ELEKTRONİK HABERLEŞME SEKTÖRÜNDE BİR DÖNÜM NOKTASI
Türkiye, elektronik haberleşme sektöründe önemli bir dönüm noktasına yaklaşırken, TELKODER Türk Telekom'un 2026 yılında sona erecek imtiyaz sözleşmesi konusunda dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu: "Söz konusu süreç, sektördeki rekabetin dinamiklerini ve tüketici haklarını doğrudan etkileyecek önemli sonuçlar doğurabilecek bir dönüm noktasıdır."

2005 yılında Türk Telekom’un özelleştirilmesi, Türkiye'deki telekomünikasyon sektöründe önemli bir dönüşüm sürecini başlattı. Özelleştirme, devletin Türk Telekom üzerindeki tekelleşmiş kontrolünü sona erdirerek, özel sektöre yatırım çekmeyi ve rekabet ortamını teşvik etmeyi amaçlamıştı. 2005 yılında Türkiye'de gerçekleştirilen özelleştirme süreci kapsamında, Türk Telekom'a devredilen altyapı, sektördeki rekabetin gelişmesine yönelik önemli bir fırsat sunuyordu. Ancak, üzerinden geçen 20 yıl sonunda, özelleştirmenin amacına ulaşmadığı görülüyor.
Son 20 Yılda Sektörde Neler Oldu?
Sektör Büyümüyor
TELKODER tarafından paylaşılan verilere göre, özelleştirmeden bu yana gelirler üzerindeki enflasyon etkisi çıkarıldığında 2005 yılında 17 Milyar TL olan sektör büyüklüğünün 2023 yılı sonunda 14,79 TL’ye gerilediği görülüyor.
Rekabet Oluşmuyor
2024 yılı son çeyrek verilerine göre, sektörde alternatif işletmecilerin payı ise %9 seviyesinde bulunuyor. Özelleştirmeden bu yana geçen 20 yıl sonunda sektörde rekabetin tesis edilemediği de görülüyor.
Şirketler Değer Kaybediyor
Sektörün yaklaşık %70’ini oluşturan iki şirketin piyasa değerleri incelendiğinde, 2008 yılından bu yana önemli ölçüde düşüş yaşandığı görülüyor. Buna göre, 15 Mayıs 2008 tarihinde 8,20 Milyar Dolar olan Türk Telekom’un hisse değerinin 2024 yılı sonunda 4,35 Milyar Dolar’a gerilediği görülüyor.
TELKODER’in değerlendirmeleri şöyle devam ediyor... Son 20 yıllık süreçte sektörün büyüklüğü, rekabet ve şirket değerlerine bakıldığında, 2005 yılında gerçekleştirilen özelleştirme ve sonrasında izlenen politikaların hedeflere ulaşmakta yetersiz kaldığı, özellikle küçülmekte olan sektörün sadece alternatif işletmecileri değil Türk Telekom’u ve hatta tüketicileri de olumsuz olarak etkilediği açıkça görülüyor. Ancak, bu sadece bir sonuç değil, aynı zamanda 2013'ten bu yana yaşanan düzenleyici eksikliklerin ve yanlış yönlendirilmiş politikaların bir yansıması olduğu gözüküyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), son on yılda rekabet ve serbestleşmeyi ikinci plana iten politikalar izledi ve bu süreçte sektör dinamizmini kaybetti, yatırımlar yavaşladı ve inovasyon geri plana düştü. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’nin elektronik haberleşme sektörü sadece altyapı eksiklikleriyle değil, aynı zamanda düzenleyici belirsizliklerle de mücadele ediyor.
2026 yılında sona erecek olan imtiyaz sözleşmesi, Türk Telekom'un özelleştirme kapsamında işletme hakkını aldığı altyapının bundan sonra nasıl kullanılacağını ve bu altyapının diğer telekomünikasyon işletmecileriyle nasıl paylaşılacağını belirleyecek. TELKODER, bu süreçte Türk Telekom’un sonlanacak olan imtiyaz sözleşmesinin, aynı şartlarla uzatılmaması gerektiğinin altını çiziyor. Aksi takdirde, mevcut monopol yapısının ve yukarıda rakamlarla ortaya konan sektördeki kan kaybının devam edeceğini ve sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet edebilirliği ciddi bir şekilde zarar göreceğini ve bu durumun da sektörün büyümesi ve tüketicilere sunulan hizmetlerin kalitesini olumsuz yönde etkileyeceğini belirtiyor.
