SON DAKİKA
Tarım ve hayvancılık Pazartesi 11 Mayıs 2020 02:00

EN BÜYÜK SORUN TAHSİLAT

TGDF Akademi COVID-19 Konferansları çerçevesinde süt ve süt ürünleri sektörünün sorunları masaya yatırıldı. Sektörün salgın olsun olmasın her zaman sefer görev emri halinde savaştığı belirtilen konferansta, en büyük sorunun süt üreticisine yapılan ödeme ile perakendeciden yapılan tahsilat arasındaki dengesizlik olduğu vurgulandı.

En büyük sorun tahsilat
TGDF Akademi COVID-19 Konferansları çerçevesinde süt ve süt ürünleri sektörünün sorunları masaya yat

COVID-19 salgınının süt ve süt ürünleri sektörü üzerindeki etkisi TGDF Akademi’de masaya yatırıldı. SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel moderatörlüğünde düzenlenen video konferansta süt ve süt ürünleri sektörünün önde gelen isimleri sektörün durumunu ve geleceğini değerlendirdi.

Konferansa Aynes Genel Müdürü Murat Hocalar, Pınar Süt Genel Müdürü Gürkan Hekimoğlu ve Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Hamit Can konuşmacı olarak katıldı.

Tarık Tezel: “Tedarik zinciri halk sağlığı ve ekonomi için kritik öneme sahip!”

Gıda sistemlerinde üretici çiftçi, hayvansal ve bitkisel üretim, hasat, ara nakliyeler, işletmelere nakliyeler, işleme, muhafaza, pazarlama faaliyetleri, perakende kanallarına nakliyeler, perakende, halkaları ciddi bir tedarik zinciri organizasyonudur. Adeta bir domino etkisine açık, bütüncül ve son derece risklere sahip bir zincirdir bu.

Üstelik risk çok yönlü ve çeşitlidir. Öyle ki; bu zincirin içindeki halkalardan biri, bırakın kırılmayı, zayıflasa dahi üretimden son tüketiciye kadar, sonuç olarak, hem halk sağlığı, hem de ulusal ekonomi zarar görür.

Bu risk unsurlarının kök nedenlerinden biri de ölçek ekonomisi ve tedarik planlamasıdır. Talep ve stok yönetimindeki planlama hataları ile bir yandan israf, bir yandan arz fazlası stokları, diğer yandan da stok yetersizlikleri ile karşılaşılabilir.

Murat Hocalar: “Sektör, süt mucizesi için savaşıyor”

Süt ve süt ürünleri sektörü sefer görev emri aldı, savaşıyor. Bu savaş her zaman vardı, COVID-19 ile şiddetlendi. Savaşılan konu süt mucizesi için. Süt insanın yaşaması için gerekli her türlü besin maddesini içinde barındıran tek madde. Verilen savaş bu gıdanın çocuklara, annelere ulaştırılabilmesi için.

Salgın bu noktada kalmayacak. Gelecekte de çok farklı salgınlarla mücadele edilecek. Ülkemizde başka bir salgın çıkarsa buna sokak sütleri ile mi müdahale edilecek, yoksa gıda güvenliği şartları sağlanmış sütlerle mi? Süt sektörü pandemiden güçlenerek çıkacaktır. Pandemi, insanların gıda güvenliğine ulaşmasının bilim ve akıl yoluyla olacağı gerçeğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur.

Gürkan Hekimoğlu: “Sektör standartları salgından önce de çok yüksekti”

COVID-19 başladığında sektör olarak zaten hijyen ve sanitasyon standartları çok yüksekti. Ülkemizin güçlü bir üretim sistemi var. Virüsün gelmesi silkelenmemizi sağladı. Sokak sütçülüğü azalmaya başladı. İhracatımız ise sürüyor. Örneğin ABD’de sütler dereye boşaltılırken ülkemizde tek damla zayi olmadı. Sektör hem üreticiyi, hem tüketiciyi düşünerek sütü işleme yönünde gayret gösterdi.

Sektör, çalışanlarıyla birlikte bir aile. İşletme içinde zaten bilinçli olan çalışanlar bu bilinci evlerine, akrabalarına da yaymış görünüyor. Artık bilim konuşuluyor. Televizyona çıkıp halkı yanlış yönlendirenler bu sıralar görünürde yok. Sektör halka sağlıklı ambalajlı ürünler sunuyor, bunun yanında devlet vergi kazanıyor.

Hamit Can: "Ülkemizde süt sektörü dimdik ayakta"

Süt sektörü için her gün olağanüstü. Sektör 365 gün 7/24 çalışıyor. Bu nedenle COVID-19’un sektöre getirdiği ekstrem bir çalışma modeli yok.

Bu dönemde süt üreticisinin hemen hiçbir sıkıntısı olmadı. Sorumluluk sahibi sanayicinin çiğ süt üretiminin hepsini her şartta aldığı görüldü. Bu konuda ABD’de içler acısı durumlar yaşandı, ülkemizde ise yaşanmaması sevindirici. ABD gibi organize bir sistemde bile bu sorunlar olurken ülkemizde olmaması, sektör ve üreticinin birlikte ne kadar iyi çalıştığının göstergesi.