriyor. Enflasyonda son artış reel faizi yüzde 2’lerin altına düşürdü ve global likidite pozisyonları ve negatif ayrışan risk primimiz reel faiz pozisyonumuzun daha kuvvetli olmasını gerektirebilir” yorumunu yaptı.
Bankadaki yeni yönetimle birlikte fiili değişiklik olmasa da iletişim dilindeki değişikliklerin para politikaları noktasında belirsizliklere yol açabileceği üzerinde duran Erkan, “Enflasyonda kalıcı ve sürdürülebilir bir düşüş politika normalleştirmesinde de ana kriter olmalıdır. İlk faiz indirimi 3’üncü çeyrek dönemi içinde gerçekleşebilir. Erken veya hızlı bir gevşeme döngüsü, lira üzerinde değer kaybı baskısı oluşturup enflasyonist riskleri artırabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Döviz stabil, altın yükseldi
Haftaya yükseliş bandında giren döviz ise TCMB’nin faizi sabit bırakması kararıyla yüzde 0,5 oranında gerileme yaşadı. Dolar/TL kuru 8,30 liradan girdiği haftada 5,35’lere dayandıktan sonra dünkü faiz kararıyla yeniden 8,30’lu rakamlara döndü. Kur 8,28 liraya kadar düştü.
Euro/TL kuru da 10 liradan girdiği haftada TCMB’nin faiz kararıyla 9,98 liraya çekildi. Ancak daha sonra toparlanarak yeniden 10,03’lü değerlere yükseldi.
Türkiye tahvil piyasasında 2 yıllık tahvil faizi yüzde 17,94’le günü kapatırken ABD 10 yıllık tahvillerinin 1,64’lü seviyelerden yeniden 1,56’lara inmesi küresel altın fiyatlarını yukarı arttırdı. Ons altın 1812 dolara çıktı. Yurt içinde de gram altın yüzde 0,77 değer kazanarak 484 liraya yükseldi. Çeyrek altın 782 liradan işlem gördü.