Bu noktada, TELKODER tarafından yapılan açıklamada, bugüne kadar Türk Telekom’u koruyan ve alternatif işletmecilerin altyapı yatırımlarını engelleyici politikalara son verilmesi gerektiği, Türk Telekom altyapısına erişimin, diğer işletmecilere eşit şekilde açılmasının, tesis paylaşımı ve geçiş hakkı konusunda işletmecilerin yaşadığı engellerin ortadan kaldırılarak altyapı yatırımlarının önünün açılmasının elzem olduğu, ancak bu şekilde pazarın rekabet gücünün artacağı ve tüketicilere daha kaliteli hizmet sunulmasına zemin hazırlayacağı vurgulanıyor. Altyapının çeşitlendirilmesiyle birlikte, hizmet sağlayıcıları arasında fiyat rekabetinin de artacağına ve bu durumun, nihai tüketicilerin daha uygun fiyatlarla daha iyi hizmet almasını mümkün kılacağı belirtiliyor.
Altyapıya Erişim ve Sektörel Dönüşüm
Altyapının diğer işletmecilere açılması konusunda TELKODER tarafından yapılan açıklamada, artık altyapıda değil bu altyapı üzerinden sunulan hizmetlerde rekabet edilmesi gerektiği, bu durumun sektörde özgün ve yenilikçi hizmetlerin geliştirilmesine, hizmet çeşitliliğinin ve kalitesinin arttırılmasına katkıda bulunacağının altı çiziliyor. Konunun önemi; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki fiber hat konusunun yavaş ilerlemesine yönelik yakın geçmişte yaptığı bir konuşma kapsamındaki, "Fiber hat yatırımları konusunda engel çıkaranlar karşılarında bizzat şahsımı bulacaklarını bilmelidirler" sözleriyle de hatırlatıldı.
Fiber internet hizmetleri, Veri Merkezi ve Bulut Bilişim Hizmetleri, dijital dönüşüm gibi alanlarda, farklı işletmecilerin sahip olduğu yenilikçi yaklaşımlar, Türk Telekom’un altyapısıyla birleştiğinde sektörün daha ileri bir seviyeye taşınmasına hizmet edeceği belirtiliyor.
TELKODER, Türk Telekom’un altyapısını paylaşarak sağlayacağı faydaların yanında, bu sürecin sektörün büyümesine ve gelişmesine de önemli katkılar sunacağını değerlendiriyor. Altyapıya sağlanacak eşit erişim ile hem sektördeki yatırımların artması hem de istihdam olanağının genişleyeceği değerlendiriliyor.
Düzenleyici Kurumlara Çağrı
Konuya ilişkin detaylı değerlendirmede bulunan TELKODER Başkanı Halil Nadir Teberci şunları söyledi: “Sektörde, BTK, Rekabet Kurumu, Bakanlık ve İlgili Cumhurbaşkanlığı Ofisleri gibi yetkili düzenleyici kurumların, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda gerekli düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesi büyük önem taşıyor. Telekom sektörünün sağlıklı bir şekilde işlemesi, yalnızca tüketici memnuniyetini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülke ekonomisine de önemli katkılarda bulunacaktır. Rekabetçi bir ortamda, yenilikçi hizmet ve ürünlerin geliştirilmesi, Türkiye’nin dijitalleşme hedeflerine katkıda bulunacaktır. TELKODER olarak, Türk Telekom’un imtiyaz sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte, tüm Türk Telekom altyapısına erişim konusunda işletmeciler için eşit fırsatların sunulmasını ve adil bir rekabet ortamının sağlanmasını talep ediyoruz. Tüm paydaşların bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve sektördeki dönüşümün önünü açması elzemdir.”