SON DAKİKA
EKONOMİ Pazartesi 01 Aralık 2025 02:19

EMTİA PİYASASINDA ANADOLU GERÇEĞİ

Türkiye piyasaları, sanayicinin enerji maliyeti hesapları ve üreticinin hammadde arayışıyla kritik bir dönemece girdi. Enerji cephesinden gelen olası indirim sinyalleri ve tarımsal üretimdeki rekolte beklentileri, reel sektörün rotasını yeniden çizmesine neden oluyor.

Emtia piyasasında Anadolu gerçeği

Hakan ÖZBAY

Türkiye ekonomisinde hane halkının tenceresinden sanayicinin çarkına kadar her kesimi etkileyen emtia piyasaları, yılın son ayına hareketli giriyor. Döviz kurlarındaki yatay seyre rağmen, sanayi bölgelerindeki hammadde stoku arayışı ve enerji fiyatlarındaki gelişmeler, piyasanın ateşini yüksek tutmaya devam ediyor. İnşaat ve demir-çelik piyasasında ise gözler yeni haftadaki talep dengesinde. 

ENERJİDE GÖZLER POMPA VE VANADA

Sanayicinin en büyük maliyet kalemi olan enerjide Türkiye, kışa temkinli giriyor. Petrol fiyatlarının uluslararası arenada baskı altında kalması, Türkiye’de akaryakıt dağıtım şirketlerinin tabelalarına indirim beklentisi olarak yansımış durumda.

Nakliyeci İndirim Bekliyor Lojistik sektörü ve nakliyeciler, motorin grubunda hafta başında tabelaya yansıyabilecek olası bir indirime kilitlendi. Sektör temsilcileri, "Navlun maliyetlerini düşürecek her kuruşluk indirim, market raflarındaki etiketlere olumlu yansır" görüşünde birleşiyor.

Sanayide Gaz Güvencesi BOTAŞ ve Enerji Bakanlığı kaynaklarından alınan son bilgilere göre, Silivri ve Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisleri tam kapasiteye ulaşmış durumda. Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yönetimleri, bu kış sanayide bir enerji kısıntısı beklenmediğini, ancak maliyetlerin rekabetçiliği zorlamaya devam ettiğini vurguluyor.

TARIMIN KALBİ TÜRİB’DE ATIYOR

Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) verileri ve Anadolu'dan gelen haberler, tarım emtialarında "iklim" odaklı bir fiyatlamanın hakim olduğunu gösteriyor.

Pamukta "Beyaz Altın" Savaşı Tekstil sanayinin başkenti sayılabilecek bölgelerde, yerli pamuk fiyatları "stratejik" bir seyir izliyor. Ege ve Çukurova pamuğu, ithal rakipleri karşısında tutunmaya çalışırken, iplik sanayicisi stok maliyetlerini yönetmekte zorlanıyor. Sektör, yeni yılda pamuk primlerinin artırılması talebini yüksek sesle dile getirmeye başladı.

Buğdayda "Ekmek" Dengesi Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) regülasyon çalışmaları sayesinde ekmeklik buğday piyasasında fiyat istikrarı korunuyor. Ancak makarna ve un sanayicisi, kurak geçen sonbaharın ardından kış yağışlarını yakından takip ediyor. Anadolu Kırmızı Sert (AKS) buğdayının borsadaki işlem hacmi, sanayicinin "risk almamak için stoklu gitme" eğiliminde olduğunu gösteriyor.

DEMİRDE BEKLEYİŞ SÜRÜYOR

Kentsel dönüşüm projelerinin hız kazandığı İstanbul ve deprem bölgesindeki yeniden inşa süreci, demir-çelik talebini canlı tutan en önemli faktör. Ancak inşaat maliyet endeksindeki artış, müteahhitleri temkinli olmaya itiyor.

İnşaat demiri fiyatlarında hafta sonu yatay bir seyir gözlenirken, sektör temsilcileri şu değerlendirmeyi yapıyor: "Talep var ama nakit akışı sıkıntılı. Demir tüccarları vadeli satıştan kaçınıyor, peşin çalışmak istiyor. Bu da şantiyelerin hızını etkiliyor."

Öte yandan serbest piyasada yatırımcının güvenli liman arayışı da devam ediyor. Kapalıçarşı’da özellikle fiziki altına olan talep, bankalararası piyasa ile çarşı arasındaki makasın korunmasına neden oluyor. Vatandaşın enflasyonist beklentilerle tasarruflarını koruma refleksi, kuyumcularda hareketliliğin sürmesini sağlıyor.

PİYASANIN GİZLİ GÜNDEMİ

Piyasalar bir yandan ekranlardaki altın ve döviz fiyatlarını takip etse de, Anadolu kaplanlarından İstanbul’un ticaret merkezleri İSTOÇ, PERPA ve Kapalıçarşı’ya kadar reel sektörün asıl gündemi, kökten değişen "ödeme alışkanlıkları" ve giderek zorlaşan tahsilat süreçleri oldu. Kasım ayı kapanışları yapılırken, ticaretin yazılı olmayan anayasası "nakit akışı" üzerine yeniden kuruldu. Yüksek faiz ortamı ve kredi musluklarının kısılmasıyla birlikte, tabela fiyatları artık sembolik bir göstergeye dönüşürken, "Nakit Fiyatı" ile "Vadeli/Kartlı Fiyat" arasındaki makas, bankaların artan POS komisyon oranları ve ticari kredi maliyetleri yüzünden yüzde 40’a kadar açıldı. Eskiden toptan ticarette standart kabul edilen 90 ila 120 günlük çek vadeleri, artan risk algısı ve finansman maliyeti nedeniyle tarih olurken, sanayici artık 30-45 günü aşan vadeli kağıtları kabul etmemeye, kabul etse bile üzerine ciddi bir "vade farkı" eklemeye başladı.

Sadece vadeler kısalmadı, aynı zamanda tedarik zincirindeki güven mekanizması da şekil değiştirdi; üreticiler sattığı malı aynı fiyata yerine koyamama endişesiyle "proforma fatura" sürelerini 24 saate kadar düşürdü ve "malı gönder, ödemeyi sonra al" dönemi bitti, yerini "parayı hesabımda göreyim, malı öyle yükleyeyim" sistemine bıraktı. Nakit sıkışıklığının had safhaya ulaştığı bazı sektörlerde, özellikle inşaat ve demir-çelik tarafında "takas" ekonomisinin geri döndüğü, hammadde karşılığında gayrimenkul veya araç takasının yeniden masaya geldiği konuşuluyor. Tüccarın yeni mottosu "Kâr marjım düşsün ama kasama sıcak para girsin" olurken, yarın başlayacak yılın son ayında firmaların tek hedefi, 2026 bilançosuna devretmeden alacaklarını bir an önce tahsil edip yılı "nakitte" kapatabilmek olacak.

ABONE OL